Prof. Dr. Şebnem Özdemir, İstinye Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanlığı'nı yürütüyor ve aynı zamanda Massachusetts Institute of Technology (MIT)'de Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Lab'ında araştırma iş birlikçisi olarak çalışmalarına devam ediyor. Fütüristler Derneği Başkan Yardımcısı da olan Prof. Dr. Özdemir, ülkemizde özellikle yapay zekanın gelişimi, uygulama alanları ve geleceğin meslekleri konusunda yazdığı bir kitapla tanınıyor. Özdemir ile üniversite sınavına haftalar kala geleceğin meslekleri üzerine sohbet ettik
- Meslek anlayışımız bugünküyle kıyaslandığında çok değişecek mi?
- Meslek anlayışı diye bir şey kalmayacak. Lobi, lonca, meslek, meslek odaları kavramı bilginin az olduğu dönemlere ait. Bilgi bir kişi tarafından toplanıp, uygulama haline dönüştürüldükten sonra yeni başlayanlara aktarılıyordu. Şimdi bilgiye çok kolay erişiliyor. Bu nedenle meslek kavramından ziyade, ihtiyaçlar ve bu ihtiyaçları karşılayan işler hasıl olacak diyebiliriz.
- Üniversiteler, üniversite mezunu olmak önemini mi kaybediyor?
- Dünyada iki temel görüş var. Birinde, doğru bilgiye erişebilen ve bunu kendi kariyer yolunda kullanabilen insanlar var. Eğer bir insan zaten üniversitenin katacağı kreatif bakış açısını kendi kendine geliştirebiliyorsa, evet üniversitelerin önemi azalacak. Bugünkü doktorayı temsil eden yerler haline dönüşecek. Herkesin üniversite okumayacağı bir döneme doğru gidiyoruz, eğer üniversiteler kendi çehrelerini değiştirmezlerse... Aynı ders içeriğini Harvard'dan ya da MIT'den cüzi miktarlara alabiliyorken, gelip okulda dinlemenin anlamı yok. Okulun buradaki misyonu, sizin oradan ürettiğiniz fikri hayata geçirmenize yardımcı olmak ya da sizi fikir üretebilir hale getirmek.
- Lisede okuyan bir genç kendini nasıl şekillendirmeli? O çocuğa "Doktor ol, avukat ol" diyen ebeveynler kendini nasıl revize etmeli?
- Asla, doktor, avukat, şu bu ol dememek gerekiyor. Eğer bir kişi doktor olmayı hayal ediyorsa, ortopedist olurum, göz uzmanı olurum hayatım kurtulur diyorsa çok yanlış bir yerde. Çünkü yapay zeka destekli yürütebildiğimiz işlerin tamamında, istihdam oranı sanıldığından çok daha fazla düşecek. Bu da klasik anlamda izah edilen doktorluğun bile şekil değiştireceğini gösteriyor. Geçen sene devlet üniversitelerinde tıpta okuyup, bize burslu geçen çok başarılı tıp öğrencileri vardı. Onlar doktor olmayı hayal etmiyorlar. Bir açık bulmuşlar doktorluk yolunda ve bu açığa dair bir aplikasyon geliştirmişler. Yani girişimciler.
- Devir değişti yani... Çok hızlı oldu ama...
- Bu tür meslekler beş yıl daha varlığını sürdürecek. Bizim makineye bu alanı tamamıyla öğretebilmemiz gereken süre bu. Her şeyin kıyıda köşede olanını çıkarıp iş haline getirmek gerekiyor. Salt doktor olacağım diye bir gerçek yok artık. Avukat ol değil de, "Kripto para piyasası üzerinde avukat eksiği var, bu alana yönel" demek daha doğru artık.
ADINI İLK KEZ DUYACAĞINIZ MESLEKLER MANZARA UZMANI: "Eskiden de alışkanlıkları değiştirmeye çalışıyorduk ama toplumun genelinde buna karşı bir direnç vardı. Covid-19 bu direnci kırdı. Bir girişim bu anlamda yeni bir mesleğin de kapısını aralıyor. Herkes eve tıkılmaktan, hep aynı manzarayı seyrediyor olmaktan o kadar mutsuz ki... Bu ihtiyaca yönelik bir durum geliştirilmiş. Bir uygulama var, o uygulamaya bağlanan herkes kendi penceresinden gördüğünü yüklüyor oraya. Siz bunları seyrederek kendinize yeni bir pencere buluyorsunuz. Bu bir yapay zeka. Ama bu tür çözümler üreten işler ortaya çıkacak."
SOSYAL DENGELEYİCİ: "Yapay zeka/makine öğrenmesi ile gerçekleştirilen uygulamalarda uzmanın ana hedefi makinenin performansını arttırmaktır. Uzman elde ettiği sayısal sonuçlara göre makineyi değerlendirirken, bu sonuçların/karar kurallarının toplum içinde yarattığı etkiye bakmaz. Sosyal bilimcilerden yükselecek bu iş, makinenin ürettiği karar sonucunun, kanun yapıcılar ya da şirketler tarafından uygulamaya alınmadan önce mercek altına alınmasını sağlayacaktır. Örneğin yüzde 97 başarılı makine, eğitim verilerinden 'Annesi çalışan çocuklar okulda başarısız olurlar' sonucunu üretirse ve kanun yapıcı bunu dikkate alırsa ne olur?'
Yurtdışından transfer edilen başarılı yapay zeka uygulamalarının da topluma entegre edilmesi gerekir. Bu uygulamalar, özellikle kültürel/sosyal birtakım değişkenler içeriyorsa, o değişkenlerle öğrenen makine farklı bir sosyal anlayışla sonuç üretecektir. Mesela Çin'den transfer edilen eğitim alanındaki yapay zeka uygulaması, sırf başarılı olduğu için bir anda okullarımızda devreye alınırsa neler olur? İşte bu noktada yurtdışından transfer edilen uygulamaları, yerel verilerle yapılan denemelerden sonra sosyal dengeleyici tarafından denetlenmelidir. Makinenin içinde bulunduğu toplumda infial yaratacak bir sonuç üretmediğine emin olana kadar bu denetleyici iş başında olacaktır, olmalıdır."
XAI DENETLEYİCİ: "Yapay zeka açıklanabilirlik denetleyici... Bir doktor, bir avukat hatta bir gişe memuru kullandığı yapay zeka uygulamasının arka planındaki süreci bilmek zorunda değildir. Ancak makinenin ürettiği sonuca göre insanlara hizmet sunduklarında, bu sonuçtan ya da hizmetin biçiminden memnun olmayan, açıklama isteyen bireylere cevap vermek zorundadırlar. Örneğin Covid-19'un çok yükseldiği süreçte Amerika'daki bazı hastanelerde yoğun bakıma kim alınacak seçimi, yapay zeka/ makine öğrenmesi uygulamalarının ürettiği sonuçlarla belirlendi. Şimdi iki kişi düşünelim, biri 65 yaşında diğeri 20 yaşında ve her ikisinin de yoğun bakıma alınmaya ihtiyacı var ve tek bir ünite boş. Böylesine ağır bir kararı kriz altında vermeyen insan, makinenin ürettiği sonuçla hareket etmeyi seçmektedir. Pek makinenin seçtiği kişi yakınınız değilse? Neden seçilmedi sorusuna cevap istemeyecek misiniz? Buna cevap vermek bir iş olacak."
YAPAY ZEKA AVUKATLIĞI: "Mesela yapay zeka/algoritmalarla insanlar arasındaki davalar, hukuki meseleler... Bunların nasıl çözüleceği büyük bir muamma. Bu tarafıyla avukatlık mesleğine bakacak olursak da muazzam bir istihdam potansiyeli oluşacak."
UZAKTAN ÇALIŞMA UZMANI: "Birkaç gün önce MIT'nin Geleceğin İşleri Zirvesi'ne katıldım. Hemen oradan bir örnek vereyim: "Remote Specialist". Şu anda eğitimden sağlığa, çalışma hayatına, hatta eğlenceye kadar pek çok süreç uzaktan yürütülüyor. Ancak tam bir deneme yanılma yöntemi güdülmekte. Uzaktan yürütülen işlere ya da süreçlere dair bir tanımlamamız yok, bilakis tüm uzaktanlığın geçici olduğuna o kadar inanıyoruz ki, bizi idare etsin yeter düşüncesiyle hareket ediyoruz. Oysa MIT bakışı, uzaktan süreçlerin yeni bir uzmanlık alanı oluşturacağı yönünde. Hatta oldukça geniş bir uzmanlık."
ORMAN TERAPİSTİ: "Bir orman havası almak, sağlığa, bağışıklığa ne kadar faydalı herkes tarafından biliniyor. Yani orman terapisi çağlar boyu uygulanan bir yöntem ama artık iş olacak. Orman terapistleri, kişinin ihtiyaçlarını belirleyip, ona göre yol haritası çizecek."