Doğu Anadolu Bölgesinde yaşanan kuraklık tarım alanlarını etkilediği kadar hayvanları da etkiledi. Bölgede yaylalara çıkan hayvanlar susuzluk tehliksei yaşarken, tam yetişmeyen otlar ise gıda ihtiyaçlarını zora soktu. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yanı sıra arıcılık sektöründe faaliyet gösterenlerde kuraklığın sorunlarını çekmeye başladı. Bölgede yaşayan çiftçiler, hayvanlarının gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Güneydoğu Bölgesinden saman alımına başladı.
MANDALAR, GÖLLERDE SERİNLİYOR
Erzurum'da dağlarda otlayan mandalar, buldukları göllerde hem susuzluk ihtiyacını gidermek hem de serinlemek için banyo yaptı. Mandaların göl banyosu görsel şölen oluşturuken, çobanlar ise yazın nasıl geçeceği konusunda endişeli. Mandaların beslenmekten çok suya ihtiyaç duyduğunu belirten Çoban Kadir Güner, "Mandalar özellikle suyu çok seviyor. Bu seneki kuraklıkta hiç iyi olmadı. Mandalar suya giremiyor ve yiyecekleri otta azalıyor. Bir burada göl var birde yukarı tarafta var diğer bütün göller kurudu. İki aydır kuraklıktan olumsuz etkileniyoruz. Yıkanmadıkları zaman çok bir şey olmuyor ama bu hayvanlar suyu çok seviyor. Suya giremedikleri zamanda sıcaktan çok bunalıyorlar. Bunların hayatı su aç kalsınlar ama suları olsun. Kuraklıktan en çok mandalar etkileniyor." dedi.
ARDAHAN BALI BU YIL TEHLİKEDE
Türkiye'nin en yüksek rakımlı kentlerinden olan ve arıcılıkta dünyaya açılmayı hedefleyen Ardahan Balı'da bu yıl kuraklık nedeniyke zor günle yaşayabilir. Yağışların yeteri kadar yağmaması nedeniyle dağlardaki çiçekler tam olarak yetişmedi. Bu da arı popülasyonunu ve çiçek özlerini etkiledi. Yaz aylarındaki kuraklığın bölgedeki bal üretimini de olumsuz etkileyeceğini söyleyen Ardahan Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı İlhan Evliyaoğlu, tabii küresel iklim değişikliği ve bunun önemli bir göstergesi olan kuraklıktan etkilenen sektörlerden birinin de arıcılık olduğunu söyledi.
Evliyaoğlu, "Bitkisel üretime bağlı arıcılık olumsuz etkileniyor, dahası tüm ekolojik denge olumsuz etkileniyor. Küresel iklim değişikliği sorununa ekolojik denge açısından bakmamız çok daha doğru olur." dedi.
TEK ÜMİT, SON YAĞIŞLAR
Evliyaoğlu, "Geçmiş yıllara oranla sezonun ilk günleri kurak geçtiği için arılarda gelişme olmadı. Bunun sebepleri ise küresel ısınma ve kuraklık. Kuraklığın başka bir şekli de rüzgarın şiddetli esmesi sonucu doğadaki bitki ve çiçeklerin kuruması. Doğadaki kuraklık nedeniyle arılı kovanlara yeterli polen taşınmaması sonucu arılarda gelişme olmuyor. Kurak geçtiği için doğada polen yok. Ümidimiz son günlerde yağan yağışlar sonucu doğanın kendini yenilemesi ve tazelemesi. Doğanın kendini yenilemesi halinde arılar tarafından ballı ve polenli bitkiler kovana taşınırsa hem Ana arı yumurtaya açılmış olur hem de arı kolonilerinde gelişme meydana gelir. Ondan sonra bal sezonuna yaklaştığımız 10-15 gün içinde kovanlarımıza ballarımızı atarız inşallah." ifadelerini kullandı.
GEZGİNCİ ARILAR GELMEDİ
Gezginci arıcıların kuraklık nedeniyle bu yıl gelmediğini söyleyen Evliyaoğlu, "Gezginci arıcılık Artvin ve Ardahan arasında sürmektedir. Ardahanlı arıcılar kışlatmaya Artvin'e giderken, Artvinli arıcılar da yaz aylarında geliyor. Bu yıl Haziran ayındaki kuraklık nedeniyle Artvinli arıcılarımız şu ana kadar gelmemiştir. Artvin'in yüksek kesimlerinde bulunan ve meraların bol olduğu alanlara çıkmak zorunda kalmışlar. Yani doğada düzelme olursa Temmuz ayının ilk günlerinde onların da gelmesi bekleniyor" dedi.
Şu an itibariyle verimin sıfır derecede olduğunu söyleyen Evliyaoğlu, "Tek ümidimiz son günlerde yağan yağmurlar. Yağan yağmurların ardından hava sıcaklığının da yirmi derecenin üzerinde olması gerekiyor. Halen daha beklentimiz var. 2020 yılında yüzde 80'e varan düşüşün ardından bu yılda aynı durumla karşılaşmak istemiyoruz. Küresel ısınma da doğayı olumsuz etkiledi. Arılar da doğada olmadığı zaman, bilim insanı Albert Einstein'in söylediği gibi canlılar iki yıl sonra yok olur." şeklinde konuştu.