İzmir'de bir tekstil firmasında dikiş makinesi operatörü olarak çalışan işçi hakkında İzmir 2. Aile Mahkemesi, aile koruma kararı kapsamında eşine 200 metre yaklaşmama cezası verdi. Şok kararla sarsılan işçi, soluğu personel şefinin yanında aldı. Eşi ile arasının düzelmesini umarak yıllık izne ayrılmak isteyen işçiye iddiaya göre personel şefi, "İzne gerek yok, 2-3 gün gidip kafanı dinle gel" dedi. Bunun üzerine işe gitmeyen işçi 2 gün sonra iş yerine geldiğinde büyük şok yaşadı. İşverenin üç gün izinsiz ve mazeretsiz işe gelmediği iddiasıyla iş akdinin 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/II-g bendi gereğince haklı sebeple feshedildiğini duyan işçi bu kez mahkemenin yolunu tutup kendini savunarak davanın reddini istedi. İzmir 7. İş Mahkemesi, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanarak davacının 15, 16 ve 17 Nisan 2013 tarihlerinde izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediğini ve feshin 4857 Sayılı Kanun'un 25/II-g bendi gereğince haklı olduğunu kabul ederek, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklısı olmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verdi.
Yargıtay kararı bozdu
Kararın temyiz edilmesiyle Yargıtay 22. Hukuk Mahkemesi, filmlere konu olacak hadiseyle alakalı emsal bir karara imza attı. Mahalli mahkemenin kararı oy birliği ile bozuldu. Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi:
"İzmir 2. Aile Mahkemesi'nin 2013 tarihli kararı ile davacının aynı iş yerinde çalışan eşine 200 metreden fazla yaklaşmaması konusunda tedbir kararı verildiği belirtilmektedir. Tanıkların da davacının eşi ile birlikte davalı şirkette çalışmakta olduğunu, eşine yaklaşmaması konusunda mahkemece tedbir kararı verildiğini kaydetmişlerdir. Aynı iş yerinde oldukları için bu karar üzerine davacının yıllık izin kullanmak istediğini, ancak personel şefinin yıllık izin kullanmaması, 2-3 gün gidip kafasını dinlemesini söylediği ifade edilmiştir. Davacının 2 gün sonra işe geri döndüğünde işten çıkarıldığının söylendiğini beyan ettiği gözetildiğine davacının bildirilen ve tutanak ile tespit olunan tarihlerde iş yerinde olmaması davacı yönünden haklı ve zorlayıcı nitelikte bir sebebe dayanmaktadır. Bu sebeple işverence yapılan feshin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatının reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."