Van Gölü'nde yaşayan tek balık cinsi olan inci kefali balığının kaçak avlanmasını karşı, güvenlik güçleri tarafından dere kenarlarında silahlı nöbet tutuluyor.
Her yıl nisan ayı ortalarından itibaren esas yaşam alanı olan Van Gölü'nü terk ederek, üremek için akarsulara göç eden inci kefalinin bu yolculuğu sırasında 15 Nisan-30 Haziran tarihleri arasında av yasağı uygulanıyor. Av yasağına uymayan bazı kişilerin kaçak avcılık yapmasını önlemek için jandarma ve polis ekipleri, balığın göç güzergahında seyyar karakol kurarak silahlı nöbet tutuyor. Dere kenarlarından polis ve jandarma yaya devriyelerle nöbet tutarken, Van Gölü'nde ise İl Jandarma Komutanlığı Sahil Güvenlik Birimi ekipleri nöbet tutuyor. Kaçak avcılara göz açtırmayan jandarma ve polis ekipleri, hava koşullarına aldırmadan gece gündüz nöbet tutuyorlar.
YYÜ (Yüzüncü Yıl Üniversitesi) Su Ürünleri Bölüm Başkanı ve Doğa Gözcüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, inci kefalinin yumurta bıraktığı alanda nöbet tutan jandarma ve polis ekiplerini ziyaret etti. Muradiye ilçesindeki çalışmaları yerinde izleyen Sarı, alınan bir ihbar üzerine bir eve baskın düzenlendi. Düzenlen baskında 5 torba içerisinde yaklaşık 250 kilo kaçak avlanmış balık ele geçirildi. Balıklara el konulurken şahıslar hakkında ise 778 TL para cezası kesildi. Buradaki ziyaretini tamamlayan Prof. Dr. Sarı ve beraberindekiler balığın yoğun bir şekilde göç ettiği diğer bir bölge olan Erciş ilçesine geçti. Burada da jandarmanın yaya devriyeleri ve sahil güvenlik ekiplerinin çalışmalarını inceleyen Sarı basın mensuplarına çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Sarı, inci kefalinin dünyada sadece Van Gölü havzasında yaşayan endemik bir balık türü olduğunu söyledi. Balığın yaşamanı gölde sürdürdüğünü, ancak Van Gölü'nün tuzlu sodalı suları yumurtlaması için uygun olmadığından ilkbahar aylarında büyük sürüler halinde akar sulara göç ettiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Akar sulara yumurtasını bırakan balıklar tekrar göle geri dönüyorlar. Bir hafta içerisinde yumurtadan çıkan balıklar en geç bir ay içerisinde Van Gölü'ne geri dönüyor. Dolayısıyla şuanda Van Gölü'nün çevresinde ne kadar tatlı su yatakları varsa bu tatlı sularının hepsine inci kefali yumurtlamak için göç ediyor.
Balık, tuzlu sudan tatlı suya giderken, tatlı sudan tuzlu suya dönerken her ikisinde de akar suyla ve göl suyunun karıştığı mansaplarda bir müddet beklemek zorunda kalıyor. Aksi takdirde balık göçünü tuzlu sudan tatlı suya, tatlı sudan tuzlu suya geçemeyip şoka giriyor ve ölüyor. İşte bu fizyolojik adaptasyon için mansaplarda balık beklediğinde insanlar kaçak ağlarla bu bağlığı avlıyorlar ve ne yazık ki bunu satmaya çalışıyorlar" dedi.
"YUMURTLAMA DÖNEMİNDE BİR BALIĞI DEĞİL 10 BİN BALIĞI AVLAMIŞ OLUYORUZ"
Her inci kefalinin karnında ortalama 10 bin yumurtanın olduğunu ifade eden Prof. Dr. Sarı, "Bu dönemde bir tane balığı avladığımızda aslında bir balığı değil 10 bin balığı avlamış oluyoruz. Balık, mansaptan akar sulara girdiğinde tehlikeden kurtuluyor mu hayır. Mansaptan akarsulara girmeye başlayan balığı kaçak avcılar takip ediyorlar. Derelerde de kaçak bentler kurarak avlanmaya çalışıyorlar. Dolayısıyla bu dönem içerisinde eğer önlem alınmazsa çok büyük bir katliam yapılıyor.
Burada gördüğümüz Van İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı ekipler Van il sınırları içerisindeki inci kefalinin korunması ile ilgili çok değerli bir koruma faaliyetleri yürütüyor. Şu anda saatlerimiz 02: 00 civarında ve yaklaşık 100 güvenlik görevlisi inci kefalinin korunması ile ilgili faaliyetlere katılıyor. Hava şartlarına aldırmadan bu görevini yürütüyor. Ancak yaptıkları iş kutsal bir şey. Yani hem mansaplarda, hem dere boylarında inci kefalinin korunması için çok değerli bir faaliyet yürütüyorlar. Ben öncelikle bu faaliyete katılan tüm değerli arkadaşlarımıza balıklar adına teşekkür etmek istiyorum" dedi.
"BU DÖNEMDE KAÇAK AVLANMIŞ BALIK ALMAZSANIZ, SATAMADIKLARI İÇİN DE AVLANMAYACAKLAR"
Van Gölü'nün sadece Van ili sınırlarından oluşmadığını ifade eden Sarı, "Gölün bir kısmı da Bitlis tarafındadır Aynı faaliyetlerde burada sürdürülüyor. Şu anda bu koruma faaliyetleri olmasaydı yarın sabah çarşıya gittiğimizde her taraf balıkla dolmuş olacaktı. Bu tür koruma çabalarına rağmen balığın böylesine göç etme esnasında kaçak avcılar tarafından az da olsa çarşı pazarda avlanıp satılıyor. Onlara karışa Van Gölü çevresinde yaşan insanlarımızdan bir şey istiyorum. Ne olursunuz bu balık alınmazsa satılamaz. Yani siz balık almazsanız bunu satamayacak. Satamadıkları için de avlanmayacaklar. Ne olursuz şuradaki balığın şu çabası, bu mücadeleye bu zor şartlardaki inci kefalinin üreme mücadelesine destek olun. Kaçak avlanmış olan balığı almayalım" dedi.
"ASIRLARDIR YANLIŞ OLUŞMUŞ BİR DAVRANIŞI YOK ETMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Sadece 75 gün balık avcılığında yasak olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Dr. Sarı, "Geriye kalan 290 gün balık avcılığı serbest. Bu dönemde balık yemediğinizde kaçak avcılara destek olmamış olursunuz. Sizden rica ediyorum balığı korumaya çalışan insanlara ve balığa destek olun.
Mayıs sonuna kadarki gün içerisinde 45 günlük bir süreyi geçirdik. Bu 45 günlük süre geçmiş yıllara oranla çok ciddi önlemlerle geçen bir süre oldu. Ümit ediyoruz ki geriye 30 günlük bir zamanımız kaldı. Bu 30 günlük zamanda da 45 günde sürdürdüğümüz koruma faaliyetlerini sürdürebiliriz. Geçmiş yıllara oranladığımız da çok ciddi bir şekilde kaçak avcılığında azalma var. Yani bunu da fiyatı ile de takip edebiliriz.
Geçmiş yıllarda kaçak satılan balığın fiyatı ile bu sene satılan balığın fiyatını karşılaştırarak bunu biz anlayabiliyoruz. Her gece alınan önlemlerden farklı yerlerde bizim irtibat halinde olduğumuz gönüllülerimiz var. Bu gönüllülerin bize aktardığı bilgiler çerçevesinde baktığımızda geçmiş yıllara oranla bu sene çok başarılı bir koruma sezonu geçiriyoruz. Ancak buna rağmen çarşıda pazarda balık satılıyor olarak görülebilir. Bunları gördüğünüz zaman moraliniz bozulmasın. Çünkü çok geniş bir alandan bahsediyoruz. Asırlardır yanlış oluşmuş bir davranışı yok etmeye çalışıyoruz. Ümit ediyoruz ki bu çaba devam ettiği süre içerisinde önümüzdeki yıllarda bu oran daha da düşecek. İnci kefali daha sağlık bir şekilde derelere girerek emniyetli bir şekilde yumurtasını bırakıp Van Gölüne dönecek.
"İNCİ KEFALİ KAÇAK AVCILIĞINDA DA BÜYÜK RANT SÖZ KONUSU"
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Bölüm Başkanı ve Doğa Gözcüleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu çerçevesinde kaçak avlanan inci kefallarını yakalayan insanlara rast gelindiğinde idari para cezası uygulandığını ifade ederek "Eğer kaçak balık yakalamışsak ona el konuluyor. İlk defa kaçak avcılık yaparsa 778 TL idari para cezası kesiliyor. Sor iki yıl içerisinde aynı suçu bir kez daha tekrar ederse bu ceza iki katına çıkıyor. Eğer balık avlamada kullandığı av aracı kanuni olarak yasak ise yakalanıyor, manyat ağına el konularak imha ediliyor.
En küçük ağın değeri 2 bin 500 ile 3 bin TL civarında. Dolayısıyla ciddi bir rant dönüyor bunun içerisinde. Van Gölü çevresinde uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadelede ne kadarlık bir ranttan bahsediyorsak yaklaşık olarak inci kefali kaçak avcılığında da benzer rakamlar söz konusu. Ancak bu cezalar yeterli değil. Çünkü 5 kilo balık avlamış adama rast geldik 778 TL para cezası uyguladık. Bir kamyona 20 ton inci kefali yüklenmiş rast geldik buna da 778 TL idare para cezası uyguladık. Bu ceza orantılı bir ceza değil. Bu cezaların caydırıcı olması lazım. Örneğin 2 kilo balık ile yakalanan bir insana uyguladığımız cezayı bir kamyona uygulamakla o kamyoncuyu caydırabilir miyiz?
Şu anda en büyük sorunumuz kaçak olarak avlanmış inci kefalını taşıyan kamyonlara ceza uygulanamıyor. Nasıl ceza uygulanması gerekiyor aynen orman kaçakçığında ve kaçakçılara olduğu gibi bunlara kesinlikle belli bir süre trafikten men cezası gelmesi geriyor. Bunu için biz YYÜ ve Doğa Gözcüleri Derneği olarak yasal düzenleme yaptırmak için 5 yıldan beri mücadele ediyoruz. Ancak henüz bir ilerleme sağlayamadık. Yetkililerden destek istiyoruz. Bu sorun sadece inci kefali için geçerli bir sorun değil. Tüm Türkiye'deki su ürünleri kanununun uygulanmasında rastlanılan bir sorun. Bunun çözümü için bu yasada mutlaka değişikliğe gitmemiz gerekiyor" dedi. Yapılan ziyaretin ardından Prof. Dr. Sarı ve beraberindekiler Erciş ilçesinden sabaha karşı ayrıldı.