Roman yönetmen Elmas Arus... 30 bin kişilik sülalenin ilk okuyan kızı. Arus, Türkiye'de 38 il ve 400'ün üzerinde mahalleye giderek 'buçuk millet' tanımlamasıyla ötekileştirilen çingenelerin yaşamlarına, gelenekleri ve kültürlerine tanıklık etti. "Buçuk" adlı bir belgesele imza attı. SABAH'ın daha önce haber yaptığı yönetmene, Türkiye ve yurtdışında Romanlar'ın koşullarına yönelik sağladığı katkı nedeniyle "Avrupa Konseyi İnsani Yardım Ödülü" verildi. Trakya Üniversitesi Edirne Meslek Yüksek Okulu Radyo Televizyon Yayıncılığı'nı bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun olan 34 yaşındaki Arus'un kendi hikayesi de dikkat çekici. Yarı göçebe bir ailenin beş çocuğundan biri olarak Amasya'da doğan Arus'un annesi Roman babası ise Abdal'dı. Ailenin geçim kaynağı, geleneksel mesleklerinin icrası idi. 30 bin kişilik sülalenin okula giden ilk kız çocuğu kendisi oldu. Babası, yaşadıkları toplumun tüm karşı duruşlarına rağmen kızını okula göndermeyi başardı. Arus'un okul hayatı, diğer kız çocuklarının da eğitim hayatının başlangıcı oldu. Ondan sonra kız çocukları okula gönderilmeye başladı. Üniversiteye kadar kimliği nedeniyle önyargılara maruz kalan Arus, olumsuz anlamda sürekli karşısına çıkan 'çingene' kelimesine ait topluluğu yakından tanımak istediği için bir grup gönüllü ile 9 yıl boyunca Türkiye'yi dolaşarak 360 saatlik görüntü kaydetti. Arus, yüzlerce kişiyle görüşerek Romanlar üzerine yapılmış en kapsamlı çalışmaya imza attı. Ortaya çıkan 60 dakikalık "Buçuk" belgeseli, onların yaşam felsefesini, ekonomik açmazlarını, beklentilerini, karşılaştıkları ayrımcılığı birinci ağızdan aktardı. Arus ayrıca, Sıfır Ayrımcılık Derneği'ni de kurarak hükümetin 2009'da başlattığı Roman açılımına katkı verdi. Avrupa Konseyi'nce ödüllendirilen Arus, "Kendi hayat hikayem, filmle kimlik arayışım, film aracılığıyla bu konuya dikkate çekişim, sorunlara somut çözüm arayışım da ödülü almam da belirleyici oldu" diyor.