Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Katar, Bahreyn ve İran'ı kapsayan temaslarının başlangıcında SABAH'a açıklamalarda bulundu. Son dönemde Türk dış politikasına yönelik çeşitli eleştirilerin getirildiğini kaydeden Davutoğlu, bu eleştirileri üç kısma ayırmak gerektiğini söyledi. "Eleştirilerin bir kısmı samimi. Bunları elbette dikkate alıyoruz, almamız da gerekir. İkinci tip eleştiriler, siyasi saiklerle yapılan, muhalif olma derdi taşıyan eleştirler. Bunları da anlayabiliyorum" diyen Bakan Davutoğlu, üçüncü kısım eleştirilerin ise tamamen kasıt taşıdığını ve art niyetli olduğunu ifade etti. Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin son 10 yılda ciddi bir paradigma değişimi yaşadığını da kaydederek, art niyetli saldırıların bu nedenden kaynaklandığını belirtti. "Türkiye'de bizim iktidarımıza kadar, seçimlerin sonucunda iktidara gelen kadrolardan sadece yol, baraj vs. yapmaları beklenirdi. 'İktidarlar herşeyi yapsınlar ama şu üç makro-stratejik alana girmesinler' denilirdi" şeklinde konuşan Davutoğlu, bu alanları güvenlik, istihbarat ve dış politika olarak sıraladı. Davutoğlu şöyle konuştu: "Bu üç alan için, halkın iradesiyle seçilmiş kişilere bırakılamayacak kadar önemlidir gibi bir mantık vardı. Siyasi irade bu alanlara nüfuz edemezdi. Bakanlar, hükümetler gelip gider ama kalıcı iz bırakamazlardı. Hakan Fidan olayında da, diğer birçok konuda da bize yönelik rahatsızlığın kaynağı bu. Türkiye'de siyasi iktidar, makro-stratejik konuları yönetiyor. Bu alanlarda Türkiye son 10 yıl içinde farklı bir paradigmaya evrildi." Siyasi nefretin insanlara ilkeleri ve prensipleri unutturduğunu kaydeden Davutoğlu, aydınlardan bir çoğunun da bu kapsama girdiğini belirtti. "Normal şartlarda siyasiler reel-politik tercihler yaparken, aydınların onlara ilkeleri hatırlatması lazım, ancak Türkiye'de bunun tam tersi oluyor" şeklinde konuşan Davutoğlu, "Biz ilke bazlı siyaset yaparken, aydınları bizi yeterince reel-politik davranmamakla suçluyor" dedi. Türk dış politikasının özgürlükleri savunmasının "romantizm" olarak nitelendiğini kaydeden Ahmet Davutoğlu, "Bize karşı önyargıları o kadar derin ki, biz reel-politika üzerine siyaset yapmış olsaydık, Beşar Esad'la irtbatı kesmeseydik, Mısır'da darbeye ses çıkarmasaydık, bu defa da karşımıza geçip bizi 'reel-politikçi' olarak suçlayacaklardı" ifadelerini kullandı. Bakan Davutoğlu, "Bir aydın olarak, reel-politikçi olmayı, ilkeleri hiçe saymayı, geçici menfaatler üzerinden siyaset yapmayı reddediyorum" dedi.
RESETLEME YOK
Türkiye'nin dış politikasını resetlediği yaklaşımını da eleştiren Davutoğlu, bu politikada yanlış giden şeyler varmış da bu düzeltiliyormuş gibi bir algının oluşturulmak istendiğini belirtti. Davutoğlu, "Dinamik şartlarda, gerektiğinde dış politikada her türlü revizyon yapılır. İlişkiler gözden geçirilir, canlandırılır, yeni şartlara uyum sağlanır. Ama bizim resetleme gibi bir ihtiyacımız yok" diye konuştu.
'YALNIZ TÜRKİYE BÖYLE Mİ OLUR?'
Türkiye'nin
uluslararası arenada yalnızlaştığı iddialarını kesin bir dille reddeden Davutoğlu, "Türkiye yalnız kaldı dedikleri ay hem ABD hem de Rusya ziyaretler yaptım. Myanmar'a gittim. İngiliz Dışişleri Bakanı'nı ağırladım. Londra'ya gittim" dedi. Davutoğlu, "Gitmek için söz verdiğim halde vakit bulamadığım ülke sayısı 17. Yalnızlık dedikleri bu" yorumunda bulundu. Davutoğlu ayrıca 2015 G20 Zirvesi, 2016 İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi ve 2017 Dünya Petrol Zirvesi'nin de Türkiye'de yapılacağını hatırlattı.
Taha KILINÇ / DOHA