Derya- Bedir Kuytan çiftinin oğulları Muhammet Samet Kuytan'ın sünnet töreni için kalabalık bir konvoy, şehir turu atmak için yola çıktı. Abdurrahman Gazi Türbesi'ne ziyarete giderken güzergah üzerinde bir grup çocuk, bahşiş almak için konvoyun önünü kesmek istedi. Çocuklar, sünnet arabasının geçişi sırasında yola çektikleri ipi kaldırdı. Bu sırada ip, aracın açılan üst bölümünden başını çıkaran Muhammet Samet Kuytan'ın yüzüne geldi. İpin boğazına takılmasından son anda kurtulduğu Kuytan, yaralandı.
Boynu kırılmaktan son anda kurtulan Muhammet Samet Kuytan, başına gelenleri şöyle anlattı:
"Konvoyla türbe yoluna çıkıyorduk. Ben de araçta su içiyordum. Kafamı camdan çıkardım, o anda biz yoldan geçerken çocuklar ipi kaldırdı. İpi yüzümde hissettim, hemen oturdum. Annem 'Ne oldu?' diye sordu. Ne olduğunun farkında bile değildim. Babam arabayı sağa çekti. Yüzümde yanıklar var gibiydi. Korkudan yürüyemiyordum. Hastaneye gittik. Doktorlar krem verdi. Şimdi bu haldeyim. İp az daha kulağımı kesecekti. Beş lira için can bile alacaklar. Zaten benim yüzüm kesilince hepsi görüp kaçtı. Biraz hızlı gitseydik kesin boynum kopardı. Benim için güzel bir gün olacaktı. Heyecandan 06.00'da uyanmıştım. Hemen oturmasaydım ip boynuma takılıp beni aşağıya bile atabilirdi. Arabaların altına takla atabilirdim. İyi ki de eğilmişim de sadece yüzüm yaralanmış. Aynaya bakınca kendimi başka biri gibi hissediyorum. Dizilerde olduğu gibi ben de yüzüme bir şey kapatmak istiyorum."
'ÇOCUĞUM ÇIRPINIYORDU'
Olayın şoku atlatamayan Derya-Bedir Kuytan çifti üzüntülerinden gözlerine uyku girmediğini söyledi. Çocuğunun yüzünü her gördüğünde bunu yapanlara kızdığını söyleyen 3 çocuk annesi Derya Kuytan, "İpi tutan çocukları gördük. Bırakırlar diye düşündük. Geçtiğimiz esnada ipi kaldırdılar. Eğlence anında çocuğun yukarıda olduğunun hiç farkında değildik. Arkamı döndüğümde çocuğumun çırpındığını gördüm. 'Anne yüzüm yandı' diye bağırıyordu. Ben benzin döktüler zannettim. İp olduğu hiç aklıma gelmedi. Çocuğumun yüzü bembeyaz olmuş, resmen şişmişti. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kendinde değildi. Sadece yavrumun yüzü ne olduysa tamamen gitti diye düşündüm. Kollarımızda bayıldı. Günümüz hastanelerde geçti. Bu sadece bizim başımıza gelen bir şey değil oradan geçen herkes şikayetçi. Bugün benim başıma gelen yarın başkasının başına gelebilir. Bazı çocuklar arabalara çakmak, taş atıyorlar. Orası normal bir yol olmamaya başladı. Her cadde başını mesken tutmuşlar. Benim çocuğum şu an hayatta olmayabilirdi. Normal bir şey yaşamadı. Herkes sesimizi duysun, başka anneler babalar en mutlu günlerinde böyle durumlar yaşamasınlar istiyoruz" diye konuştu.
'YETKİLİLER BAHŞİŞ TERÖRÜNÜN ÖNÜNE GEÇMELİ'
Oğlunun üzerindeki sünnet kıyafetinin bile parçalandığını söyleyen Bedri Kuytan, "O günü anlatmak çok zor inanın. Bahşişçiler evden çıktığımız andan itibaren arabanın önünü kesmeye başladılar. Yollara halatlar bağlamışlar. Taş atan var, bıçak çeken var. Biz geçmeden ipi kaldırdılar ben çocuğumu uyarana kadar olanlar oldu. Benim çocuğumun boynu kopacaktı. Bunun önüne yetkililerin geçmesi lazım. Bizim canımız yandı. Sabaha kadar uyuyamadık. Güzel günümüz rezil oldu. Hep hastanedeydik. Tek ricam bunun önüne geçilmesi. Çocuğumun yüzü ikiye bölünüp kesilebilirdi. Elbisesi bile ne hale geldi. Bunun hesabını kim verecek. 14-15 yaşlarındaydılar. Hepsi kaçtı" ifadelerini kullandı.