Sivaslı Jandarma Er Emin Alacahan, 11 Kasım 1992'de teröristlerle Mardin ili Dargeçit ilçesinde girilen çatışmada şehit düştü. İki gün sonra ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutuya köyüne getirilip toprağa verildi. Aynı günün akşamı ise kızı dünyaya geldi. Ailesi de bu yüzden bebeğe Şehide ismini verdi. Şehit olan babasını bir defa bile görememenin burukluğuyla büyüyen Şehide, annesi Neriman ve ablası Sümeyye ile kutladığı her doğum gününü babasının nasıl şehit olduğunu ve nasıl biri olduğunu düşünerek geçirdi. Şimdi ise 20 yaşında ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği 1. sınıf öğrencisi.
'KEŞKE BİR KEZ KOKLAYABİLSEM'
Şehit olan babasına bir kez olsun sarılamadığı için kendisini dünyanın en şanssız insanı olarak hissettiğini ancak şehitlik mertebesine erişen bir babanın kızı olmaktan ötürü de ayrı bir gurur yaşadığını söyleyen Şehide şunları anlatıyor: "Babamı sadece fotoğraflarından tanıdım. O nedenle gözümde hiç canlandıramadım. Amcama baktıkça, 'Acaba babam da amcam gibi miydi' diye hayal ediyorum. Yani amcamda babamı arıyorum. Yaşasaydı nasıl bir hayatımız olurdu, neler yapardık diye düşünüyorum. Babamı hiç görmesem de, o benim en büyük kahramanım. Çünkü o bizleri geride yetim bırakacağını düşünmeden vatanımız için canını feda etti. Kahramanlık böyle olur. Annesini üzmemek ve yaralarını tazelememek için babamı sormaya cesaret edemiyorum. Bazı geceler de babamın askerlik fotoğrafını koynuma alarak yatıyorum ve saatlerce ağlıyorum. En büyük özlemimim, hiç görmediğim babama bir kere sarılabilmek ve kokusunu içine çekebilmek."
'CEHALETLE SAVAŞACAĞIM'
Her doğum gününde dünyaya gelmenin mutluluğunu yaşamak yerine babasının şehit oluşunu hatırlayarak içini hüzün kapladığını anlatan Şehide, "Doğum günüm herkese babamı hatırlatıyor. Yaşımı sorup, ardından da 'Emin şehit olalı demek bu kadar oldu' dediklerinde büyük üzüntü yaşıyorum. Doğum günümü bu nedenle kutlamak istemiyorum. İlkokula başladığım günden bugüne kadar hep 'Şehide' isminin ne anlama geldiğini ve bana neden bu ismin konulduğunu soruyorlar. Ben de her defasında 'babam toprağa verildiği gün dünyaya geldiğim için bu ismi vermişler' diye anlatıyorum. Topluma faydalı bir birey olmak öğretmenliği seçtim. Cehaletin pençesine düşerek dağa çıkıp, babama kurşun sıkan hainlere yenilerinin eklenmemesi için öğretmen olmak istedim" diyor.
20 YILDIR EŞİ NİN YOL UNU GÖZL ÜYOR
Abla Sümeyye Alacahan hislerini, "Babamı, ben 2 yaşındayken şehit olduğu için hiç hatırlamıyorum. Şehitlik kutsal ama baba özlemi her zaman her yerde hissediliyor. Zaman zaman annem babamı anlattığında hep birlikte saatlerce ağlıyoruz. Babam şehit olduğu için gururluyum ama O'na bir kez sarılıp öpemediğim için hüzünlüyüm. Artık şehitler olmasın, çocuklar babasız büyümesin" diye dile getiriyor. Anne Medine Alacahan ise hâlâ eşinin yolunu beklediğini belirterek, "Eşim toprağa verildiği gün beni doğum için hastaneye kaldırdıkları için cenazesini göremedim. O yüzden de halen yolunu bekliyorum. En son görüşmemizde hamile olduğum için bana 'Kendine ve çocuklarıma iyi bak, beni düşünme' demişti. Yıllardır bu sözü hiç kulağımdan gitmiyor" diyor.
YARIN:
Şehit uzman çavuşun adı oğlunda yaşıyor. Şehit eşi: Artık silahlar sussun, barış olsun.