Diyanet İşleri Başkanlığı tarihindeki ilk kadın başkan yardımcısı Huriye Martı, kadına şiddetle mücadele konusunda Diyanet'in çalışmalarını anlattı. Şiddeti onaylayan hiçbir düşünce kalıbının İslam'la bağdaşmadığının altını çizen Martı, aile içi şiddetin altında şiddeti meşru gösteren çeşitli yayınların artmasının, şiddetin kanıksanmasının ve zihniyet bozulmasının yattığına dikkat çekti. Martı, Diyanet İşleri'nin toplumda 'zihniyet dönüşümünü' sağlamak için seferber olduğunu 10 yılda 100 bin din görevlisine aile içi şiddete karşı eğitim verdiğini vurguladı. Şiddet konusunda Diyanet işleri olarak Kuranı Kerimi ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in hayatını referans aldıklarını belirten Martı şunları anlattı:
REFERANSIMIZ KURAN VE SÜNNET: Farkındalık oluşturmak ve şiddetin hiçbir meşru mazereti olmadığını, İslam dininde kadına yönelik şiddete asla yer bulunmadığını işleyecek bir zihniyet dönüşümü için çalışmalar yapıyoruz. Çalışmalarımızda dinin temel kaynaklarını referans alırız. Kadına yönelik şiddetle mücadele hususunda da yine bizim referansımız peygamberimizin hayatı ve Kuran'ı Kerim'dir. Şiddeti onaylayan hiçbir düşünce kalıbı İslam'la bağdaşmaz. Kadına yönelik şiddet konusunda olumlu ya da onaylayıcı bir referansı İslam'da bulamazsınız. Bunun en belirgin örneği Peygamberimizin hayatıdır. Peygamber Efendimizin, 'Sakın sizlerden birisini karısını döverken görmeyeyim' diye kesin emri vardır. Peygamberimizin kendi hayatında da bazen huzursuzluklar oldu, eşleriyle geçimsizlikleri oldu ama peygamber Efendimiz tek bir defa şiddete müracaat etmemiştir. Ne fiziksel, ne sözlü, ne duygusal ne de ekonomik şiddete...
DİNİMİZ İZİN VERMEZ: Peygamber Efendimizin hayatında kadına aile içerisinde de sosyal dokuda da herhangi bir şekilde hak ihlaline sebep olacak şiddet davranışını peygamberimizin asla kabul etmediğini biz biliyoruz. En temelde bizim kurum olarak işlemeye çalıştığımız ana tema şudur: Kadına yönelik şiddet bir kul hakkı ihlalidir, insan hakkı ihlalidir. Kul hakkı ise dinimizde son derece önemli bir kavramdır ve kul hakkının ihlal edilmesine dinimiz hem hukukî hem de ahlaki olarak asla izin vermez.
100 BİN PERSONELE EĞİTİM: Müslümanlara doğru modeller sunarsak ve şiddeti dinin onaylamadığı, Allah'ın kabul etmediği bir tutum olduğunu öğretirsek kendi kendilerini kontrol edebileceklerini düşünüyoruz. Bu yüzden din görevlilerimizin eğitim almasını çok önemsiyoruz. Son 10 yılda 100 bini aşkın din görevlisi ailenin korunması ve kadın yönelik şiddetin önlenmesinde din görevlilerinin rolü projesinde eğitim aldı. Biz bugüne kadar aile içi şiddetle mücadele konusunda 960 eğitici yetiştirdik. Cuma hutbelerinde, aile içerisinde merhameti ele alan, aile bireylerinin birbirleriyle ilişkisini adalet, sevgi ve merhamet üzerine kurgulayan hutbe metinlerimiz yıllardır cemaate ulaşmaktadır.
PSİKOLOJİK ŞİDDET DE İSLAM'A AYKIRIDIR
Her insan bir takım dokunulmazlıklarla doğar. Kadın ya da erkek olsun, canı, malı, akıl sağlığı dokunulmazdır. Psikolojik şiddet de akıl sağlığına etki yaptığı için İslam'a aykırıdır. Siz istediğiniz kadar "fiziksel şiddet uygulamıyorum" deyin eğer siz dilinizle, sözünüzle, hakaretle, dalga geçerek, küçümseyerek bir insanın psikolojisini bozuyorsanız onun akıl dokunulmazlığına müdahale ediyorsunuz demektir ve bu İslam'a göre suçtur. Fiziksel şiddet dışında her türlü incitici ve yaralayıcı şiddet davranışı da İslam'ın anlayışıyla bağdaşmaz ve suçtur.