FETÖ'nün Diyarbakır'daki Milli Eğitim'den sorumlusu mahrem imamlığını yürütürken tutuklanan Ramazan Çakır Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandı. Sanık FETÖ'cülerin sendikası olan Aktif Sen'in de Ergani temsilcisi olduğunu belirterek, "Anadolu Lisesinde Din Kültürü öğretmeniyim. FETÖ ile hiçbir ilgim yoktur. Suçsuzun tahliyemi istiyorum" dedi.
Mahkeme 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası ihraç edilen FETÖ imamı Çakır'ın, Milli Eğitim Bakanlığında yetkili olan Eğitim Bir Sendikasını zayıflatmak için Aktif Eğitim Sen'i kurduğu ve bu sendikanın da görev yaptığı Ergani'deki temsilcisi olduğunu belirtti. Savunmaları bir bütün olarak incelendiğinde sanığın sanki Türkiye'nin dışında farklı bir ülkede yaşıyormuş gibi olup biten her şeyden habersiz gibi davranmasının suçtun kurtulmaya yönelik olduğu bildirildi. Sanığın 7 ayrı ilde Bank Asya hesabı bulunduğu ve bu hesaplarının terörist elebaşı Fetullah Gülen'in "Para yatırın" çağrısından sonra aktif kullandığına dikkat çekildi. Mahkeme, el konulan telefonun incelenmesinde ise yoğun kullanım anlamına gelen kırmızı renkte By Lock kullanıcısı olduğu tespit edildi. Mahkeme, farklı By Lock kullanıcısı olan kişilerin sanığı Ergani'de görev yaptığı için kendi By Lock programlarına "Erganili Ramazan" diye kaydettiklerini, kullanıcı adının rmzn2143, şifresinin de 2340Er olduğunu vurgulandı. Mahkeme, sanığın FETÖ'nün silahlı terör örgütü olduğunu bildiği ve bu durumun 15 Temmuz darbe girişimiyle alenileştiği halde örgüt ile olan bağını kesmediği için örgüt üyeliği suçunun toplanan delillerle sabit olduğunu kaydetti.
Mahkeme, indirme ve kullanma yöntemi tamamen terör örgütünün denetiminde olan ve açık kaynaklardan indirilmesi mümkün olmayan By Lock'un örgütün gizli haberleşme ağı olduğu sanığın da aktif kullanması dikkate alındığında örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer aldığı kaydedildi.15 Temmuz darbe girişimine kadar meşruiyetini toplum nezdinde dini zemini, kamu otoritesi nezdinde de hukuki zemini istismar ederek sağlaya gelen FETÖ'nün haberleşmesinin tam bir örgütsel gizlilik ve kripto yöntemine dayanması da dikkate alındığında sanığın savunmalarına itibar edilemeyeceğine vurgu yapıldı.
Sanığın yaptığı görev nedeniyle edindiği bilgi, tecrübe ve örgütteki konumuna göre bu oluşumun silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek kapasiteye sahip olduğu ifade edildi. Örgütün silahlı unsurlarının olduğunu bildiği, buna rağmen bu örgüte katılım gösterdiği bildirildi. Sanığın yürüttüğü kamu görevinin niteliği ve örgütteki konumu, Bylock programını yoğun kullandığı dikkate alındığında ceza miktarının alt sınırdan uzaklaşılarak hakkında 9 yıl hapisle cezalandırılmasına oy birliğiyle karar verildi. Sanığın temyiz itirazları da istinaf ve Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından reddedilerek hakkındaki mahkûmiyet kararı oy birliğiyle onandı.