General Yuannidis artık keyifliydi doğrusu. Yeşil deri kaplı koltuğuna gömülmüş son 24 saatteki başarısını düşünüyordu. Nasıl da Makarios'a büyük darbeyi indirmişti. Hem de dünyayı gafil avlayarak! Emir subayı odaya girip "Amerikan Büyükelçisi'nin temsilcisi geldi" dedi. ABD Büyükelçisi Tasca, darbe sırasında Atina dışında olduğu için Henry Kissinger'in yıldırım mesajını güvendiği bir Yunanlı dostundan götürmesini istemişti. Mesajı getiren Yunanlı [1] odaya girdiğinde General Yuannidis koltuktan kımıldamadı bile... Gelen elçi de Yuannidis'in karşısındaki koltuğa oturdu. Mesajı okumaya başladı: "ABD, Kıbrıs'ı bağımsız ve egemen bir devlet olarak görmeye devam etmektedir. Yunan Hükümeti'nin ABD'nin bu politikasının değişmediğini bilmesini istiyoruz."
YÜZÜNDE ALAYCI GÜLÜMSEME
Makarios'un adını ağzına alır almaz yine bir anda bağırmaya başladı: "Artık herkes onun ulusal bir kahraman ve uluslararası bir şahsiyet olduğunu unutsun çünkü artık o içi çürümüş homoseksüel bir papaz! Bir cinsel sapık. Bir işkenceci ve adadaki otellerin yarısının sahibi. Bunu sürdürmek için de adadaki Rumların yüzde 70'ini ve bütün komünist Türkleri kurban etmeye razıydı. Bu nedenle Rumlar Makarios'a karşı harekete geçmek için anavatana yalvardılar. Ben de yardım ettim." Elçi araya girip, "Darbeden 24 saat sonra bunlara inanacak kimseyi bulmak zor" dedi.
'TÜRKLER DE MEMNUNDUR'