Usta Foto Muhabiri Ara Güler, çektiği fotoğraflarla Türkiye'nin görsel hafızasını olmasının yanında Aydın'ın Karacasu ilçesine bağlı kırsaldaki Geyre Mahallesi'nde Roma İmparatorluğu'na ait, tarihi MÖ. 500'li yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit'ten alan Afrodisias Antik Kenti'nin bulunmasını sağladı. O dönem çektiği bir fotoğraf ise bu çocuğun hayatını değiştirdi.
Aydın'ın Geyre Mahallesi'ne bir baraj açılışı için gazeteci olarak giden, dönüşte de yolunu kaybeden Ara Güler, bir köyden geçerken köylülerin tarihle iç içe yaşadığını görür. Roma sütunlarının, tarihi eserlerin köylüler tarafından kullanıldığını gören Ara Güler, tarihi lahitlerden üzüm şırası süzüldüğüne bile tanık oluyor.
Ara Güler, şaşkınlık içinde köyü fotoğraflamaya başlıyor bir yandan da köyün geçmişini araştırıyor ancak hiçbir bilgiye ulaşamıyor. Çektiği fotoğrafları çeşitli kuruluşlara gönderse de beklediği ilgiyi göremiyor. En sonunda fotoğrafları dünyaca ünlü Times Dergisi'ne gönderiyor.
Times Dergisi'nin yönetimi, Ara Güler'den fotoğrafların renkli olanlarını çekmesini istiyor. Ara Güler aynı köye giderek renkli fotoğraflar çekiyor. Bu yolla dünya basınına dağıtılan fotoğraflar bir anda büyük yankı uyandırıyor. ABD'den gelen arkeologlar Geyre'de araştırma yapmaya başladıklarında burasının Roma İmparatorluğu'na ait, tarihi MÖ. 500'li yıllara dayanan ve ismini tanrıça Afrodit'ten alan Afrodisias Antik Kenti olduğunu ortaya koyuyor. Prof. Dr. Kenan Erim, Afrodisias Antik Kenti'ne gelip hayran olduktan sonra, 1961 yılında kazı çalışmalarına başlıyor.
TARİHE TANIK EDEN KÖYLÜLER KONUŞTU
Ara Güler, çektiği o fotoğraflarla Geyrilerin hayatlarını da değiştirdi. Bölge turizme kazandırıldı, kültür mirası olarak seçildi ve tüm dünyanın bölgeyi tanımasına neden oldu. Şimdilerde Afrodisias Antik Kenti içerisinde kalan evlerini, yaklaşık iki kilometre uzaklıktaki yeni yerleşim alanına taşıyan köylülerden Aral Güler'i çocuk yaşta görenler yaşadıklarını anlattı. Büyük sanatçının 1958 yılında çektiği tarihi fotoğraflarda kendisinin de bulunduğu söyleyen Mehmet Çetintepe, şunları söyledi:
"Bölgemize büyük katkıları oldu. Ara Güler, burayı yolunu kaybederek buldu. Sonradan Prof. Dr. Kenan Erim ile konuşup bölgenin tarihi eser olarak ortaya çıkmasını sağladı. O zaman bizim evlerimiz ören yerinin içerisindeydi. Bu evlerimiz istimlak edildi, boşaltıldı biz de yeni evlerimize taşındık.
Ara Güler sadece bize değil çevremizdeki köylere de büyük katkı verdi. Bizim köyden 20 kişi bu tarihi antik kentte çalışıp, emekli oldu. Bunun yanı sıra kazılarda 300 köylü görev alıyordu. Onlar da emekli oldu. Köylüler büyüm mermer küpleri pekmez ve şarap yapmak için kullanırdı. Sütunları ve sütun başlarını evlerinde kullanırlardı. Sonradan bunlar müzeye teslim edildi."
Köylülerden Erol Çetintepe ise "Ara Güler'i kazı evine geldiği zaman gördüm. Burayı ziyaret ederdi. Onun sayesinde bölgemizi dünya tanıdı. Binlerce turist geldi" dedi. Geyre yeni yerine taşınsa da tarihi eserlerin kullanımının da sürdüğü ortayla çıktı. Tarihi duvar taşının köymeydanında dibek taşı olarak kullanılması dikkat çekti.