Kocaeli'de, şiddetli geçimsizlik yaşayan bir çift boşanmaya karar verdi. Kocaeli 1. Aile Mahkemesi, erkeğin açtığı boşanma davasında, kadının da manevi tazminat taleplerini reddetti. Davalı kadın kusur belirlemesi, iştirak nafakası, maddi tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası ve manevi tazminatın reddi yönünden verilen kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden değerlendiren Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. 'İçtihat metni' özelliğindeki kararda eşe 'çirkin' denmesinin kişilik haklarına saldırı anlamına geldiği belirtildi.
"KADINA TAZMİNAT ÖDENMELİ"
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin kararında şu ifadelere yer verildi:
"Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş. Ancak; erkeğin kadına sataşma şeklinde hal ve hareketlerinin bulunduğu, 'çirkin karı' gibi sözler söylediği, onun güzel ve zengin olmadığına, başkaları gibi güzel bir eşinin bulunmadığına ilişkin sözler söylediği anlaşılmaktadır. Yine, 'eş ve çocuk her zaman bulunur, anne baba bulunmaz' dediği ve erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirlenmiş ve kadın lehine kesin hüküm oluşmuştur. Boşanmaya sebebiyet veren vakalarda erkeğin eylemleri kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek mahiyette olup, kadın lehine Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi şartları oluşmuştur. O halde mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur durumu, hakkaniyet kuralları dikkate alınarak, davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Mahkeme kararının manevi tazminat talebinin reddi yönündeki hükmü oy birliği ile bozulmuştur." denildi.