Süleymanpaşa'da, Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı ve damadı Rüstem Paşa tarafından 1553'te Mimar Sinan'a yaptırılan tarihi Rüstem Paşa Bedesteni'nin 20 metrekarelik çay ocağının her tarafı, çaycı Halim Balta'nın tarihi eser merakı dolayısıyla antikayla dolu.
Taburelerden lambaya, tepsiden paspasa, halıdan örtülere kadar günlük eşyaların bile tarih koktuğu çay ocağının her bir köşesi, Halim Balta'nın 35 yıldır topladığı antikalarını sergileme mekanı. Halim Usta'nın tarihi eser merakı, dükkanına da ayrı bir hava katıyor.
Geçmişi konuşmak, dertleşmek, hatıralarla dolu antikalar arasında demli bir çay içmek için mekana gelen müdavimlerin yanı sıra tarihi eser meraklıları da handaki çay ocağının ziyaretçileri arasında bulunuyor.
Tekirdağ'da yaşayanlar ve turistler de hana gelip, demli bir çay içmeden edemiyor. Hatta eserleri görmeleri için okullardan da birçok öğrenci handaki bu çay ocağına getiriliyor.
"150 SENE ÖNCESİNE AİT ANTİKALAR VAR"
Tarihi eşyalarını artık bir müzede sergileme hayali kuran Halim Balta, AA muhabirine yaptığı açıklamada, antika eşyaları toplama merakının, atalarından kalanları muhafaza etmesiyle başladığını söyledi.
Dükkanında yaklaşık 35 senedir eski dikiş makineleri, antika mutfak aletleri, ütüler, fotoğraf makineleri, vazolar, kazanlar, silahlar, plakçalarlar, madeni ve kağıt paralar biriktirdiğini belirten Balta, "Dedelerden, ninelerden, annelerimizden kalan eşyalar vardı. Eski eşyaya merak duymaya başladım. Bundan sonra da bu eşyaları topladım" dedi.
Sergilediği eşyaları görmek için zaman zaman dostlarının geldiğini, bazen de öğretmenlerin öğrencilerini getirdiğini anlatan Balta, çay ocağında, 150 sene öncesine ait antikalar bulunduğunu kaydetti.
Balta "Eş dost arkadaş geliyor buraya, evlerinde atılacak, hurdaya verilecek tarihi bir parça olduğunu söylüyorlar. 'Hurdaya gitmesindense burada hiç olmazsa tarihi değerlerimiz birikir, bizden sonraki nesiller, çocuklar gelirler, gezerler, bizim de katkımız olsun' diyerek eski eşyalarını bırakıyorlar. Bu şekilde de koleksiyonum çoğalıyor" diye konuştu.
"GENÇLERİN ANTİKALARA SAHİP ÇIKMASI GEREKİR"
Niyetinin özel bir müze kurmak olduğunu belirten Balta, şunları dile getirdi:
"Bunların içerisinde çok mutluyum, benim için çok kıymetli, çok değerli eşyalar. Bunlara 'eski' dememiz yanlış olur. Çünkü, dedelerimiz, ninelerimiz hep bunları kullandı, bizlere yemekler pişirdi, bu eşyalarla yaşadı. Onun için bunlara çok değer vermemiz lazım. Ben şahsen çok değer veriyorum. Bunlar eski eşya olmaktan ziyade bizim kültürümüzdür, geleneğimizdir. Günümüzde kullanılan bir naylon, alüminyum parçası gibi değil. Korumamızda, saklamamızda fayda var. Bunu atarsak kültürümüzü atmış oluruz. Gençlerin antikalara sahip çıkması gerekir. Ben de bu yıllarca topladığım eserlerle özel bir müze kurma merakındayım. Bunu da inşallah gerçekleştirirsem gelecek nesillerimiz, geçmişlerinin nasıl yaşadığını görecekler."
Halim Balta'nın sadık müşterilerinden Doç. Dr. İsrafil Kocaman da çay ocağına uğrayarak stres attığını, burada çay içmekten keyif aldığını söyledi.
Kocaman, çarşıya geldikçe antikalarla dolu çay ocağına uğradığını belirterek, "Halim ağabeyin çay ocağına stres atmak, arkadaşlarla yarenlik etmek ve geçmişi konuşmak için geliyoruz. Çocukluğumuzdaki eşyalar burada. Şu an bunlar nostalji oldu. Hoş bir sohbet yeri burası" ifadelerini kullandı.