Beşiktaş Kulübü'nde 25 Mart Pazar günü yapılacak olağanüstü seçimli genel kurul öncesi başkan adaylığı gündeme gelen eski yönetici Serdal Adalı yaptığı açıklamada, ''Büyük Beşiktaş camiasının ve büyük taraftarının benden ne beklediğini biliyorum ancak bu samimiyetsiz ve kaotik ortamda benim Beşiktaş'a hizmet etmem ve faydalı olmam mümkün değildir'' dedi.
Adalı yaptığı yazılı açıklamada, başkanlık için mevcut adaylara ve bundan sonra aday olacak Beşiktaşlılara başarılar dileyerek, ''Beşiktaş camiası ve büyük taraftarı hakkını helal etsin, her zaman kalbimin onlarla olduğunun bilinmesini istiyorum'' ifadelerini kullandı.
Eski başkan Yıldırım Demirören ve yönetim kurulunun istifa etmesi ve olağanüstü kongre sürecine girilmesiyle kendisini hiç hesabını yapmadığı başkan adaylığı sürecinde bulduğunu aktaran Adalı şöyle devam etti:
''Mensubu olmaktan büyük onur duyduğum Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nde asbaşkan ve futbol komitesi başkanı olarak 1,5 yıl görev yaptım. 'Beşiktaş'ın 1 kuruşunu boşa harcatmam' prensibi ile başladığım görevimi en iyi şekilde yerine getirmeye gayret ettim. Bu süreçte camiamızın teveccühü, taraftarımızın sevgisi en büyük mutluluğum oldu. Beşiktaş başkan ve yönetiminin istifa etmesi ve olağanüstü kongre sürecine girilmesi ile kendimi hiç hesabını yapmadığım başkan adaylığı sürecinde buldum. Camia ve taraftarlarımızdan gelen yoğun talep ve baskılar nedeniyle 'Kulübümüz için neler yapabiliriz?', 'İçinde bulunduğumuz mali ve idari kriz ortamından nasıl çıkabiliriz?' sorularının cevabını aramaya başladık.''
-''Sorunlar bilinenden çok daha ağır''-
Eski yönetici Adalı, çalışma arkadaşlarıyla Beşiktaş'ın kısa, orta ve 5 yıl gibi uzun vadede borçlarını ve ihtiyaçlarını tablo halinde çıkardıklarını vurgulayarak, Beşiktaş'ın mali ve idari sorunlarının bilinenden çok daha fazla ve ağır olduğunu açık ve net olarak ifade etmesi gerektiğini kaydetti.
Serdal Adalı, şu ifadeleri kullandı:
''Sorunların çözümlenmesinde doğru yöntem belirlenmesinin çözüm yönünde önemli bir mihenk taşı olacağı gerçeği ile yüzleştik. Beşiktaş'ın en büyük sıkıntısının camiada yönetime olan güven eksikliği ve çözüm odaklı fikir birliğine ihtiyaç olduğudur. 15 gün boyunca bununla ilgili sayısız görüşmeler yaptık. Beşiktaş'ın sorunlarını ve çözüm önerilerimizi paylaştık. Beşiktaş camiasında bu konuda bizimle görüşen ve destek veren herkese duydukları güvenden dolayı çok teşekkür ederim. Bu süreçte dikkat ettiğim hususlar; çalışmalarımız sırasında şeffaf olmak, açık ve net konuşmak oldu.
Biz kulüp için çalışmalarımızı sürdürürken gördüm ki kişisel hesaplar dönmeye başlamış. Ben, Beşiktaş'a maddi manevi katkı sağlayacak vizyon sahibi yöneticilere ihtiyaç var' derken, karşıma 'Benim şu kadar oyum var' diye çıkan karakterlerle karşılaştım. Beşiktaş'ın bu kadar çözüme kavuşması gereken meselesi varken son günlerdeki gelişmeler benim yabancısı olduğum ibretlik kareler olarak hafızama kazındı. Bugüne kadar hayatımda hiç kimsenin emanetçisi olmadım, kendi bildiğim doğrulardan da şaşmadım.''