Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Genç İşadamlarını kabulunde yaptığı konuşmada gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın konuşmasının tam metni;
Gittiğimiz her yerde bize seçim ne zaman diye soruluyor. Tek başına iktidar mı yoksa koalisyon mu gelir diye soruyorlar. Onlar seçim öncesi zaten kamuoyu araştırmalarını yapıyorlar. Bundan sonra da Türkiye'de ne olur, tek başına bir iktidar mı gelir yoksa koalisyon mu olur bunu görüyor ve ona göre bir karar alıyor. Tek başına iktidar sinyali varsa ben gidip o ülkede yatırımımı yaparım diyor. 9 Seçimde de bunu ben bizzat uluslararası camiada yaşadım. Gittiğim bir çok ülkede hepsi bu sorularla kendileriyle yaptığımız kahvaltılarda, karşılıklı görüşmelerde hep bu sorularla karşı karşıya kaldık.
ANA İLKELERİ, AMAÇLARI UĞRUNDA HERŞEY MEŞRUDUR
Geçmişte siyasi iktidarsızlığın, ekonomideki kırlganlığın milletimize ve ülkemize ödettiiği bedelleri hep birlikte yaşadık ve gördük. Demokrasi ile ekonomi arasında hassas bir ilişki var. Biz bu ilişkiyi kurduk. Daha önce böyle bir ilişki yoktu. Biri güçlendiğinde diğeri de güçleniyor. Hamdolsun şimdi her ikisi de 12 yıldır atbaşı gidiyor. Demokrasiyi birlikte ileri taşımanın hep çabası içinde olduk. Bugün de aynı hassasiyete sahibiz. Ülkemize yönelik saldırılara baktığmıızda bir yandan demokrasimizin, ekonomimizin hedef alındığını görüyoruz. Bu açık gerçeğe rağmen içerdeki bazı kesimlerin kendi çıkarları uğruna ülkemiz ve milletimiz aleyhindeki kampanyalara destek verdiklerini üzüntü ile müşahade ediyoruz. Bilhassa 17-25 Aralık darbe girişiminden beri paralel yapının ülke içinde ve dışında bu konuda başı çektiğini biliyoruz. Bu çete tüm dünyada Türkiye aleyhine lobi yapıyor. Bu ülkenin vatandaşı olacaksın, bu ülkenin pasaportunu taşıyacaksın, bir STK oluşturacaksın ondan sonra da gideceksin dışarda Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar sürdüreceksin. Bu kampanyalar yalan yanlış, bunlarda yalan meşrudur. Takiyye gizlenme çok başarılıdır. Kendilerini çok iyi gizlerler çok iyi saklarlar. Yeri geldiğinde de hangi grubun ve kurumun içerisine gireceklerse o kurumun d eğer verdiği neler varsa bu kendilerine ters de düşse onu yaparlar. Bunların ana ilkesi amaçları uğrunda herşey meşrudur. Böyle bir anlayışla herşeyi yaparlar.
Hani geçenlerde bir operasyon oldu ve bunu basın özgürlüğüne yönelik bir operasyon gibi göstermeye gayret ettiler. Halbuki tam aksi bunlar o günlerde adını sıkça duyduğunuz tahşiye adı verilen bir kitabevine ve bunun onların elindeki belli imkanları alacağını görerek onların aleyhine köşelerine yazdıkları yazılar sebebi ile onların ihbarı üzerine o kitabevi sahiplerinin, yazarlarının ki onlar da yazar bir çoğunun ayrıca yazılmış kitapları var. Bunlar 17 ay içerde yattılar ondan sonra da utanmadan sıkılmadan ne diyorlar bunlar fikir özgürlüğüne düşünce özgürlüğüne medyaya karşı yapılmış bir operasyondur. A'dan Z'ye yalan. Tam aksine medya özgürlüğü bunlarda yok. Bunlar bir çok yazarı çizeri onlarla örtüşmüyorsa defetmişlerdir. Nitekim, onların yanından ayrılıp da daha sonra yaptıkları açıklamalarla ortaya çıkanları gördünüz görüyorsunuz. Şu anda yanında olanlar da belli imkanlar tanındığı için veya piyasaları olmadığı için orda duruyorlar. Sizlerden bu çalışmalar karşısında bir güç oluşturmanızı özellikle bekliyorum.
Bunun en az toplantılarınız kadar önemli olduğunu bilmenizi istiyorum. Demokrasinin olmadığı yerde ne sivil toplumun ne de girişimciliğin gelişmesi mümkün değil. Sakın ha olumsuz haberlere itibar etmeyin kulak asmayın. Burada yürekli olun. Türkiye güçlüdür her geçen gün daha da güçlenecek. Onlar değirmene su taşıyorlar onların derdi başka bizim derdimiz başka. Varsın onlar kampanyalar yürütsünler ama bilesiniz ki bunların mumu yatsıya kadar yanacak ve ondan sonra sönecektir. Bunların tüm yaptıkları bir üst aklın yönlendirmesi ile yürütülen faaliyetlerdir. Ama unuttukları birşey var.. Türkiye eski Türkiye değil, artık yeni Türkiye var. Kendi istikametini çizen, kendi hedeflerini kendi belirleyen bir Türkiye var. Geçmişte bizim gündemimiz dışardan belirleniyordu. Şimdi öyle birşey yok. Aziz milletimizle birlikte sizlerle birlikte istiklalimi koruma ve istikbalimize sahip çıkma konusunda kararlıyız. Eski Türkiye'nin hayalini kuranlar boşuna bekliyorlar.
İHRACATIMIZ REKORLARA DOYMUYOR
Erciyes'teki oteller yüzde 85 doluluk var daha okullar tatile girmeden. Bu birşeyi gösteriyor. Refah düzeyi Türkiye'nin aynı zamanda yükselmiş. Bu tür hem alanlar açılıyor hem Erciyes'e Palandöken'e bakıyorsunuz her tarafta alanlar açılıyor. Bunlar refah düzeyin nereden nereye geldiğini, nerelere geldiğimizi turizmde geçmişte deniz kumm güneş diye bakarlarken biz şimdi turizmin tüm alanlarında varız. Buralara durup dururken gelmedik. Bu bir ufuk meselesi. İnşallah bu atacağımız adımlarla 12 yıldır söylediklerinin hep tersi çıkanlar şimdi de büyük bir pişkinlik içinde aynı şeyi söylemeyi tekrarlıyorlar. İhracatımız rekorlara doymuyor. İhracatımız cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine çıktı, enflasyon yüzde 8,2'de kaldı. Ortalama her yıl yüzde 5 büyümeyi yakalayalım. Ama uluslararası camiadaki gelişmeler etkiliyor. En azından burada yüzde 3'ü yakalamamız bile bizim için başarı olacaktır. Petrol fiyatlarındaki düşüş cari açık üzerinde iyileşmeye yol açacak gibi görünüyor. Dev projeler planlandığı şekilde ilerliyor.
BÜYÜYEN TÜRKİYE İSTEMİYORLAR
İzmit Köprüsü onun açılışını yapacağız, önümüzdeki yıl da inşallah Avrasya Tüneli'nin açılışına hep birlikte şahit olacağız. Arka arkaya bunlar geliyor. Bütün bunlarla birlikte büyüyen ve güçlenen bir Türkiye'yi hazmedemeyenler de çoğalıyor. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar.
DÜNYA İMTİHANDAN GEÇİYOR
Tüm batı, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere farklılıklara saygı konusunda önemli bir imtihandan geçiliyor. Son dönemdeki olaylar batının ırkçılık içerisinde olduğunu gösteriyor. Fransa'da yapılan saldırıyı endişe ile takip ediyoruz. Bizim aksi yöndeki tüm gayretlerimize rağmen medeniyetler çatışması tezi adeta ete kemiğe büründürülmeye çalışılıyor. Ben İspanya Başbakanı bundan önceki Başbakan ile birlikte biz medeniyetler ittifakının temelini attık. Şuanda 146 ülke ve kurum buranın üyesidir. Biz buraya davet ederken medeniyet çatışmasını körüklemek isteyenlerin öne çıktığını gördük. Şu anda bizi izleyen tüm halkıma tüm insanlığa sesleniyorum. Bütün bu olan olaylar karşısında Türkiye üzerinden kalkıp da bazı operasyonlara girilmek hayaldir bunu bilmenizi istiyorum. Ben kalkıpta gerçek tespiti yapıyorsam bunu eleştirenler bu tespiti acaba Erdoğan niye yaptı bunu sorması lazım. Bu ülke hangisi olursa olsun. O ülkenin gücü beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren insanlıktır.
NETANYAHU İKİYÜZLÜLÜK YAPIYOR
İsrail yönetimi Gazze'de Filistin'de çoluk çocuk demeden öldürüyorsa ben onu lanetlerim, onu telin ederim. Bazı ülkelerin kalkıp da İsrail yönetiminin avukatlığına soyunması da manidardır. Şunu söyledim. Netanyahu buraya hangi yüzle geldi dedim. Bu ikiyüzlülüktür dedim. Şurada bir kaç ay önce Gazze'de bombalarla orada Gazze'yi yerle bir edeceksin 2600-2700 insan ölecek Fransa'ya gelen bu liderler neredesiniz neden sesiniz çıkmıyor? Aynı şekilde 350 bin insanın öldüğü Suriye'de nerede insanlık neden sesiniz çıkmıyor? Şu anda benim ülkemde 1 milyon 700 bin sığınmacı var. Nerede desteğiniz? Siz bunları bombalardan kurtardınız yediriyor, giydiriyorsunuz eğitiyorsunuz. Yanımıza geliyorlar çok teşekkür ederiz. Bırakın kuru lafları ne destek veriyorsunuz bunu söyleyin. 1 milyon 700 bin insan kalırken tüm Avrupa'da kalanların sayısı 150 bin. Vaka ortada bunlar dürüst davranmıyorlar, samimi davranmıyorlar. İşte Avrupa'nın bir çok ülkesinde teröristler orada kalıyor. Türkiye üzerinden gelip geçenlerden bahsediyorsun. Sen kendi ülkenden çıkarken önce pasaport kontrolünü iyi yap çıkartma ülkenden. Bende sıkıntısı görünmüyor bizler uluslararası seyahat hürriyeti ne ise bunu yapmak zorundayız. Müslümanlara yönelik saldırılar, Filistin'de Libya'da Mısır'da Myanmar'da aynı şekilde devam ediyor. Aksi yöndeki en ufak bir olay dahi büyütülerek tüm müslümanlar töhmet altında bırakılıyor. Bizim dinimiz teröre müsade etmez, bizim dinimizde terörün yeri yok. Yaşananları da kalkıp müslümanlara fatura etmeye hakkı yok. Provokatif yayınları ile nam salmış bir dergiyi bunu Papa da lanetliyor. Bu tür malesef özgürlük denmez buna, buna başkasının özgürlük alanının sınırları içerisine girerek orada terör estirmek denir bunu da bilmeniz lazım. Sınırsız özgürlük yoktur. Düşünce özgürlüğünün de bir sınırı vardır nereye kadar benim özgürlük alanıma kadar. Benim özgürlük alanıma geldiğinde orada duracaksın ki benden de saygı göresin.
PEYGAMBERİMİZE HAKARETİN ADI ÖZGÜRLÜK OLAMAZ
Biz nasıl tüm Peygamberleri saygın görüyor, aynen Peygamberimize gösterdiğimiz saygıyı sevgiyi tüm Peygamberlere gösteriyorsak Hazreti İsa, Hazreti Musa da bizim için Peygamberimiz Hazreti Muhammed gibi büyüktür. Onlar da benim kutsalıma sahip duyacak. Tahrik de bir suçtur. Bunların yaptığı nefret oluşturmaktır, ırkçılıktır. Dergiye yapılan saldırı için ortaya konulan tavır yüzbinlerce masum insanın katli karşısında malesef gösterilmedi. Ellerinde sahilde oynayan çocukların kanı olanları kimyasal silahlarla oynayan binlerce masumun kanı olanların devlet terörü estirenlerin terörü kınaması, saf tutması sadece pişkinliktir. Burada samimiyetsizlik var. Kılları kımıldamayanların birden ağıtlar yakması bize inandırıcı gelmiyor. Batı demokrasisi sadece eleştiri konusunda kapıyı açık tutuyor. Ülkemizde de bazı yayın organları aynen alıntı yapmak suretiyle kendi köşelerine başlıklarına peygamberimize hakareti çekiyor. Bu ülkenin yüzde 99'u müslüman. Sen böyle yaparak tahriki davet ediyorsun. Bunun kapısını sen açıyorsun. Bu tür atılan adımlar ülkenin birliğnii bütünlüğünü bölmeye yöneliktir. Müslümanların peygamberlere konusundaki hassasiyeti izaha gerek olmayacak şekilde ortadayken üzerine gidilmesi düşünce özgürlüğü değildir. Burada çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. İslam'ı hedefe koymak suretiyle medeniyet savaşı çıkartmaya çalıştıklarından ben endişe ediyorum doğrusu. İnsanlığın bu yanlışa düşmeyeceğine inanıyorum.
Yine BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerekenlerin suskunlukları ile gidişe teşvik ettiğini hatırlatmak isterim. Dünya 5'ten büyüktür dedim. Hiç bir canda 12'den daha değersiz değildir. Biz Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Ben bu duygularla bir kez daha ziyaretiniz için milletin sarayında milletin evinde sizleri ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek istiyor, hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.