3 asırdır yayın hayatını sürdüren belki de dünyanın tek gazetesi Yeni Asır, Avrupa'ya açılan ilk pencere olarak tarihi özelliği ve güzelliğini koruyor. 19 Ağustos 1895'te Selanik'te Abdurrahman Arif Bey tarafından ASIR adıyla kurulan ve 22 Temmuz 1908'de YENİ ASIR adını alan gazetemiz, 127 yıldır Türkiye'nin en eski ve en büyük gazetesi unvanıyla yayın hayatını başarıyla sürdürüyor. YENİ ASIR, tam üç asra, 19-20-21. yüzyıllara tanıklık etmiş tek gazete.
19. Yüzyıl'da Selanik'te, Kosova ve Manastır'a da dağıtım yaparak en etkili gazete unvanını alan YENİ ASIR, Selanik'in Yunanların eline geçmesiyle yayın hayatına geçtiği kentte zor günler yaşamaya başladı. Çalışanlar adeta ateşten gömlek giydi. Yunanlar gazeteyi kapatıp, sahibi Abdurrahman Arif'i hapsettiler ve YENİ ASIR 3 ay yayın hayatına ara vermek zorunda kaldı. Yunanlar bununla da yetinmedi, 1924 yılında bir geceyarısı gazeteyi ateşe verdi. Kundaklanan YENİ ASIR'ın çalışanları hapis ve ölüm tehlikesine göze alarak portatif bir matbaa makinesi buldular, bastıkları gazeteyi birer müvezzi (gazete dağıtıcısı) fedakarlığıyla koltuklarının altına alıp dolaşarak, Yunan'a yakalanma pahasına elden ele gazete dağıtıp yayın hayatını sürdürdüler.
GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI
Yunanların YENİ ASIR'ı sattırmamak için artırdığı baskı, artık Türkiye'ye kaçmaktan başka alternatif bırakmadı. Cumhuriyet'in ilan edilmesi de teşvik edici oldu. 1924 yılında Selanik'ten o kente çok benzeyen, Türkiye'nin gözbebeği İzmir'e göçtüler. Abdurrahman Arif Bey'in oğulları Şevket ve Behzat Bilgin kardeşler, İzmir'in Kemeraltı semtinde iki katlı bir bina kiralayarak yayın hayatını anavatanda devam ettirdiler. Daha sonra Gazi Bulvarı'nda bir binaya geçildi. Gazetenin nakil aracı sadece bir cipti, başka imkan yoktu, Üçüncü mekan, o devirdeki İzmir İtfaiye Müdürlüğü arkasındaki işhanının zemininde, Alman Kültür Merkezi'nin yanındaydı. Nihayet YENİ ASIR adını taşıyan şimdiki modern binaya geçildi.
HARF DEVRİMİNİ İLK UYGULADI
YENİ ASIR, Şevket Bilgin'in oğlu Dinç Bilgin'in yaratıcı ve cesur kişiliğiyle en parlak devirlerini yaşadı. 1928'de harf devrimini Türkiye'de ilk uygulayan gazete olarak Atatürk'ten takdirname alan YENİ ASIR, Dinç Bilgin sayesinde ilklerin yayın organı oldu. 1967 yılında Türkiye'de ilk ofset baskı tekniğini uygulayan YENİ ASIR, 1977'de Avrupada bilgisayar kullanan ilk gazete unvanını aldı. YENİ ASIR'daki gazetecilik deneyimi ve tecrübesi, Babı-Ali'ye de taşarak SABAH, TAKVİM, FOTOMAÇ gibi ülke çapındaki gazeteleri ve pek çok dergiyi yarattı. Ege Bölgesi'nde 7 ilde yayın yapan gazete, bir ara 210 bin tiraja ulaşarak dünya yerel gazeteler rekorunu kırdı. YENİ ASIR, 1998 yılının Aralık ayından itibaren dijital yayınlara geçti. Bab-ı Ali'deki gazeteler dijital yayınlara karşı çıktılar, direndiler ama sonradan YENİ ASIR elemanlarını yüksek ücretlere transfer ederek dijital sistemde gazete çıkarmak zorunda kaldılar. YENİ ASIR 127 yıldır basın meşalesini gurur ve azimle taşıyor. Şimdi Ege'den Türkiye'ye taşındı, tüm halkımız YENİ ASIR'ın örnek yayıncılığını izleme zevkine kavuştu. Nice 127 yıllara.
YENİLİKLERE PENCERE AÇTI
YENİ ASIR, gazetecilikte ve sosyal hayatta ilklerin irfan yuvasıdır. ASIR adıyla Selanik'te 127 yıl önce yayın yaşantısına başlayan gazete, Türkiye'nin yaşayan en eski gazetesi unvanına sahip. "En eski" olmasına karşın, Türk basınında devrim olarak adlandırılabilecek yeniliklerin hemen tümünü de Yeni Asır imza attı. Adına "Yeni" kelimesini eklediği günden itibaren başlığını Latin harfleriyle de yayınladı ve bunu yapan ilk Türk gazetesi oldu, hem de harf devriminden 20 yıl önce... 127 yıllık yayın hayatı boyunca, Türk-Yunan Savaşı, 1. ve 2. dünya savaşları ile dünya ve Türkiye'deki tüm değişimlere tanıklık etti. Yeni Türk alfabesinin kabulünden sonra, tanınan kanuni süreden 6 ay önce ülkenin yeni alfabe ile basılan ilk gazetesi olma unvanını ele geçirdi.
İşte Yeni Asır'ın 19 Ağustos 1895'te basılan ilk sayısı
TEK HEDEF ATATÜRK İKELERİ
YENİ ASIR, 1946 yılında demokrasinin öncüleri arasına girdi. Yayın hayatı boyunca, "Demokratik yaşam, serbest ticaret, ülke ve ülkü birliği ve Atatürkçü düşünce"nin savunucusu oldu. Basında binbir atılıma öncülük etti. Örneğin Türkiye'de daktilo makinesini kullanan ilk gazete oldu. 1930 yılında tüm gazeteler düz baskı ile yayınlanırken Yeni Asır rotatiflinotip- entertip'li sisteme geçti. 1967'de Türkiye'nin ofset tekniği ile yayınlanan ilk günlük gazetesi oldu. 1980'de bilgisayarla gazete hazırlama teknolojisinde sadece Türkiye'ye değil, İngiltere ve Fransa dahil tüm Avrupa kıtasına öncülük etti. Haber ve fotoğrafı farklı firmaların ürettiği makinelerin entegrasyonu sağlayıp aynı sayfada almayı başarma konusunda ise dünyada bir ilke imza attı.
GEÇEN ZAMANA YENİLMEDİ
"Mişli geçmiş"le haber yazma dönemini, kesin ifadeli "dili geçmiş"i kullanarak Yeni Asır bitirdi. Ulusal basın bu konuda da Yeni Asır'ı izledi. Fransız medya devi Hersant Grubu'nun yetkilileri bilgisayarla gazetecilik teknolojisini İzmir'e gelerek Yeni Asır'da gördüler. Ekiplerine eğitim verdik, bilgisayarla gazete nasıl yapılır öğrettik. Büyük ulusal gazeteler de mecburen bizi izlemek, bizim gibi gazete çıkarmak zorunda kaldılar, yetenekli elemanlarımızı büyük paralar ödeyerek transfer ettiler. Büyük gazetelerin genel yayın yönetmenleri de Yeni Asır'a gelerek personelimizin gazete hazırlıklarını merakla izleyip öğrenmeye çalıştılar.
HERKESE ÖRNEK OLDU
İngiltere, şimdi dünyaca ünlü yayın organları arasına giren Today'i yayınlamaya başlarken, medya devi Murdoch da Yeni Asır'ın bir bayan elemanını İngiltere'ye davet edip kadrosuna bu işin eğitimini iş başında verdirdi. YENİ ASIR, dünyadaki yenilikleri Türkiye'nin ilki olarak öğrenmek ve teknik yönden yansıtmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. YENİ ASIR'DA saate karşı yapılan hizmette elbetteki kelle koltukta bir hayat sürüyorsunuz. Gazetecilerin kaderi böyle. Kimi zaman mitinglerde bir serseri kurşun, kimi zaman trafik kazaları, kimi zaman stat terörünün kurbanı olabilirsiniz. Özdemir Baba (Hazar) ile göreve giderken trafik kazasında gözyaşlarıyla ebediyete uğurladığımız Osman Öksüz'ü, Çeşme'den yorucu bir çalışma sonucu İzmir'e dönerken bir trafik celladının kurbanı olan Tarık Sarı'yı, bu görev şehitlerimizi nasıl unutabiliriz. Ceyhan Gür'ü de Çanakkale'den Trabzonspor maçından dönerken arabayla geçirdiği kaza sonucu yitirdik. Hepsinin ruhları şadolsun.
CEMİYETİN KURULUŞUNDA ÖNCÜ OLDU
İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşunda YENİ ASIR'ın yine büyük payı var. 1960 yılında o devrin Başbakan'ı Adnan Menderes seçim öncesi son mitingi İzmir'de yapar. Müthiş bir kalabalık vardır. Abartı saymayın, Alsancak'tan Karşıyaka'ya kadar teknelerden deniz görünmeyecek şekilde. Menderes İzmirlilerin sevgi gösterileri arasında mutlu, Valilik Binası'na döner. O devirlerde Cemiyet Başkanlıkları dönüşümlü. Ali Şevket Bilgin ile Nihat Kürşat birlikte yönetiyor. VALİLİKTE Başbakan Menderes'i ziyarete giderler. Kabulde Menderes, "Bir sıkıntınız var mı?" diye sorar. Bilgin ile Kürşat, bir cemiyet binalarının olmadığını, işhanının bir odasında ayakta kalmaya çabaladıklarını anlatırlar. Menderes bu kez, "Peki bir yer için teklifiniz var mı?" sorusunu yöneltir. O zaman Halkevine ait bir bina olan 1. Kordon'daki binayı isterler. Menderes beraberindeki Hasan Polatkan'a seslenir, "Hasan...O binayı İzmirli gazetecilere verdim" der. Ama devir için bir bedel ödemek gereklidir. Sembolik olarak 1000 lira değer biçilir, böylece o bina Gazeteciler Cemiyeti'nin olur. BİZ gazeteciler rahmetli Menderes'e ne kadar şükran duysak az.