Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı ve Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Ankara'nın Çankaya ilçesinde kurulan semt pazarında alışveriş yaparak pazarcı esnafı ve vatandaşlara koronavirüsten korunmak için uyulması gereken kuralları anlattı. Pazarcı esnafı ile sohbet eden Prof. Dr. İlhan, sosyal mesafeye uymalarını ve maske takmalarını istedi.
ÜÇ KURAL UNUTULMAMALI: FİZİKSEL MESAFE, MASKE VE HİJYEN
Prof. Dr. İlhan, "Hem satıcıların hem de alışverişe gelen vatandaşların üç kuralı akıllarından çıkarmamaları gerekiyor. Fiziksel mesafe, maske ve hijyene uyarak hareket etmeleri gerekiyor. Bunun yanı sıra 'geldik alışveriş yaptık' diyelim, para alışverişi olacak karşılıklı. El hijyenine dikkat etmemiz gerekiyor. Alışverişi yaptıktan sonra ellerimizi maskeye götürmememiz gerekiyor. Sadece bizim için değil, satış yapan arkadaşımız için de bu geçerli. Devam ettik, başka ürünler aldık, evimizden muhtemelen poşet veya çanta getiriyoruz. Çantamıza bu ürünleri koyduk, evimize gittik, poşetimizi burada yere değdirdiysek evde de onu uygun bir yere koymamız gerekir. Eve gittikten sonra elimizi mutlaka yıkamamız gerekiyor. Bu pazar, çok kalabalık olmayan bir pazar. Bu pazarda fiziksel mesafe sorunu yok. Ama bazı pazarlarda fiziksel mesafe sorunu oluyor. İnsanlar sıraya uymuyorlar, birbirlerinin önüne geçmeye çalışıyorlar, bu başka bir sorun. Pazarlarda eğer fiziksel mesafeye dikkat edilir, maske takılır, el hijyenine uyulursa riskin azalacağını söyleyebiliriz" dedi.
'ÇİĞ GIDALARDAN BULAŞ SÖZ KONUSU DEĞİL'
Prof. Dr. İlhan, pazarda satılan gıdalardan koronavirüs bulaş riskinin olup olmadığına ilişkin, "Buradaki çiğ gıdalardan bulaş söz konusu değil. Ancak, biz almadan önce bir başka müşteri ya da satıcı üzerine hapşırdıysa, öksürdüyse elbette risk söz konusu. Zaten dışarıdan aldığımız şeyleri eve gidip yıkadıktan sonra, pişirilecek ürünleri pişirip yedikten sonra bir sakıncası yok. Riskin az olduğunu söyleyebiliriz. Vatandaşlarımız cep telefonlarına 'Hayat Eve Sığar' uygulamasını yüklediklerinde, nerede, ne kadar risk olduğunu biliyorlar. Buradan kontrol ederek de o pazarlara gitmelerini bir öneri olarak söyleyebiliriz. Kurallara uyulmadığı takdirde buradan kaynaklanan hastalıklar elbette yükselebilir. 'Bir ilçede, bir mahallede vakalar çok arttı' diye konuşuyoruz işte onlar tıpkı düğünlerde olduğu gibi böyle yerlerde bulunan sıkı temaslardan kaynaklanan vakalar" diye konuştu.
'KALABALIK OLMAYAN SAATLERDE GİDİLMELİ'
Kurallara uyulursa pazar yerlerinin risk açısından dışarıdaki herhangi bir yerden farkı olmadığına dikkat çeken İlhan, "Pazarların bir dezavantajlı yönü, çok fazla kişinin yoğunlaşması. Mesela kalabalık olmayan saatlerde gidebiliriz, bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kimi vatandaşlarımız akşam mesai çıkışı gidiyor. Çalışanlar mesai çıkışı gidecekse çalışmayanlar bunu düşünerek 'ben erken saatte gideyim' diyebilir. Ev hanımları pazara gideceklerse sabah erken saatte gidebilirler ki yoğunluk oluşmasına izin vermesinler" ifadesini kullandı.
'RİSKİN SIFIR OLMASI SÖZ KONUSU DEĞİL'
İlhan, paraya temas sonrası koronavirüs bulaşma riskine karşı alınması gereken önlemleri de şöyle anlattı:
"Her yaptığımız riskli davranışın bizim için koronavirüs riski taşıdığını çok rahatlıkla söyleyebiliriz. Buraya geldik, alışveriş yapacak olursak alışverişten sonra mutlaka elimiz için dezenfektan kullanmamız gerekiyor. O an dezenfektan yoksa yapacağımız şey; eşyalarımızı kapıyı açtıktan sonra içeriye koyayım, anahtarımızı ve elimi yıkayayım. Böyle yapılırsa risk azalıyor ama kurallara uymadığımız durumda riskin sıfır olması asla söz konusu değil."