Başbakan Erdoğan ile görüşen ünlü sanatçı Hülya Avşar, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarından 24 saat içinde Gezi Parkı'na müdahale edileceği izlenimini edindiğini belirterek, "24 saat içerisinde bugün Valimiz zannediyorum orada konuşacak gençlerle. 24 saat içerisinde oradan çekilenler olmazsa işte bir şekilde müdahale edeceklerini söylediler" dedi.
Başbakan Recep Tayyi Erdoğan, ünlü sanatçı Hülya Avşar'ı Başbakanlık Resmi Konutu'nda kabul etti. Yaklaşık 1 saat 15 dakika süren ve Gezi Parkı olaylarının konuşulduğu görüşmenin ardından Hülya Avşar çıkışta açıklamalarda bulundu. "Şuanda herkesin duygusal bağa ihtiyacı var. Yani bu işi fazla profesyonelleştirip inat uğruna yaparsak yazık günah" diyen Hülya Avşar, "Yani herkesin işine gücüne, şu güzel ülkeye, şu güzel geçen ömre yazık. Ben ona üzülüyorum" dedi. Gezi Parkı'na gitmesinin imkansız olduğunu ve böyle bir şeyin oradaki gençler tarafından istenmeyebileceğini anlatan Avşar, "Dolayısıyla isterlerse seve seve giderim, tabi konuşurum ama böyle olmayacağını biliyorum" diye konuştu.
Hülya Avşar, bir gazetecinin "Başbakan Erdoğan'dan 24 saat içinde Gezi Parkı'na müdahale sinyali aldınız mı?" şeklindeki sorusu üzerine "Maalesef aldım" cevabını verdi. Hülya Avşar şöyle konuştu:
"Ben de Başbakanımıza 'bekler misiniz, bekleyemez misiniz' dedim yani. Hani 'polis de olmasın, bir bekleyelim bakalım, onlar da dursunlar. Ne oluyor?' Sonra bana bir iki örnek verdi, daha önce yaşanan bir takım olaylarla ilgili... Onlara şimdi girmek istemiyorum. Şimdi öyle bir örnek verince diyorsunuz ki, 'bu da doğru'. Kısacası oradan bir tek bu konuda üzülerek çıktım. 24 saat içerisinde bugün Valimiz zannediyorum orada konuşacak gençlerle. 24 saat içerisinde oradan çekilenler olmazsa işte bir şekilde müdahale edeceklerini söylediler. Benim dilim varmıyor tabi müdahaleye. Oradaki her üzülen çocuğu kendi çocuğum gibi hissediyorum, rahatsız oluyorum. Ama şöyle bir şey söylüyor Sayın Başbakanımız; 'lütfen gerçekten kendini bilen kişiler bir çekilsinler, bir görelim orada kalan kaba, gerçekten bizi yoran, üzen ekibi. Ondan sonra ne yapacağımıza karar verelim' diyor aslında. Bunu da anlamalarını istiyor.
Ama tabi dediğim gibi o tarafta lider olmadığı için kısaca ortada bir bağ eksikliği var. Üçüncü şahısların girdiği her yerde zarar vardır. Yani mutlaka durum Başbakanımızla, oradaki gençlerin bir araya gelmeleri ama onlar kimler? O yok işte, o çok fena."
Hülya Avşar, referandum konusunun görüşmede gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine ise "Referandum konusu gündeme geldi, yapılacağını söylüyorlar. Bugün Danıştay Başkanı'nın yaptığı açıklamayı da bana izah ettiler. Dolayısıyla hani çok siyasi terimlerle olduğu için şimdi yanlış bir şey söylemek istemiyorum ama referandumun yapılması gerektiği yolunda gidiyorlar. Zaten oraya Topçu Kışlası, yani kışla yapmak zaten en az bana anlattığı programda en az 2 sene, 2 buçuk sene. Yani şuanda insanlar niye bu kadar kendilerini yıpratıyorlar, belki de referandum sonucu ne olacak onu bilmiyorum. Referandum olacak tabi hayırlısıyla" şeklinde konuştu.
"Referandumu destekler misiniz?" sorusuna da cevap veren Avşar "Referandumu tabii ki desteklerim" dedi.
Avşar, baskı görüp görmedikleriyle ilgili bir soruya ise "Ben hiçbir yerden baskı almadım, tehdit de almadım, bu nasıl birşey ki anlamadım. Yani nasıl ulaşıp da tehdit edebiliyorlar onu da bilmiyorum. Zaten benim telefonumu bilmezler. Bunlar tehditlerle olacak şeyler değil. Ne oluyor tehdit edince?" cevabını verdi.
Hülya Avşar, bir gazetecinin "Gezi Parkı'na gitmediğiniz için veya Başbakan Erdoğan'la görüşeceğiniz için mahalle baskısı hissettiniz mi?" şeklindeki soruya da şu cevabı verdi:
"Ben mahalle baskısı, o, bu, şu bu beni hiç ilgilendirmez. Ben öyle mahalle baskısıyla falan korkacak, geri çekilecek bir karaktere de sahip değilim. Eğer bir şeye inanıyorsam bunu söylemem lazım. Bunu söylemesem de mahalle baskısı oluyor zaten. Demokrasiden bahsedilen ortamlarda da aslında demokrasiye aykırı davranışlar oluyor. Bana da niye Gezi Parkı'na gitmedin diye baskı yapan o kadar insan oldu ki? Siz nasıl peki demokratik davranmıyorsunuz? Gitmiyorsam, gitmiyorum. Bunun bana hesıbını soramazsınız' dediğimde cevap alamıyorum. Yani insanlar kendi eleştirdikleri şeyleri de yapıyorlar bu arada. Yani bence burada anladığım kadarıyla herkes birbirinden korkuyor. Burada herkes birbirinden korkuyor. O yüzden kimse doğruyu, düzgünü söyleyemiyor. Ne bileyim ben Gezi Parkı'ndakilerden korkarsam, ya da atıyorum Başbakanımızın; zaten korkmasınlar, hiçbir sanatçı korkmasın. Zaten o konuya da girdik, 'sinirli misiniz onlara?' dediğimde, 'katiyen sinirli değilim' dedi. 'Herkes kendi demokrasi hakkını kullanır' dedi. Çok sevindim, çok mutlu oldum. Onu da sanatçı arkadaşlarıma ileteyim buradan.
Dolayısıyla şunu söylemek istiyorum; herkes birbirinden korkmasa daha güzel şeyler çıkacak. Ben Başbakanımızdan ya da AK Parti'den korkarsam, ya da Gezi'den korkarsam herkes işine bakarsa olmuyor bu işte. Ben miyim kahraman, hayır ben değilim. Ben sadece bunu yapmak istedim. Şuanda vicdanım çok rahat. Çözüm için yapmak istedim. Biliyorsunuz annelik konusunda çok hassas bir yaratılışa sahibim. Biraz onun da etkisi oldu. Biraz Zehra ile ola ilişkilerime benzettim şuandaki durumu."