Bir soru önergesi üzerine düşürülen Türk savaş uçaklarını geçtiğimiz hafta açıklayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, 1965'ten bu yana üç askeri uçağın başka bir devlet tarafından düşürüldüğünü kaydetti. Bunlardan en esrarengiz olanı 14 Eylül 1983'te Irak'ta düşürülen Türk jetiydi. Bakan Yılmaz'ın açıklamasına kadar 29 yıl boyunca bir sır gibi saklanan olayın ayrıntılarına SABAH ulaştı: Tarih 14 Eylül 1983. İran-Irak Savaşı tüm hızıyla sürüyor. İşte bu toz bulutu içinde Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü'nden 182'nci filoya ait iki Süper Sabre F-100 Türk jeti rutin "Önleme Görevi Eğitimi" için havalanıyor. Viranşehir bölgesi üzerinde eğitim sürerken iki jet arasındaki göz teması kayboluyor. Devreye İskenderun radarı giriyor. Ancak bu sırada her iki uçağın da Teşhis/Tanıma sistemlerinin çalışmadığı ortaya çıkıyor. Ortaya çıkan problem üzerine jetlerden biri Diyarbakır'a dönüş yapıyor. Diğer jetse istikamet cihazı ile manyetik pusulası arıza yapınca yönünü kaybediyor. Jet Diyarbakır'a dönüşün çarelerini ararken yanlışlıkla Irak hava sahasına giriyor. Tam bu sırada Irak Hava Kuvvetleri 79. Filo'ya bağlı bir Mirage F1'i tarafından havadan havaya atılan füzeyle vuruluyor. Neyse ki Mirage F1'in attığı füze tam isabet kaydetmiyor. Bu yüzden Türk pilotları uçaktan atlama şansı buluyor. Jet, Zaho civarına düşerken paraşütle atlayan pilotlar aynı bölgeye iniyor. Türk pilotlar Kuzey Irak'taki Kürt peşmerge ayrılıkçı gruplarının eline düşüyor. İşte vurulan jetin pilotlarına tam 29 yıl sonra ulaştık. SABAH'ın elde ettiği bilgilere göre düşürülen jetin ön kokpitinde, yani öğrenci koltuğunda Teğmen Muammer Cengiz oturuyordu. Arka kokpitte yani öğretmen koltuğunda oturan pilot ise Üsteğmen Tayfun Bulgan idi.
"CİHAZ ARIZALIYDI"
Hava Harp Okulu'ndan dereceyle mezun olan Teğmen Muammer Cengiz, Diyarbakır'daki 182'nci filoya kazadan sadece 5 ay önce atanmıştı. Muammer Cengiz şu anda özel bir havayolu şirketinde kaptan pilot olarak görev yapıyor. Telefonla ulaştığımız Kaptan Cengiz olaya ilişkin şunları söylüyor: "Bu olayları, böyle bir gündemde yeniden hatırlanmasını istemiyorum. Ben bu olayı olaydan sonra bir kez anlatmıştım. Yine anlatmak istemiyorum" Muammer Cengiz'in "Anlattım" dediği olayın ayrıntıları Hayri Birler tarafından kaleme alınan "Hayata Paraşütle Dönenler" kitabında mevcut. O kitapta pilot Cengiz kazayı şöyle anlatıyor: "Kalkışımızdan sonra güneye doğru indik. Birden yan tarafımızda bir başka jet gördüm. Mig-21 tipi uçak bizde yok (Bu uçak aslında Mirage F1EQ olacak). Üsteğmenime gösterdim. O da görmüş. Seyrüsefer cihazının yanlış istikamet verdiğini fark ettik. Alet bozulmuş. Biz de fark etmeden Irak sınırını ihlal etmişiz. Aletin gösterdiği koordinatlara göre biz Türkiye sınırı içinde bulunuyoruz, ancak arızalıymış. Olayı kavradığımız anda Irak uçakları bize güdümlü roket attılar. Bir patlama oldu. 2-3 saniye sonra ben atlama kolunu çektim. Hatırladığım ilk şey paraşütün açıldığıdır. Paraşüt açılınca aklıma üsteğmen geldi. 'İnşallah o da atlamıştır' diye düşündüm ve çevreme baktım. Onun da paraşütünü gördüm."
56 GÜNLÜK ESARET
Paraşütle yere inen pilotlardan Teğmen Muammer Cengiz'in durumu iyiydi. Üsteğmen Tayfun Bulgan ise yerde paraşütle sürüklenince hafif yaralandı. İki Türk pilotu bölgeyi ellerinde bulunduran peşmergeler tarafından yakalandı. Pilotlar 56 gün boyunca esir tutuldu. Muammer Cengiz esaret günlerini ise şöyle anlatıyor: "Türk olduğumuzu söyleyince bize iyi davrandılar. Kimlerle ve nasıl temas kuruldu bilmiyorum. 56'ncı günde bizi alıp sınıra yakın bir bölgeye götürdüler. Serbest kalacağımız Türk tarafına haber verilmiş. Bizi karşılayıp helikopterle Van'a götürdüler." Cengiz gibi özel bir şirkette görev yapan Tayfun Bulgan konuyla ilgili yorumda bulunmak istemediğini belirtti. Türk jetini vuran Irak pilotunun ise halen sağ olduğu ve Bağdat'ta ikamet ettiği söyleniyor.