Kemalpaşa'da Altun ve Recep Arabacı çiftinin kızları Afra Eylül'e geçen yıl temmuz ayında, İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde lösemi teşhisi konuldu. Bunun ardından Afra bebeğe, Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nde 6 kür kemoterapi uygulandı. Kemoterapinin tedavi için yeterli olmaması üzerine doktorlar, bir ay önce, minik Afra Eylül'e ilik nakli yapılması gerektiğine karar verdi.
'KİMSE BİR ŞEY KAYBETMEZ'
Eşiyle birlikte, ömrünün büyük bölümü hastanelerde geçen kızlarını yaşatma mücadelesi veren fabrika işçisi Recep Arabacı (26), donör olmak isteyenlerin Kızılay Kan Merkezi'ne kan vermelerinin yeterli olduğunu söyledi.
Baba Arabacı, "18- 50 yaş grubu arasındaki, sağlığı elverişli, bulaşıcı hastalığı olmayan herkes ilik bağışında bulunabilir. Kızılay Kan Merkezi, iliğin uyumlu olup olmadığıyla ilgili 15 gün içinde geri dönüş yapıyor. Lütfen kızım ve diğer tüm ilik nakli bekleyen hastalar için insanlar kan bağışında bulunsunlar, kimse bir şey kaybetmez" dedi.
Tedavi süresince çok zor günler yaşadıklarını anlatan Recep Arabacı, enfeksiyon riski taşıdığı için Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nin Hematoloji bölümünde içeriye ziyaretçi kabul edilmediğini, kızını haftada 1 defa kapı ardından görebildiğini söyledi. İyileşmek için uygun donör bulunmasını bekleyen ve 31 Ağustos'ta 2 yaşını dolduran kızının yeni yaşına da hastane odasında girdiğini söyledi.
Uygun donör bulunması durumunda, özel iğnelerle kemik içine girilerek enjektör yardımıyla bir miktar ilik alınıyor. Alınan kök hücreler özel torbalarda, filtre edilerek, bekletilmeden, lösemi hastasına damar yoluyla veriliyor. Ana kök hücrelerin çok az bir kısmı alındığı için donör için yapılan işlemin hiçbir sakıncası bulunmuyor.