Erezkaya, insanların çocuklarına özellikle Şaban ismini koyamadıkları, 'İnek Şaban', 'Tatar Ramazan', 'Recep İvedik' gibi lakaplar yüzenden isimlerle alay edilmesine sebep olduğu gerekçesiyle film ve haberlerin yayınlanmasının engellenmesini talep etmişti. Antalya Cumhuriyet Savcılığı tarafından değerlendirilen dilekçeyle ilgili olarak "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı Orhan Erezkaya'ya yazılı olarak iletilirken, gerekçe olarak suçun unsurunun oluşmadığı gösterildi.
Şikayetçinin belirttiği hususların hakaret kapsamında değerlendirilemeyeceğinin ifade edildiği karar metninde, müştekinin sadece eleştiri hakkını kullandığı, kaldı ki isminin Orhan olduğu ve şikayette bulunduğu Şaban, Ramazan ve Recep isimleriyle bir bağlantısının olmadığı, söz konusu eleştirilerin ise herhangi bir suçun yasal unsurununu oluşturmadığı ifade edildi.
Karar metni eline ulaşan ve 15 günlük itiraz süresi bulunan Orhan Erezkaya, avukatlarıyla durumu değerlendireceklerini söyledi. Erezkaya, haberin çıkmasının ardından iyi ve kötü çok fazla sayıda eleştiri aldığını, ancak en çok üzüldüğü konunun ise rahmetli Kemal Sunal üzerinden kendisini karalamaya çalışanlar olduğunu söyledi. Kemal Sunal'ın son yüzyılın Nesraddin Hocası olduğunu ve bütün filmlerinin kar amacı değil sosyal mesaj içeren önemli yapıtlardan oluştuğunu söyleyen Orhan Erezkaya " Kemal Sunal'ın dilekçemde ismi bile geçmedi. Bizim yasaklanmasını istediğimiz , filmde adı geçen İnek Şaban lakabı ve bu lakabın toplum içinde algılanış şekliydi. Bu konuyla ilgili yapılan bilimsel araştırmalar var. Marmara Üniversitesinden bir profösör, 1960 yılında bin 500 civarında olan Şaban isminin kullanan vatandaş sayısının 2009 yılında 150'ya kadar düştüğünü, bu yıllar arasında birçok insanın da mahkemelere başvurarak Şaban olan ismini değiştirdiğini açıkladı. Bu ay Recep ayı, bu ayların neden önemli olduğunu ve mübarek sayıldığını bilelim, eğer yine de bu isimleri bu ayların başına lakap olarak yakıştırabiliyorsak bunu herkesin vicdanına bırakıyorum" diye konuştu.