Başbakan Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı'ndaki ağaçların sökülmesi ile başlayan daha sonra kitlesel nitelik kazanan eylemlerle ilgili Tunus'da konuştu. Türk gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, şu mesajları verdi:
(Diktatörlük iddiası) Ne yaptık? Kimi astık, kimi kestik? Dönemim içinde 7 seçim yaşadık. Üç genel, iki yerel seçim, iki referandum yaptık. İsteyen istediği kadar parti kuruyor. Şu anda 72 parti var. Darbe girişimleri yaşadık. Biz sabrettik, kitlemizi sokaklara dökmedik. Yargı içinde mücadelemizi verdik. Sonra yapılan seçimde yine oylarını artıran bir parti.
Demokrasiye inandıklarını söyleyenler samimi değil. Azınlığın çoğunluğa tahakkümü var. Eğer böyle bir şey karşısında tavırsız kalacak olursak. Yüzde 50 AK Parti'ye oy verenler sen benim oyuma sahip çıkmadın hesabını sorar. Şunu söylüyoruz...Bizim verdiğimiz hizmetlerde ayrımcılık var mı? Filanca ile havaalanı, yol, hastane yapma açma, orada şu parti önde... Böyle bir ayrım yaptık mı? Yapmadık.
İSTİHBARAT VAR
Bu süreçte bu talepleri yapanların durumuyla bu talebin dışında kalanların ayrışmasını yapmak durumundayız. Ağaçların sökülmemesi talebini samimi olarak yapanlar dışında, istismar etmek suretiyle bu olayları teşvik eden DHKPC'den İşçi Partisi'ne kadar bunların tohumlamasını yapan gruplar var, istihbarat elimizde mevcut. Madem olay Gezi Parkı'dır bununla ilgisi olmayan iller neden dahil oldu? Niçin İzmir, Ankara veya özellikle Hatay? Demek ki olay Gezi Parkı olayı değil. Gezi Parkı bahane, gerisi şahane mantığıyla yürütülen bir süreç.
Dükkanlara, araçlara zarar verenler, kamunun mallarını yakıp yıkanlar, kaldırım taşları ve bordürlere varıncaya kadar zarar verenler bunu çevrecilik anlamında mı yapıyor? Kimse bana çevrecilik dersi vermesin. Maalesef bizi anlama adına değil, anlamak istemeyişleri adına bunu yapıyorlar. Çünkü bunu yapan AK Parti ve AK Partili Başbakan Tayyip Erdoğan. Acaba biz AK Parti ve Tayyip Erdoğan'ı bu yolla yıpratabilir miyiz? Benim vatandaşımla bir problemim yok. Bizim yaptığımız hizmetler 76 milyona dayalı hizmetlerdir.
Demokrasi içerisinde, özgürlükler çerçevesinde sizden bir talep olur. Siz bu talebe ters bir tepki ortaya koyarsanız, burada kalkarsınız o yerlerde gösterinizi yapabilirsiniz. Bizden herhangi bir miting alanı mı veya toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile alakalı bir şey mi istendi? Hayır... Demokratik taleplere canımız feda.
Sadece içeride değil dışarıda da bunun uzantıları var. İki üç ay öncesinden benzer haberleri alıyorduk. Ama biz çevre ve yeşil bahane edilerek bu adımın atılacağını düşünmüyorduk. Çünkü en başarılı olduğumuz alan çevrecilik. Başka bir yerden olabilir diye düşünüyorduk. AKM, Topçu Kışlası veya Taksim Camii'ne yönelik olabilir diye tahmin ediyorduk.
(Olayların arkasında derin yapılar var mı?) Şu anda onlar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Her şey olabilir.
Balkon konuşmasına benzer bir konuşmayı buraya gelmeden önce havaalanında yaptım. Bu işlere karışmamış olan kardeşlerim bu oyuna gelmesin. Birliğimizi beraberliğimizi bozmak isteyenlere karşı bu oyunu bozsunlar. Bunları söyledik. "Ben vatandaşımın hizmetkarıyım, efendisi değilim" diyorum.
YAVUZ KÖPRÜSÜ
3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi... Bunu birileri bir yerlere çekecektir. Ben Osmanlı padişahları içerisinde Yavuz Sultan Selim'i çok farklı yere yerleştiren bir insanım. 8 yıla neleri sığdırdığı ortada. Mekke'nin fethi, kutsal emanetler... Yavuz çok zekiydi. Dirayetli olmanın yanında haksızlığa tahammül edemeyen bir insandı... Şah İsmail'le aralarında geçen meselelerin nedenleri var. Kendi bütünlüğünü koruma noktasında attığı adımlar ortada. Ama tüm vatandaşları ile ilgili attığı adımlar da önemli... Yavuz olayına böyle baktık. Bu, asla Alevi vatandaşlarımıza yönelik bir tavır değildir.
Dün gelen kuruluşlar (Taksim Platformu) 'AKM yıkılmamalı, Topçu Kışlası yapılmamalı, biber gazı yasaklanmalı, vali ve emniyet müdürleri görevden alınmalı' diyor. Talepler bunlar. Böyle bir talep olabilir mi? Referandum istemiyorlar. Çünkü doğacak neticeyi görüyorlar.
Alkol meselesi... Anayasa'nın 58.maddesini biz düzenlemedik, daha öncekiler yaptı ama işletmediler. Avrupa'dan Amerika'ya kadar çeşitli kısıtlamalar var. Dayandırdıkları yer din. Din emrediyor diye idareci buna uygun bunu yapıyorsa, kötülük mü yapmış oluyor? Dinle uyumlu olduğu için burada yanlış mı yapmış oluyoruz. Faizi niye kimse düşürüyorsunuz demiyor. Şimdi düşürüyoruz diye dinin hükmünü yerine getiriyorlar diyorlar mı? Din emretti diye bunu sıfırlayacaklar demezler. Çünkü işlerine geliyor. (Alkol) Bu düzenleme anayasadan geliyor ama dinimle de bağdaşıyor.
Alkolden devleti çektik. Şimdi kumardan da çekiyoruz. Piyango, toto, at yarışı... Bütün bunların devlet eliyle yapılmasını ortadan kaldıracağız. Bir çerçeve çizmek suretiyle yürüyeceğiz.
Saat 22.00'den sonra alkol satışıyla ilgili düzenleme trafikteki sıkıntıyla ilgiliydi. Trafik kazaları yoğun şekilde bu saatler arasında. Karayollarından alkol satışını kaldırdık. Alkollü araç kullanmanın cezai müeyyidesini artırmak lazım. Alkollü katilin cezai müeyyidesi ne olmalı? Cezası taksirli adam öldürmekten 3-6 yıl hapis. Neymiş alkollü imiş de hafifletici sebepmiş. Böyle bir mantık olabilir mi? Bence toplumdan bize baskılar gelecek. Canı yananlar var...
SOSYAL MEDYA
Twitter ve sosyal medyadan yalan yanlış haberler üretmek suretiyle kampanya yapıyorlar. Türkiye adına bir dertleri yok. Dün akşam Miraç kandili. Sağolsunlar Miraç Kandili'nde Dolmabahçe'de kandil simidi dağıtmışlar. Ama bir gece önce Dolmabahçe Cami'ne ayakkabıyla girerek içeride her türlü ahlaki olmayan şeyi yapıyorlar. Bizim adetimizde, bizim kültürümüzde camilere böyle bir saldırı olabilir mi? Bu süreç içinde bunlar yaşandı.
Bizim gençlik örgütümüzün sosyal medyayı kullanabilmek adına çalışmaları var. Dezenformasyon bu kadar aşırı kullanılamaz. Hakaretin bini bir para, ahlaki olmayan pek çok şeyler... Burada ilginç olan şeylerden biri. Döner bıçaklarıyla güya yüz kadar mensubumuz Taksim'e saldırıya geçmiş. İzmir'de atılan twitlerden bazıları... 'Alsancak otoparkı ikinci katında toplu işkence başladı. Kesin bilgi, yalvarırım biri yardım etsin.' Bunlar yazıldı. Bu arada bizim ilçe binamızı yakıldı.
Biber gazı olayındaki aşırılıkları eleştirdik. Ama dünyada biber gazının yasak olduğu hiçbir gelişmiş ülke yoktur. Bırakın sadece biber gazı kullanmayı Amerika'da Wall Street olaylarında 17 kişi öldü. Aynı şey İngiltere, Almanya ve Fransa'da oldu. Biber gazını fev- kalade bir hal olmadıktan sonra asla kullanmayacaksınız. Su kullanın, bu tür dağıtma işlemlerini yapın diye söyledik. Buna daha sonra büyük ölçüde uydular.
CHP Hatay Milletvekili'nin (Mevlüt Dudu) kendi ilinde attığı mesaj var. 'Her yer Taksim, her yer direniş.' Esad'a giden ekipte yer alan bir isim. Esad'a katliamcı demezken ağaç sökümü üzerinden meşruiyet tartışması başlattılar. Hatay (Reyhanlı) olaylarında aktif rol oynayan istihbaratçının (Şam'a) götürdüğü kişilerden biri. İşi siyasi mezhepçiliğe taşıma gayretleri içinde olanların öncülerinden bir tanesi.
Hatay'da cenaze oldu. Attıkları twitlerde kurşunlanarak öldürüldü dediler. Kurşunlanarak öldürme gibi bir olay yok. Faili aranıyor. Tesbit edilince kim olduğu ortaya çıkacak. Orada 50 bin kişi toplanıyor. Sıkıntı olmadan cenazeden sonra dağılıyor. Ama 2 bin kişi... Nusayri Mahallesi, karşısında Sünni Mahallesi var. Sünni Mahallesi'ne saldırmak için tahrik ediyor. Polis orada işini yapıyor. Polisimizin yanlışı vardır, eyvallah. Ama güvenlik güçlerimiz üzerine düşeni yapmasın mı? Orada bir mezhep kavgası mı çıksın?
Nevşehir Üniversitesi için Hacı Bektaş-ı Veli, Tunceli Üniversitesi için Pir Sultan Abdal isminin verilmesi üzerinde durabiliriz. Bunların da istismarı ve farklı yerlere çekilmesi oluyor. Arkadaşları Hacı Bektaş Veli'yi anma törenlerine gönderdiğimde dayak yemeden oradan zor çıkardı.
ÇARŞI'YA KARŞI
Çarşı Grubu diye bir grup var. Bu grup geliyor Başbakanlık ofisine saldırıyor. Diyorlar ki polis çekilsin. Bu kişiler elini kolunu sallayarak Başbakanlık ofisine girsin, işgal etsin. Polis buna mı müsaade edecek? Aynı şekilde Ankara'da da Başbakanlığa, il merkezimize yürüdüler. Polis bunları korumayacak mı?