YYÜ Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Hasan Hüseyin Arı, gazetecilere yaptığı açıklamada, kadavraları tıp eğitiminde özellikle kadın doğum, ortopedi, üroloji, kulak-burun-boğaz, anestezi, plastik ve genel cerrahi bölümlerinde, asistan eğitiminde, yeni operasyon tekniklerinin denenmesinde ve klinik anatomi çalışmalarında kullandıklarını söyledi. Arı, kadavralarla ilgili 2000 yılında araştırma görevlisi Selim Çınaroğlu ile yeni bir çalışma başlattıklarını anlattı.
Alman bilim adamı Gunter Von Hagens'in buluşu olan ''Plastinasyon'' yönteminin yıllardır kadavralar üzerinde kullanıldığını, geleneksel kadavra metodunun ise içeriğinde kanserojen madde bulunması nedeniyle Avrupa ülkelerinde yasaklandığını belirten Arı, ''Biz de bu doğrultuda başlattığımız çalışmalar kapsamında, 2004 yılında atık yağlardan da elde edilebilecek bir madde ve çeşitli karışımlar kullanarak bir solüsyon hazırladık. Bu solüsyonu kadavralar üzerinde denedik ve olumlu sonuç aldık'' dedi.
Arı, yaklaşık 6 yıl önce araştırma görevlisi Çınaroğlu ile hazırladıkları yöntemin uygulandığı kadavraların halen bozulmadığını bildirerek, şunları kaydetti:
''Geleneksel metot uygulanan kadavralar, çürümeye karşı en fazla 2 yıl dayanabiliyor ve eski özelliğini kaybediyor. Ancak bizim geleneksel kadavra hazırlama metoduna alternatif olarak geliştirdiğimiz yöntem ile kadavralar uzun yıllar bozulmadan ilk günkü sağlamlığını koruyor. Saklanması için ek yatırımlar da gerektirmiyor. Bu yöntem Türkiye'de ve dünyada bir ilktir.''
Plastinasyon yönteminin yüksek maliyetli olduğuna dikkati çeken Arı, kendi geliştirdikleri metodun ise ekonomik ve içeriğindeki maddelerin her yerde rahatlıkla bulunabilecek türde olduğunu ifade etti.
Arı, geliştirdikleri yöntemle hazırlanan kadavraların tıp eğitiminin yanı sıra gösterim amaçlı da kullanılabileceğine değinerek, ''Eğer alt yapımızı tamamlarsak, Van'a 'kadavra müzesi' kazandırmak istiyoruz'' diye konuştu.