Yazarlar Mersin İY-Beşiktaş maçını yorumladı

METİN TEKİN: CENK'LE İLK DEFA...

Tabii ki dün akşam ilk konuşulacak şey oynanan oyundan çok nerede oynandığıydı. Harika bir stadyum, futbol oynanması imkansız bir zemin... Zemini yetiştiremeyebilirsiniz, bu kabul ama burada yanlış olan maçı oynatma kararı. Gelelim böylesi olumsuz saha şartlarında ne oynandığında. Bu sıcak havanın şartlarına uygun düşük tempolu bir maç başlangıcı ama sonrası ikinci yarı temponun gitgide arttığı bir maç sonu... Beşiktaş Demba Ba ve Oğuzhan'dan yoksun olması demek çok önemli eksikler. Ve Beşiktaş'ın çok net 4-4-2 oyunu. Yani ilk defa birlikte kullandığı Mustafa ve Cenk ikilisi... Mustafa'nın çalışkanlığı, ilk defa 11 çıkan Cenk'in ise az ama öz yaptığı santrfor işleri, yani skoru belirleyen oyuncu olması.

Londra'daki Arsenal maçı sonrası önemli oyuncularının eksikliği, saha ve hava şartlarının olumsuzluğunu alt alta koyduktan sonra kazanılan 3 puan. Bana göre harika bir lig başlangıcı oldu Beşiktaş için. Neleri eleştireceğiz peki? Tabii ki üzerinde durulması gereken en önemli nokta geçen seneden beri devam eden oyunu, maçı bitirememe sorunuydu. Dün akşam da 4 tane net pozisyonu değerlendiremeyip bunun sonucu olarak rakibinizi hep oyunun içinde tutmak. Son dakikalarda Servet yakaladığı pozisyonu gol yapsa yine klasikleşmiş bir Beşiktaş puan kaybı olabilirdi. O yüzden Beşiktaş'ın artık bu sezon bazen maç bitmeden oyunu bitirmesi gerektiğini hiçbir zaman unutmamalı.

Tabii ki siyah-beyazlı ekibin maçı 2-0'a getirememesindeki belki de en büyük sebep Mersinli kaleci Nihat Şahin'in başarılı performansıydı. 1-0'dan sonra öylesine 4 net kurtarış yaptı ki Mersin İdmanyurdu'nun 90.dakikaya kadar beraberlik umudunu diri tuttu. Beşiktaş'ın bireysel performanslarına bakarsak da Atiba Hutchinson, son bölümler hariç Ersan Gülüm ve Mustafa Pektemek. Bu isimler performanslarıyla öne çıktı. Son bölümdeki yüksek toplar dışında da yine takım bütünlüğünün oluşturduğu savunma anlayışı Beşiktaş'ın bu galibiyetteki en büyük faktörüydü.

FATİH DOĞAN: 4-4-2'Yİ DÜŞÜNMELİ

Akdeniz Oyunları'nın Mersin'e değerli hediyesi olan bu güzel stada verilen bu kadar emek, güzellik ne yazık ki bakımı yapılmayan çimlerin gölgesinde kaldı!.. Meseleyi sadece Mersin İdmanyurdu'nun ekonomik sıkıntılarıyla geçiştirmek, 'Kim suçlu' diye birilerini hedef göstermek Türk sporundaki "sistemsizlik hastalığını" inkar olur. Gerçekçi bakalım: 4 gün önce en çok yağış alan metropollerden Londra'da halı gibi bir zeminde oynayan Beşiktaşlı futbolcuların karşılaştığı değişimi futbolumuz adına sorgulayalım. Mersin tribünlerinden pankart eşliğinde Seba tezahüratları içimizi serinletse de futbol beklentilerin altında kaldı. Tribündekilerin bile nem ve sıcaktan zorlandığı bir ortamda futbolculara hoşgörülü yaklaştığımızın altını çizelim. Bilic, Demba Ba ve Tolga'nın sakatlığında değişikliklere gitti. Cenk ve yanında sağlı sollu bindirmeler yapan Mustafa ile 4-2-3-1'den çok 4-4-2 oynar gibiydi. Oğuzhan'ın da yokluğunda bu değişim çok yerindeydi. Bu sistem Cenk Tosun'u ön plana çıkardı. Mersin'de Marko, Beşiktaş'ta Atiba ve Mustafa'nın da standardın üstüne çıktığı maçta Cenk sahanın en iyisiydi. Gökhan'ın asistinde attığı kafa golündeki gibi biraz soğukkanlı ve özgüvenli olabilse geceyi 3 golle tamamlardı. Sanırım bu konuda biraz daha oynamaya ihtiyacı var. Bugün yarın 10 numara (Büyük ihtimal Sosa) gelecek. Bu da her bölgede olduğu gibi rekabeti getirecek. Çoklu sisteme karşı değilim ama Biliç 4-2-3-1 kadar 4-4-2'yi daha çok düşünmeli. Eldeki oyuncu grubu bu yapıyı çok iyi taşır gözüküyor. Beşiktaş'ın fiziksel ve psikolojik sancılar yaşadığı bir dönemde zor bir atmosfer ve zeminde 3 puanla lige başlaması büyük kazanç.

HAYRİ ÜLGEN: TOSUN PAŞA!
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Dün Mersin'de rutubet, nem, 35 derece sıcaklık altında futbol oynayan ve gerçekten de muhteşem mücadele eden iki takım futbolcularını da alkışlamak isterim.
Sahaya bakıyorsun tarladan farksız. Hava sıcaklığına bakıyorsun bir felaket...
Buna rağmen iki takım da öyle yüreklerini sahaya koyarak oynadılar ki galip geleni de mağlup geleni de kimse eleştiremez.
Özellikle Mersin İdman Yurdu kalecisi Nihat'a bayıldım.
Böyle bir maçta inanın tam tamına 5 tane net gol pozisyonunu çıkardı.
Yani Beşiktaş'a karşı takımını farktan kurtaran isim oldu.

HERKESE DERS VERDİ
Beşiktaş'a gelince belki Demba Ba yoktu ama onun yerine Tosun Paşa vardı. Cenk Tosun dün sahada ne yaptığını bilen gol alanlarında üretken bir santrfor rolü oynadı.
Attığı kafa golüyle takımına altın değerinde 3 puan kazandırdı.
Herkes Arsenal maçından sonra Beşiktaş'ın yorgun bitkin ve bu maçı kazanamaz düşüncesindeydi.
Ama Beşiktaşlı futbolcuların tümü öyle düşününlere çok güzel bir ders verdiler...
Sadece galibiyet almadılar farkı kaçırdılar.
Taraflı tarafsız herkes Beşiktaş'ın futbolunu alkışladı.

MAÇIN EN İYİSİ CENK TOSUN
Çok çalıştı. Altın değerinde gol attı...

MAÇIN EN KÖTÜSÜ FUTACS
3 tane yüzde yüz gol kaçırdı. Bencildi.

OKTAY DERELİOĞLU: PATATES TARLASINDA FUTBOL OYNAMAK!
Beşiktaş handikaplarla dolu bir maça çıktı. Demba Ba gibi Beşiktaş'ın en önemli kozu orta sahanın beyni Oğuzhan yok. Ve Şampiyonlar Ligi'ne veda etmiş, morali bozuk bir halde lige start verdi. Ama dün gece maçın önüne geçen 2 önemli nokta vardı. Birincisi Demba Ba'nın sakatlığı benim kafamı karıştırıyor.

Çünkü Demba Ba'nın transfer olduğu zamanki dedikodular su yüzüne çıkıyor. Yani müzmin sakat olduğu iddia ediliyor. İnşallah öyle birşey yoktur. Yoksa paraya yazık olur. Bu sahada bu zeminde futbol oynamaya elverişli raporu veren kişiler kimler? Futbolcular ayakta zor duruyorlardı.
Beşiktaş'ta Veli, Mersin'de ise Oktay Delibalta sahanın azizliğine uğradılar ve sakatlanarak oyundan çıktılar.

CENK'TEN SİNYAL
Maça dönecek olursak Beşiktaş çok önemli 3 puanı aldı. Çünkü bu kadar handikaplara rağmen Oyunu 30. dakikadan sonra forse etti. Beşiktaş, ilk yarının sonuna doğru Mustafa ile başlayıp Gökhan Töre'nin ısrarıyla ve yaptığı ortaya Cenk'in müthiş kafasından gelen gol ilk yarıyı önde kapattı. İkinci yarı başlar başlamaz Cenk kendine harika bir pozisyon hazırladı ama ilk goldeki becerisini ve daha sonra girdiği 2 pozisyonda gösteremedi.

Ama Cenk bu takımın golcüsü ben olacağım diye haykırıyordu dün gece.
Ceza sahasında çok etkili. Dünkü maçta maçın içindeydi her zaman.
Kerim Frei oyuna girdikten sonra etkiliydi. Cenk bu kadar maç eksiğine rağmen kalede güven verdi. Mersin'de ise Nihat etkili oldu. Beşiktaş tüm olumsuzlukara rağmen lige 3 puanla başladı.

MAÇIN EN iYiSi CENK TOSUN
Attığı golle dün geceye damga vurdu.

MAÇIN EN KÖTÜSÜ OLCAY ŞAHAN
Beşiktaş'ta Olcay hayal kırıklığıydı.

MERT AYDIN: KARTAL'A TEK GOL YETTİ
Beşiktaş'ın bu sezonki artılarından birisi belli mevkilerde kadronun genişlemesi. Bunu derken sadece siyah-beyazlıların oyuncu sayısından bahsetmiyorum. Örneğin geçen sezon böylesi bir maç başlarken sağ kanatta Gökhan Töre'nin oynamasının gayet normal olduğunu düşünürdük. Ama şimdi öyle mi? "Kerim Frei niçin ilk 11'de oynamıyor?" sorusunu soranlar hiç de azımsanacak sayıda değildi.
Dün gece Beşiktaş, Oğuzhan Özyakup'u aradı en çok. Belki ona alternatif bir yabancıyı istiyor camia. Ama genç yıldızın getirisi oldukça büyük.
Oğuzhan ya da onun muadili bir futbolcu Mersin deplasmanında işleri çok kolaylaştırırdı sanki.

Kenardakilerin katkısı
Teknik direktör Slaven Bilic'in zorunlu rotasyonunun en karşı isimleri Cenk ve Gökhan'dı. Gökhan, Arsenal maçında topla vedalaşma problemi yaşamıştı. Ama o haliyle bile Ba'nın kafasını sıyıran ortayı yapmıştı.
Bu kez onun ortası asist haline geldi. Bu da Cenk'in sayesinde gerçekleşti.
Açıkçası Beşiktaş'ta kenarda olanlar oyuna girdikçe katkı veriyor.
Geçen sezon pek yaşamadığımız bir şeydi bu. Beşiktaş'ta herhalde bir şekilde Atiba'dan da bahsetmek gerek. Her zamanki gibi sahanın her yerindeydi.

Sağlığı hiçe saydılar
Mersin İdman Yurdu birçok transfere imza attı. Dün maçın sonlarında beraberliği de yakalayabilirlerdi. Onlar için önemli olan herhalde Servet gibi, Vederson gibi. Tita gibi yaşlı futbolcuların performansı ve istikrarı olacak.
Maçtaki sakatlıklar zeminden mi oldu bilemem. Ama olmadıysa bile TFF'nin bu zeminde futbol oynatması futbolcu sağlığını hiçe sayması demek.

TURGAY DEMİR: BATAKLIK GÜLLERİ!
Meteroloji maçın oynandığı saatlerde 25 derece sıcaklık ve yüzde 74 nem diyor... Pedelogların (Toprak bilimci) Mersin saha zemini için yaptıkları yorum ise sanırım şöyle olur; bataklık!
Bu şartlarda çok şey yapılabilir belki ama futbol oynanmazdı. O nedenle tabelaya bakmaksınız, İki takım oyuncularını özellikle ikinci yarıdaki muhteşem mücadelelerinden dolayı yürekten kutluyorum.
Değişen Slaven Biliç ile Beşiktaş da değişiyor bu önemli... Geçen sezon en zor şartlarda dahi kafasındaki on birin dışına çıkmamaya çalışan Hırvat teknik adam bu sezon tüm oyuncularını hazır tutmak için büyük gayret sarf ediyor. Yedek kulübesinden gelen İki Cenk'le birlikte Kerim ve Sivok'un formları bunun kanıtı.
Futbolcu bir gün kendisine sıra geleceğine inanırsa kendini hazırlar, Beşiktaşlı futbolcular yeni Biliç'te bu ümidi görüyorlar.

Kaleciler tarihlerini yazdı
Evet Beşiktaş değişiyor… Değişen mücadelesi değil, mücadele bu formanın renklerinde var! Farklı olan Beşiktaş'ın bu mücadeleci yanına müthiş bir disiplin, sabır ve soğukkanlılığın eklenmiş olması.
Mersin'de bu şartlarda kazanmak hiç kolay değildi. Pektemek müthiş oynadı, aylar sonra forma bulan iki Cenk de öyle… Kerim ona keza… İsmail ve diğerleri de.
Geçelim Mersin'e… Klasik deyimiyle çok can yakarlar. Nakoulma bildiğin baş belası… Güçlü, çabuk, sprinter… Henüz hazır olmayan, müthiş bir kariyere sahip Welliton da katılınca Mersin United olurlar.

FİNAL: İki kötü kaleciyle tüm pozisyonlar gol olur, Beşiktaş 5-4 kazanır ve bu maç tarihe geçerdi. Kaleciler başkalarının tarih yazmasına izin vermediler ve kendi tarihlerini yazdılar.
Muhteşemdiler.