Abhazya son 20 yılda savaşlar ve ekonomik ambargo nedeniyle sıkıntılı günler geçirdi. Peki bugün ülkede durum nasıl? Bugün durum oldukça sakin ve barışçıl. İnsanlar yeni bir savaş olmayacağını anladı ve bunun rahatlığını yaşıyor. Ancak ekonomik alanda ciddi sıkıntılarımız var. Rusya şu anda Abhazya'ya en çok yatırım yapan ülke konumunda. Türkiye'deki diyasporamızdan da yatırım geliyor. Yatırımları teşvik etmek için bizim de üzerimize düşen görevler var. Örneğin turizm alanında yürttüğümüz çalışmalarla potansiyelimizi Antalya seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.
Bağımsızlığınız yalnızca 4 ülke tarafından tanınıyor. Uluslararası camiada kendinizi yalnız hissediyor musunuz? Kendimizi asla yalnız veya izole edilmiş hissetmiyoruz. Sorunlarımızı çözmek için Rusya ile ilişkilerimizi çok iyi düzeye getirdik. En iyi dostumuz Rusya olsa da dünyaya kapalı değiliz. Bizimle barışçıl ilişki kurmak isteyen her ülkeye kapımız sonuna kadar açık.
'YALVARMAYACAĞIZ'
Basında yer alan ve Rusya'nın KKTC'yi, Türkiye'nin de Abhazya'yı tanıyacağına dair iddia gerçeği yansıtıyor mu? Ciddi bir dayanağı olmayan bu iddia, uluslararası gündemi uzun süre meşgul etti. Yakın gelecekte İran, Suriye, Ürdün, Belarus ve Güney Amerika ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülkenin Abhazya'yı tanıyacağını düşünüyorum. Diğer yandan bağımsızlığımızın tanınması için hiçbir ülkeye yalvarmadık, yalvarmayacağız.
'GÜRCÜLERİ BİLİRİZ'
Gürcistan Cumhurbaşkanı Saakaşvili, Abhazya'nın bir gün yeniden Gürcistan'ın bir parçası olacağını söylüyor... Saakaşvili'yi ciddiye almıyorum. Geçmişte Gürcülerin nasıl savaşçılar olduklarını gördük. Ama korsanlıkta oldukça iyiler. Gürcüler bugün Karadeniz'de Abhazya'ya mal taşıyan gemilere el koyarak, tıpkı Somali'dekiler gibi korsanlık yapıyor. Gürcistan tekrar bir gemiye el koyarsa bedelini öder.
Abhazya'nın gelecekte Rusya'nın bir parçası olacağı ileri sürülüyor, halkınızın büyük bölümünün Rus pasaportuna sahip olması da bu iddialara dayanak olarak gösteriliyor. Ne Rusya Federasyonu'nun ne de bir başka bir ülkenin parçası olacağız. Büyük mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz bağımsızlığımızın değerini çok iyi biliyoruz ve yitirmeye niyetli değiliz.
'TÜRKİYE SÜPER GÜÇ'
Türkiye'nin 2008 yazında Kafkaslar'da yaşanan savaş sırasında izlediği politikayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Başbakan Tayyip Erdoğan savaş sırasında oldukça yapıcı ve ileri görüşlü bir politika izledi. Türkiye sıradan bir ülke değil, bir süper güç. Biz Türkiye ile başta ekonomi olmak üzere her alanda çok iyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Şu anda Türkiye'nin bizi tanıması gibi bir talebimiz yok, çünkü problemlerin farkındayız. Diğer yandan Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ünal Çeviköz'ün geçen yıl eylül ayında gerçekleştirdiği ziyaret çok önemli. Bu ziyaret Türkiye'nin iyi niyetini gösteriyor.
'AB'Yİ ANLAMIYORUZ'
AB'nin savaş sırasında ve sonrasında Abhazya'ya yönelik tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? AB'nin kriterlerini anlamak mümkün değil. Gürcistan gibi agresif ülkelere kucak açıp bizim gibi barışçıl ülkelere kötü davranabiliyorlar.
Abhazya'nın geleceği için en büyük hedefiniz nedir? Abhazya için en büyük rüyam ekonomik kalkınma hamlemizin başarıya ulaşması ve insanların refaha kavuşması. İnsanlarımız artık savaşın geride kaldığının ve bir araya gelme gerekliliğinin farkına varmalı.