Darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
SİLİVRİ'DE TUTUKLU
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Okur, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.
Duruşmada, "FETÖ'ye üye olmak" suçundan tutuklanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak tahliyesine karar verilen eski HSYK Üyesi Mustafa Kemal Özçelik, tanık olarak dinlendi.
Okur'un, 2002-2004 yıllarında örgütün yaptığı sohbetlere katıldığını ileri süren Özçelik, bu yıllardan sonra Okur'u toplantılarda görmediğini söyledi.
İbrahim Okur'un 2012'den sonra cemaate karşı bir duruş aldığı yönünde duyumları olduğunu aktaran Özçelik, 2013'ten sonra eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, yargıdaki örgüt mensuplarının tespiti yönündeki çalışmalarına İbrahim Okur'un da destek verdiğini duyduğunu ifade etti.
ABD'li John Bolton'dan FETÖ'cü darbe girişimi için skandal sözler!
Okur'un, HSYK Birinci Daire Başkanlığı yaptığı 2010-2014 yılları arasında etrafındakilere ve kendisine, "Beni cemaatten saymayın, cemaatçi değilim" şeklinde sözler söylediğini anlatan Özçelik, şunları kaydetti:
"2010-2014 HSYK'si çalışmalarını tamamladıktan sonra Okur yeniden HSYK adayı oldu. Bu seçimde cemaatin desteklediği aday değildi. Kendi iradesiyle aday olduğunu söylemişti. Cemaatin kendisini desteklemediği de aldığı oydan belli. Süreçte MİT Müsteşarının ifadeye çağrılmasına karşı çıkmıştı. Ankara Başsavcısı Ethem Kuriş'i bu nedenle görevden aldığını duymuştum. 'Okur cemaatçi mi' derseniz, klasik anlamda bir cemaatçi diyemem."
Tanık Özçelik, mahkeme heyetinin soruları üzerine Okur ile yaptıkları sohbet toplantılarının ayrıntılarını anlattı.
Özçelik, 2002-2004 yılları arasındaki bu toplantılarda, o dönem Adalet Bakanlığında çalışan, Okur'un yanı sıra eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem ve eski Adalet Akademisi Başkanı Hüseyin Yıldırım ile bir araya geldiklerini kaydetti.
Klasik cemaat toplantılarının aksine terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in konuşmalarını yorumlayan, sohbet yapan "abi"nin bulunmadığını söyleyen Özçelik, Okur'un himmet adı altında olmasa bile "sadaka" anlamında istenen paraları verdiğini ifade etti.
ESKİ HSYK ÜYESİ KÖROĞLU, TANIK OLARAK DİNLENDİ
Tanık olarak dinlenen eski HSYK Üyesi Ömer Köroğlu ise Okur'un cemaate yakın isimlerden olduğunu söyledi.
Kendi gücünü cemaatten önde tutan Okur'un, "Beni cemaatten saymayın, beni kapı eşiğinde sayın." şeklinde de ifadeler kullandığını bildiren Köroğlu, Okur'un iradesini cemaate teslim etmiş bir kişi olmadığını dile getirdi. Köroğlu, Okur aleyhine bazı dönemlerde örgüt tarafından söylemlerde bulunulduğunu ileri sürdü.
İbrahim Okur, tanık beyanları ve dosyaya gelen evraklara ilişkin savunmasında, bazı belgelerin kendisiyle ilgisinin olmadığını belirtti.
ByLock kullanıcısı olmadığına, Bank Asya'da hesabının bulunmadığına yönelik dosyaya sunulan belgeleri hatırlatan Okur, bu belgelerin de savunmasını teyit ettiğini aktardı.
"ÖRGÜTE KARŞI MÜCADELE VERDİM"
O dönemde cemaat olarak bilinen yapının örgüt olduğunu anladığı dönemden itibaren karşı tavır aldığını anlatan Okur, 2012'den itibaren farklı amaçları olacağını anladığı örgüte karşı mücadele vermeye başladığını ifade etti.
Hiçbir zaman üyesi olmadığını, örgütün çökertilmesi için bildiklerini anlattığını söyleyen Okur, örgütün yaptığı çok sayıda hukuksuzluğa HSYK'de görev aldığı dönemde karşı çıktığını savundu.
Yargılamalar sırasında 300 kişi aleyhinde ifade verdiğini, tanıklık yaptığını aktaran Okur, bazı tanıkların serbest kaldığını, kendisinin tutukluluğunun devam ettiğini söyledi.
İbrahim Okur, 2 yılı aşkın süredir tutuklu olduğunu, delilleri karartma imkanı, kaçma şüphesi bulunmadığını savunarak tahliyesini istedi.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanık İbrahim Okur'un tutukluluk halinin devamına, aralarında eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı ile eski HSYK Üyesi Nilgün Hacımahmutoğlu'nun da bulunduğu tanıkların dinlenmesine karar verdi. Duruşma 27 Mart'a bırakıldı.