Prof. Dr. Birsel Kavaklı, mevsim geçiş dönemlerinde sürekli değişen hava şartlarının insan sağlığını ve günlük hayat temposunu etkilediğini söyledi.
Bahar aylarında neşeli ve enerjik olunmasının temel nedenlerinden birinin de hormonlar olduğunu ifade eden Kavaklı, ''Bahar aylarında havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkilere neden olur. Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken, negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur. Bu dönemde vücudun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın kişide vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum gösteremez ve yorgunluk hissi artar'' şeklinde konuştu.
Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonların ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla salgılandığını anlatan Kavaklı, yaz aylarında güneşin fazla görüldüğü dönemlerde depresyondan çıkışı kolaylaştıracak ve daha neşeli hale getirecek hormonların salgılandığını söyledi.
Kavaklı, havaların ısınmasıyla birlikte birçok kişide halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, uyku isteği ve yorgunluk gibi şikayetlerin görüldüğünü belirterek, ''Yorgunluk, vücudumuzun fiziksel çalışmaya, psikolojik strese, uykusuzluğa verdiği fizyolojik bir cevabın yanı sıra bazı hastalıkların ön belirtisi olarak da ortaya çıkabilir'' dedi.
''Uzun süren yorgunluğun nedenleri araştırılmalı''
Prof. Dr. Kavaklı, uzun süren yorgunlukların nedenlerinin araştırılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Kansızlık, enfeksiyonlar, bağışıklık sistemi hastalıkları, tümörler, yeme bozuklukları, tiroit hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu, uyku bozuklukları, stres, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlar arasında gelir. Yorgunluk uzar ve kişinin gündelik işlevlerini bozacak hale gelirse ya da okul veya işyerindeki performansı engelleyecek boyuta ulaşırsa, bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmemek gerekir.''
Bahar döneminin aşılmasında, B vitaminleri ve antioksidan vitaminler yönünden zengin sebze ve meyvelerin yardımcı olduğunu anlatan Kavaklı, bahar aylarında enerjinin doğru kullanmasının önemli olduğunu ifade etti. ''Yorgunlukla baş etmek istiyorsanız öncelikle enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin'' diyen Prof. Dr. Kavaklı, şu önerilerde bulundu:
''Çalışma ve dinlenme periyotlarınızı doğru ayarlayın. Kısa ve sık dinlenme aralıkları vererek yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilirsiniz. Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalısınız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır. Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi, kahve ve çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.''
''Egzersiz yormaz, aksine zindelik verir''
Kavaklı, Dünya Sağlık Örgütü'nün günde 5 porsiyon sebze veya meyve tüketilmesini önerdiğini hatırlatarak, ''Düzenli uyku ile yeterli ve dengeli beslenme, bağışıklık sisteminin güçlü olması için gerekli'' dedi.
Prof. Dr. Kavaklı, her gün düzenli yapılan 30 dakikalık yürüyüşün, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunması ve geliştirilmesine yardımcı olduğuna işaret ederek, ''Düzenli egzersiz ile metabolizma hızlanır, daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar'' diye konuştu.