BAŞLARKEN...
Asırlık ömürlerin adresi denilince dünyada Kosta Rika'da Nicoya yarım adası, Kalifoniya'da Lama Linda, İtalya'da Sardunya adası, Yunanistan'da Ikaria adası, Japonya'da Okinava adası akıllara geliyor. Peki, Türkiye'de insanın ömrüne ömür katan şehirler yok mu? SABAH, bu sorunun peşine düşerek, uzun yaşam şehirlerinde 100'lü yaşları çoktan geride bırakmış uzun ve sağlıklı yaş alan insanların kuşaklarını sizler için buldu. Bilim insanları bu kuşağa 'mavi kuşak' adını veriyor. Ege'de Aydın'ın Nazilli ilçesi, Karadeniz'de ise Ordu'nun Gölköy ilçesi, Yunanistan'ın Ikaria'sı ve Japonya'nın Okinava adasına çoktan rakip olmuş. Örneğin Nazilli, adını çoktan 'dağlarından yağ, ovalarından bal damlayan uzun ömürlü insanların yaşadığı şehir' olarak tescillemiş. Gölköy ise 'gökyüzüne komşu' bir yayla ilçesi... Bugün 108 yaşına rağmen Ordu Gölköy'de 'motosikletli gezgin' olarak anılan Mehmet Yılmaz, 100 yaşı devirmenin sırlarını anlatacak. Yarın ise bambaşka 'koca çınarlar' nasıl ve neyle beslendiklerine, sevgi, aşk, şükür ve inancın hayatımızdaki rolüne ayna tutacak.
Ordu'nun Gölköy ilçesi sanki bir masal şehri. Gölköy, Ordu'dan yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta bir yayla ilçesi. Yeşil ormanların içinden kıvrılan yollardan tepelere çıkıldıkça, sis bulutları sarıyor her yanı. Güneşin kendini göstermesiyle birlikte dağılan sis bulutlarının arasından bir masal şehri gibi görünür hâle geliyor. İnsanlarının uzun ömürlü olmasıyla tanınan Gölköy, elini uzatsan bulutlara değeceğin bir gökyüzüyle selamlıyor buraya gelenleri... Doğa harikası Uzungöl ise yeşil ve mavinin büyülü dansını sergiliyor. İlçede ortalama yaşam süresi 82... 100'ü deviren de çok. Havasıyla, toprağıyla, fındığıyla, tereyağıyla, karalahanası ve pancarına kadar burası uzun ömürlü şehirlerin başında yer alıyor. Öyle ki 108 yaşındaki Mehmet Yılmaz, 100 yaşındaki Mehmet Özmen, 94 yaşındaki Mehmet Top yani üç Mehmet, burada yaşıyor...
'GAZETECİ KIZ BİR TUR ATALIM
108'lik Mehmet Yılmaz, Türkiye'nin en sağlıklı yeri olarak bilinen Ordu'nun Gölköy ilçesinde yaşıyor. Gölköy'e vardığımızda ilk olarak Mehmet dedenin kapısını çalıyoruz. Birçok yaşanmışlığı barındıran evi, anılarla dolu. Gülümseyerek karşılıyor bizi. 'Buyurun geçin içeri evimi görün' diyor. Saatçi Mehmet olarak tanınan hatta okuduğu şiirleri, felsefe içeren sohbetiyle ile "Gölköy'ün Sokrates'i" diye ün salmış olan Mehmet dede ve başlıyor anlatmaya: "7 çocuğum, bir sürü torunum var. Ama onlar başka şehirlerde yaşıyor. Ben anılarımı, Gölköy'ü bırakamıyorum. 7 sene önce eşim Hüsniye vefat etti. O benim aşkımdı. Onu çok özlüyorum. Bu kadar uzun yaşadıysam birinci nedeni aşk, ikincisi Gölköy'ün havası." Askerde silah tamiri yaptığını belirten Mehmet dede tam bir mucit gibi. Evi, tamir araç gereçleriyle dolu. Bir de arazi motosikleti olan ATV'si var Mehmet dedenin. Her gün ATV'sine binip ilçe merkezinde geziyor. Bozulursa da tamirini kendisi yapıyor. Bana da 'gazeteci kız gel sana bir tur attırayım' diyor. Birlikte Gölköy sokaklarında geziyoruz. Mehmet dede, dünya şampiyonu motosiklet yarışçımız Kenan Sofuoğlu'na da meydan okuyor: "Kenan buraya gelse de bir yarışsak onunla..." Siyah güneş gözlüklerini takınca kendini daha da genç hissettiğini de söylüyor.
İŞİN SIRRI SEVMEK, SİZ DE SEVİN
Uzun yaşamda, bir şehrin havasının temiz olması kadar aşkın ve sevdanın da önemli olduğuna değinen Mehmet dede, "Çok sevdim Hüsniye'yi. Siz de yakınlarınızı çok sevin. Sevmek işin sırrı" diyor. Ve başlıyor eşine yazdığı türküyü acı acı söylemeye: "Eşim, güzelim bıraktı beni/günlerim ağlamaklı/gel güzelim gidelim, çiçekli yaylalara/İkimizde bir boyda..."
MEYVEYİ DALINDAN YERİM
Yaşına rağmen çok dinç olan Mehmet dede, baltayı eline alıp, yakacağı odunları kendisi kesiyor. Yemeğini kendi yapıyor.' Nasıl bu kadar dinçsin, neyle besleniyorsun' diye sorduğumda "Ben hep yayladayım. Temiz hava, doğal gıda bu işin sırrı. Sevgili eşim, tarladan sebzeyi koparır, yemeğimi yapar önüme koyardı. Fındık, pancar, karalahana hep bizim toprağımızdan. Yoğurt, kaymak, tereyağı kendi ineğimizin sütünden. Onlar olmadan sofraya oturmam. Üzümü dalından koparır, ekmekle yerim. Doğal beslenin uzun yaşayın" yanıtını veriyor.
Mehmet Yılmaz, evinin baş köşesine astığı eşi Hüsniye'nin fotoğraflarına bakarak özlemini gideriyor.
ERDOĞAN DAVET ETSE KOŞA KOŞA GİDERİM...
Bu yaşa rağmen doktor yüzü görmediğini söyleyen Mehmet Yılmaz, 'Türkiye'deki en dinç yaşlı benim' demeyi de ihmal etmiyor. Ve bu dünyadan ayrılmadan yapmayı istediği tek şeyi dile getiriyor: "Tek bir dileğim var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelip, ona sarılmak. Külliye'ye davet etse koşa koşa giderim" diyor.
YARIN: YAYLADA BİR ASRI DEVİREN DİĞER MEHMET'LER ANLATIYOR