Ankara'nın Keçiören ilçesinde 3 çocuk annesi Sevgi Aslan, 25 Ocak 2010 tarihinde eşi Ömer Aslan ve komşusu tarafından evinin banyosunda ölü bulundu. Polisin yaptığı incelemelerde kadının 18 yerinden bıçaklanarak öldürüldüğü belirlendi. Cinayetin aydınlatılması için geniş çaplı soruşturma başlatan savcı, cesedi bulan Ömer Aslan ile komşularının ifadesini aldı. Sevgi Aslan'ın ailesini de dinleyen savcı, katil veya katillerin kimliğine dair iz aradı. Soruşturma süresince farklı tarihlerde ifadesi alınan Aslan'ın ablası Ayşe Öztürk, 10 Nisan 2017'de verdiği ifadede Ömer Aslan'ın olay tarihinden beri çelişkili ifadelerde bulunduğunu söyledi. Ömer Aslan'ın etrafta eşinin başkalarıyla ilişkisi olduğunu söylediğini belirten Öztürk, eniştesinin kıskançlık nedeniyle kardeşini öldürebileceğinden şüphelendiğini anlattı. Savcı, 8 yıl süren soruşturmanın ardından, Ömer Aslan'ın emniyette alınan ifadeleri ile vermiş olduğu dilekçelerinde 11 kez kimliği tespit edilemeyen kişilerden şüphelendiğini beyan ettiğini, olay yerindeki kanlı tükürük, kan ve kıl örneklerinden alınan numuneler ile Aslan'ın kan örneklerinin uyumlu olduğunun görüldüğünü belirterek, cinayeti işlediği tespiti yaparak Aslan'a 'tasarlayarak eşi kasten öldürme' suçundan dava açtı.
TV PROGRAMLARINA KONU OLDU
Savcının tutuklama istemesine rağmen Ömer Aslan'ın yargılaması Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde tutuksuz olarak devam etti. Dava boyunca Sevgi Aslan'ın yakınları Ömer Aslan'ın cinayeti kıskançlık yüzünden işlediğini ileri sürerken, Aslan'ın 3 çocuğu cinayeti babalarının işlemediğini söyledi. Aslan da, olayın yaşandığı saatlerde işte olduğunu ve eşini öldürmediğini ileri sürdü. Olayın soruşturma ve dava aşaması televizyon kanallarına da konu oldu.
BERAAT KARARININ GEREKÇESİ AÇIKLANDI
Yaklaşık 1.5 yıl süren yargılamanın adından mahkeme Ömer Aslan hakkında beraat kararı verdi. Mahkeme, beraat kararının gerekçesinde şu ifadelere yer verdi:
"Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan 'in dubio pro reo', yani 'kuşkudan sanık yararlanır' ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulmaz. Oldukça geniş uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya işlenmiş ise gerçekleştirilme biçimi konusunda kuşku belirmesi halinde uygulanacağı gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti yargılama süresinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Bu nedenle 'kuşkudan sanık yararlanır' ilkesi gözetilerek olayların ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükme kurulamayacağı mahkememiz tarafından kabul edilmiş ve sanık hakkında atılı suçtan beraat kararı verilmiştir."