Yardıma muhtaç ailelere ve kimsesiz çocuklara yardım etmek amacıyla 2005'te kurulan Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEM), 485'inci anaokulunu Ümraniye'de açtı. Nurten Yıldırım Sancak adına yapılan anaokulunun açılışını yapan Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, projeye destek veren sanatçı Ebru Gündeş ile eşi Reza Zarab ve işadamı Ethem Sancak'ın eşine teşekkür ederek, "Anaokullarının sayısını artırmak için 11 yıldır seferber olduk" dedi. Daha sonra Haliç Kongre Merkezi'nde Fati isimli görme engelli bir karakterin tanıtım yüzü olduğu "Birlikte Yürüyoruz" isimli projenin ödül törenine katılan Erdoğan, engellilerle birlikte yaşama kültürünü artırmayı hedeflediklerini belirtti. Emine Erdoğan'ın desteğiyle kurulduktan sonra Türkiye'nin her yerine anaokulu yapmak için çalışmalarını hızlandıran TOGEM, 2 yıl önce 500 ilköğretim okulunun anaokuluna kavuşması için harekete geçmişti. 2 yıl içinde hızlanan bağışlar sonunda 485 ilköğretim okulu ana sınıfına kavuştu. İşadamı Ethem Sancak'ın eşi Nurten Yıldırım Sancak adına Ümraniye'de ki Emine Koçlu İlköğretim Okulu'nda yaptırdığı anaokulunun açılışı da dün gerçekleşti. Bir konuşma yapan Emine Erdoğan, "Her çocuk anaokuluna kavuşmalı. Nurten Yıldırım Sancak Anaokulumuz 160 çocuğumuzu daha okul öncesi eğitime kazandırmış oldu. Çoğu Avrupa ülkesinde okullaşma oranı yüzde 80'lerin üzerindedir. Ülkemizde ise bu yöndeki çabalar, son 11 yıldır bir seferberlik ruhuyla sürdürülüyor. 2002 yılında yüzde 12 olan okullaşma oranı bugün yüzde 64'e yükseldi" dedi. Ebru Gündeş ve eşi Reza Zarab'ın 4 tanesi okul öncesi özel eğitim olmak üzere 175 anasınıfı yaptıracağını söyleyen Erdoğan anaokulunu gezerek, çocuklara hediyeler dağıttı. Anaokulunun açılışından sonra Haliç Kongre Merkezi'nde Birlikte Yürüyoruz Kampanyası Ödül Töreni ve Türkiye Lansmanı Programı'na katılan Emine Erdoğan, engelli çocukların sınıflarda istenmediği şeklinde çıkan haberlere duyunca üzüldüklerini belirterek "Böyle yaparak çocuklarımızın erken yaşlarda gelişmelerinin önüne set çekmiş oluruz. 2005 yılında yürürlüğe giren özürlüler kanunu ile bu alanda devrim niteliğinde adımlar atıldı. Bu hususta toplumun tüm kesimlerinde ortak bir bilinç ve duyarlılık oluşmaya başladı. Ama değişmeden kalan bir şey var. Değişmeyen birbirimizi tanımamaktan kaynaklı olumsuz yaklaşımlar" dedi.