Demir kapıyı eşi açtı. İçeriye girdiğim anda boynuma sert cisimle vuruldu. Sırtımı bir döndüm 6 kişi vardı. Yere yıktılar. Sopalarla vurmaya başladılar. Elimi ayağımı bağladılar" dedi.
Gazipaşa ilçesine bağlı Koru Mahallesi'nde 22 Mayıs saat 18.00 sıralarında meydana gelen olayda iddiaya göre, 2 çocuk annesi H.Y., kendisini telefonla arayıp taciz ettiğini öne sürdüğü Kadir Özenç'i, eşi V.Y.'nin de bulunduğu sırada eve çağırdı. Motosikletiyle gelip eve girdiğinde H.Y.'ye tacizde bulunduğu iddia edilen Kadir Özenç, V.Y.'nin sopalı saldırısına uğradı. Karı-koca, Kadir Özenç'i dövüp polisi aradı. Gelen polis, baygın halde bulduğu Kadir Özenç için ambulans istedi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesini yaptıkları Kadir Özenç, ambulansla Gazipaşa Devlet Hastanesi'ne götürüldü. Kadir Özenç, tedavisinin ardından taburcu edilirken, kendisini döven çiftten şikayetçi oldu. Polis tarafından ifadeleri alınan karı-koca serbest bırakıldı.
'YALAN, TUZAK KURDULAR'
H.Y. dövdükleri Kadir Özenç'in kendisini 'eşinden ayrılacaksın, benimle evleneceksin' diye tehdit ettiğini, V.Y. ise kendisi uyuduğu sırada eve gelen Kadir Özenç'i eşini taciz ederken yakalayıp, dövdüğü iddiasını dile getirdi. Karı- kocanın bu iddialarına Demirören Haber Ajansı (DHA) aracılığıyla yanıt veren Kadir Özenç, çiftin anlattıklarının yalan olduğunu ve akrabası olan H.Y. ile eşinin kendisine bilmediği nedenden dolayı tuzak kurduklarını öne sürdü.
'KONUŞAMIYORDUM BOĞAZIM KANLA DOLUYDU'
Hastanedeki tedavisi tamamlanarak evine gelen Kadir Özenç, olayı şöyle anlattı:
"Olay günü saat 14.30 gibi evde kahve içiyorduk. Eşim çalışmaya gidecekti, ben de koyunlara bakmak için evde kalmıştım. Koyunlara yem verip şehre gidip gelecektim. Evde üzerimde birikmiş param vardı. O parayı bankaya yatıracaktım. Evden çıkmak üzereydim. Bu hanımefendi beni aradı. Daha önce bana 2 defa sosyal medyada arkadaşlık isteği göndermişti. Ben engelledim. Bu benim öz yeğenim olur. Halamın torunu oluyor. Kocası da eniştem olur. Ama bu tuzağı neden yaptılar, neyin nesiydi bilmiyorum. Ben böyle bir pislik yapacak birisi değilim. Ben bu yaşıma kadar karakol, doktor bilmezdim. Havadaki kuşu dahi incitme şansım yok. Ben evden çıktım. Bankaya gidecektim. Yolda giderken bana mesaj attı, 'Neredesin?' diye. Ben de bankaya gideceğimi sonra eve döneceğimi söyledim. Bana 'Bankaya gitmeden benim yanıma bir gel, son bir şey konuşacağım. Eşimden boşanacağım. Aram iyi değil' gibi bir şeyler dedi. Ben de 'Arkadaş senin eşinle aran iyi değilse ben ne yapayım' dedim. Aramızda böyle konuşma geçti. Mesaj atarak evi tarif etti. Ben de 'Bir uğrayayım' diyerek oraya doğru gittim. Evini bilmiyorum. Daha önce hiç evlerine gitmedim. Akrabam ama gitmedim. Sadece yolda sokakta selam verip, selam alıyorduk. Evlerinin karşısına vardım yolun karşısına motosikletimi park ettim. Bana 'yalnızım' demişti mesajda ama eşiyle birlikte balkonda oturuyorlardı. Ben de yoldan eşine 'Enişte nasılsın, ne var yok' diye seslendim. Eşi V.Y. 'Dayıoğlu buyur bir kahve içelim' diye beni eve davet etti. Ben de gittim. Demir kapıyı eşi V.Y. açtı. İçeriye girdiğim anda üst kata çıkan merdivende bir kişinin ayağını gördüm. Boynuma sert cisimle vuruldu. Beni içeriye ittirdiler ve salonun karşısına fırladım. Sırtımı bir döndüm 6 kişi vardı. Bir de olaydan sonra 'karı- koca olarak dövdük' demişler yalan söylüyorlar. H.Y., V.Y., K.Y., H.Y.'nin oğlu ve K.Y.'nin oğlu vardı. Yalvardım. 'Tuzağa düştüm' dedimse de dinlemediler. Yere yıktılar. Sopalarla vurmaya başladılar. Elimi ayağımı bağladılar. Ağzımı yüzümü bağladılar. Konuşamıyordum boğazım kanla doluydu. Beni baygın hale getirdiler."
'AYAĞIMA BİR TAŞ BAĞLAYIP DENİZE ATACAKLARMIŞ'
Şuurunun yerinde olduğunu ve kendisine saldıranların ne konuştuklarını duyduğunu kaydeden Kadir Özenç, "Kalkamıyorum ve konuşamıyorum. Çünkü ağzım bağlı ve kan dolu. İçlerinden birisi 'jilet getirin, bıyıklarını keselim' dedi. Konuşmaları duyuyorum, akşam ayağıma bir taş bağlayıp denize atacaklarmış, kayalıkmış orası. Ben su yüzüne çıkmayacakmışım çıkacak olursam bıyıklarım kesik olmasından tanınmayacakmışım. K.Y.'nin oğluna 'ceplerini boşalt' dediler. Ceplerimi boşalttılar. Dokunduklarını hissediyorum. Cep telefonuyla fotoğraf çektiler. Gülüşüyorlardı 'hedefimize ulaştık' diye. Ne hedeflerine ulaştılar onu bilemiyorum. 'Bana silah çekti, kızıma tecavüz edecekmiş, karıma saldırdı gelir gelmez' demişler. Akıl mantık alacak bir şey değil bu. Üzerimde 5 bin 605 lira vardı, almışlar. Cinsel organlarıma işkence yaptılar arkamdan sopa sokmak için uğraştılar. Ama şalvar olduğu için bir şey yapamadılar. Eşi ve kendisi olsa beni bu şekilde yapma şansları yok. Eşi çok yalvardı 'bırakın adamı adamın bir suçu yok' diye. Ama eşine zorla arattırdıklarını düşünüyorum. Hiçbir şey anlatma şansımız olmadı ve bu hale geldik. İçlerinden biri polisi aradı. Aramızda hiçbir kavga bir şey yok ama kadın önceden başka birileriyle telefonla yakalanıp veya bir telefon filan mevzusu varsa onu bilmiyorum. Polisler beni ters çevirerek boğazımdaki kanın dışarı çıkmasını sağladı. Acil ekipleri geldi" diye konuştu.
'BU TUZAĞI EŞİME NEDEN KURDULAR'
Kadir Özenç'in eşi Havva Özenç de "Kadın eşime, 'benim eşimle sıkıntılarım var, yanıma gel kahve içelim, derdimi anlatayım, bir daha rahatsız etmeyeceğim' demiş. Bizi zaten rahatsız ediyordu. Ama sebep ne, bu tuzak ne, bunu da bilemiyorum. Ben eşime güveniyorum. Eşim hiçbir yere gitmez benden ayrı. Evde 5 bin 605 lira para vardı onu da götürmüş, para da yok. Emniyetten, motosikletin anahtarını ve ruhsatı vermişler ama para yok. Bizim mutlu bir yuvamız var. Gerçek olarak hiçbir şey yok eşime güveniyorum. Ama bu tuzağı eşime neden kurdular bunu öğrenmek istiyorum. Böyle yaparak beni eşimden ayırmayı düşünüyorlarsa ben sonuna kadar eşimin yanındayım. Asla eşim ve çocuklarımı bırakmam. Kolu, kanadı kırık da olsa ben eşime köşede bakarım, eşimi beslerim asla bırakmam" dedi.