Dışişleri Bakanlığı'ndaki 40'dan fazla Büyükelçi iki gün önce başta Mısır ve Suriye olmak üzere Ortadoğu'da yaşanan yeni süreci masaya yatırdı. Toplantıda Arap baharıyla başlayan demokrasi rüzgarlarının tersine dönüp dönmediği geniş ölçüde tartışıldı. Mısır'da izlenecek strateji konusunda telekonferansla toplantıya bağlanan Kahire büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı, "Ya ben ya da bir özel temsilci mevcut yönetimle temasa geçsin. Ancak, Mısır halkının bütünüyle ilişki kurmalıyız" önerisinde bulundu. Ancak hükümetin siyasi yaklaşımı bugünkü Mısır yönetimiyle düşük profilli ilişki kurulması olarak benimsendi. Sivil Cumhurbaşkanı olarak atanan Adil Mansur ile Ankara'nın temas kurması bekleniyor. Ancak Ankara, bu temas sırasında darbeyi meşrulaştırmaktan da kaçınacak. Mansur'un koltuğa oturmasının ardından Ankara'dan tebrik mektubu gitmemişti. Buna karşın Mursi yönetiminde de Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Muhammed Kemal Amr, iki defa Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu aramıştı. Mısır'a yönelik sunumlarda Türkiye ile Mısır arasındaki benzerliklere de işaret edildi. Bu çerçevede, Mısır'daki laik kesim ile Türkiye arasındaki benzerlikler ve Gezi olayları da ele alındı. Botsalı sunumunda, Adeviye meydanının yanı sıra Tahrir'de de hareketliliğin devam ettiğine ve Mısır toplumunda tarafların oranlarının yakın olduğuna işaret etti. Toplantıda; Mısır, Tunus ve Libya'nın ardından Suriye'de hız kesen Arap Baharı'nın, karşı darbe ya da geri dönüş ile karşılaşma ihtimali ve bunun yönetim değişikliği yaşanan diğer ülkelere yansımaları da ele alındı. Karşı darbe söylemine karşı bir Büyükelçi ise Batı açısından atılan adımın Arap Baharı'nı destekleme olarak yorumlandığına işaret etti. ABD'nin Mısır'daki rolü de ele alındı ve bu ülkedeki farklı güç odaklarına işaret edildi. Söz alan bir büyükelçi de Türkiye'de, Brezilya'da devam eden gösterilerin Avrupa'ya da yansımasının kaçınılmaz olduğuna işaret etti. Avrupa'daki genç işsiz oranının arttığı ve Akdeniz'e karşı duyarsız kalmasının bölgede istikrarsızlığı perçinleyeceği uyarısını yaptı. Davutoğlu Gezi olayları ile ilgili de gösteri hakkına saygı gösterildiğini belirtirken, AB'nin tutumunu eleştirdi. Bazı marjinal gruplar tarafından Gezi olaylarının provoke edildiğini belirtti. Davutoğlu, Türkiye'nin Mısır'da sadece Müslüman Kardeşler'e angaje olmaması, tüm kesimleri kucaklayıcı davranması uyarıları üzerine İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in kendisine, "Siz darbeye darbe dediniz. Siz Avrupalılardan daha Avrupaisiniz" dediğini de aktardı ve Batı'nın tutumunu eleştirdi. Arap Baharı'nın ardından yaşanan sürecin din grupları üzerindeki etkisi ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kuveyt'in; Mısır'a verdiği maddi destek de ele alındı. Kararın kendi yönetimlerini desteklemek adına atıldığına işaret edilirken, Mısır'daki değişim ile Sünni dünyasının da ikiye bölündüğü yorumu yapıldı.
'ÇÖZÜM SÜRECİ'
Toplantıda çözüm süreci de ele alındı. "Çözüm süreci bozulmamalı. Süreç hız kaybederse başka Suriye olmak üzere bizim Orta Doğu'daki etkimize olumsuz yansır" görüşü dile getirildi. Suriye sorununun Mısır ile birlikte daha da kronikleşmesi endişesinin ele alındığı toplantıda, Cenevre 2'nin kısa süre içinde yapılamayacağında görüş birliğine varıldı. Esad'ın Şii devleti kurma ihtimali de kötü senaryolar arasında ele alındı.
13 SAATLİK TOPLANTIDA CEKET VE KRAVATLAR ÇIKTI
Ankara'da
gündüz 13.00'de başlayıp gece 02.30'a kadar süren toplantıyı Bakan Ahmet Davutoğlu yönetti, soruları da kendisi sordu. İftar sonrasında hem bakan hem de Büyükelçiler ceket ve kravatları çıkartarak toplantıya devam etti. Ankara Palas'taki toplantıda sahur için de hazırlık yapılmasına karşın bakan Davutoğlu'nun, "Onu da ailenizle yapın" sözleriyle toplantı son buldu.