Kütahya, Afyonkarahisar ile Eskişehir sınırlarında derin vadiler tarafından şekillenen dağlık alan ve volkanik tüflerden oluşan jeolojik yapısıyla dikkat çeken Frig Vadisi, M.Ö. 900- 600 yıllarında Frigler, daha sonra Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullanıldı. Kaya mezarları, kiliseler, sığınma ve barınma amaçlı yapılan mağara kalıntıları ile Frig Vadisi'nde her yıl yüzlerce turist ağırlanıyor. 'Anadolu'nun ikinci Kapadokyası' olarak bilinen, ana tanrıça Kybele'ye adanmış açık hava tapınakları, sunaklar ve kaya mezarları gibi birçok yapının bulunduğu bölge, 506 kilometrelik uzun parkuruyla doğa yürüyüşçüleri ve bisikletçilerin rotaları arasında yer alıyor.
SPREY BOYAYLA YAZILAR YAZMIŞLAR
Anadolu'nun önemli mirası Frig Vadisi'nin son halini gören ziyaretçiler, hem üzüldü hem kızdı. Kayaların içine oyulmuş mağaraların duvarlarına, sprey boyayla yazılar yazıldığı görüldü. Bırakılan çöplerden, mağaraların içinin ise piknik yeri olarak kullanıldığı anlaşıldı.
UYARI LEVHASI YOK
Antalyalı profesyonel dağcı ve rehber Cuma Gök, muhteşem coğrafya üzerine kurulu büyük medeniyetin yer aldığı Frig Vadisi'nin çok özel bir bölge olduğunu söyledi. Son ziyaretlerinde mağaraların içinde piknik yapanları, ateş yakanları görünce üzüldüklerini anlatan Gök, doğa ve etkileyici tarihin iç içe olduğu bölgede uyarı levhası bulunmadığını kaydetti. Gök, doğal sit alanı olmasına rağmen titizlikle korunamayan Frig Vadisi'nde tahribata karşı önlemler alınması gerektiğini söyledi.