Tedavi sürecini, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi FTR Anabilim Dalı, Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi'nden Prof. Dr. Belgin Erhan, Doç. Dr. Yasemin Yumuşakhuylu, Asistan Dr. İsmail Hakan Akbulut, Sorumlu Hemşire Çiğdem Yelmen, Fizyoterapist Merve Çağın ve Damla Gül Özdemir yürüttü. Prof Dr. Belgin Erhan, bu durumun çok ilginç olduğunu ve bu şikâyetlerin genelde yoğun bakımda uzun süre yatan hastalarda görüldüğünü ifade etti. Bunun hastanın yaşı, kilosu ve ev içi hareketsizliği ile bağlantılı olduğunu söyleyen Erhan, hastaların ev içinde yapmaları gereken egzersizlerin önemine vurgu yaptı.
"PSİKOLOJİM BOZUKTU, HAYALLER GÖRÜYORDUM"
COVID-19 olduktan 17 gün sonra tedavi gördüğü hastaneden evine gönderilen Nazmiye teyze, eve geldiğinde halsizlikten hep yatakta yattığını ve evini bile tanıyamadığını söyledi. Hastaneye ilk geldiğinde yürüyebileceğine ve kalkabileceğine inanmadığını ve çok üzgün olduğunu dile getiren Nazmiye Teyze, "Ben yürüyebilecek miyim ne olur söyleyin dedim doktorlara. İlk geldiğimde psikolojim bozuktu, hayaller görüyordum. Doktorlarım bana yürüyeceksin, kasların kuvvetli dediler, hep destek gördüm" dedi. Hastanede kaldığı süre boyunca bol bol kitap okuyan Nazmiye teyze, kitaplar sayesinde moralinin düzeldiğini söyledi.
TEDAVİ SONRASI HAREKETLİLİK ÇOK ÖNEMLİ
Hastaların tedavi sonrası hareketliliğin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Belgin Erhan, "Hastamız 91 yaşında COVID-19 enfesiyonunu atlatmış fakat felç olmadığı halde yatağa tam bağımlı. Öyküsünde kalça protezi ameliyatı ve hipertansiyon problemi dışında başka ciddi bir rahatsızlığı da yok. Ama tedavi sonrası evde hiç hareket etmediği için yatak yarası açılıyor. Plastik cerrahi hocası Doç. Dr. Tolga Tolga Aksan, beni arayıp hastanın durumunu anlatınca ben de hastaya yardım edebileceğimi belirttim. Nazmiye teyzenin yaşına rağmen algıları çok iyi. Tedaviye ilk başladığımızda çok umutsuzdu yürüyebileceğini düşünmüyordu. Zaten siz 15 yaşındaki bir genci bile hiç hareket ettirmeden yatağa yatırsanız bir süre sonra, kasları erimeye başlar, kemiklerde kırık riski artar, bütün sistemlerinde bozulmalar başlar. Hastanın genel durumunda da gerileme başlar ve geleceğe karşı umutsuz olur" dedi.
8'İNCİ HAFTADA AYAĞA KALKTI
Böyle tedavilerin sabır gerektirdiğini dile getiren Erhan, "Hastamıza önce yatağın içinde oturmayı ve dönmeyi öğrettik. Böyle durumlar küçük bir çocuğun emeklemeyi öğrenmesi gibidir. Sonra ayağa kalktı ve yürüteciyle adımlar atmaya başladı. Tedavinin 8'nci haftasında da ayağa kalktı ve bize yürüyüşünü gösterdi. '91 yaşındaki teyzeyi yürüttün Allah senden razı olsun. Ben televizyona çıkmak istiyorum, bu herkese örnek olsun ben yürüdüysem artık herkes iyileşir' dedi bize. Şu an 11'inci haftadayız ve plastik cerrahi hastayı bize yönlendirerek ekip çalışmasının önemini gösterdi ve bu hastanın hayata dönmesini sağladı. Çünkü hasta yatakta kaldığı sürece çok hızlı geriler ve başka yaralar açılabilirdi" şeklinde konuştu.
HAYATA TUTUNMAK İÇİN HER ZAMAN BİR NEDEN VAR
Hastanın sağlığının bir bütün olduğuna dikkat çeken Erhan, şunları söyledi: "Onun için tedavi sonrası rehabilitasyon çok önemli. Özellikle COVID-19 sonrası hastaları ne kadar hareketli tutarsanız o kadar iyi. Mesela bu hastamız umutsuzdu ve geleceğe dair kaygıları çok fazlaydı. Ama hasta sizinle iyi bir diyalog kurduğunda ve size güvendiğinde bir şekilde hayata tutunuyor. Bu vaka bize hareketin ve pes etmemenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Hayat devam ediyor ve hayata tutunmak için birçok nedenimiz var."