Adli Tıp Kurumu'nun 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın naaşı üzerinde yaptığı incelemede ön bulgulara ulaşıldı. Özal'ın naaşında toksikolojik madde izine rastlandı. Ancak iddia edildiği gibi striknin kreatin (fare zehiri) etken maddesine ulaşılamadı. Adli Tıp, 1980-1993 arasında kullanılan ancak daha sonra yasaklanan tarım ilaçlarıyla ilgili kapsamlı araştırma başlattı. O yıllarda kullanılan tarım ilaçlarının sebze meyveler yoluyla insanlara da geçtiği ve vücuttaki yağ dokusunda belli oranda toksikolojik madde olarak depolandığı belirtildi. Adli Tıp, 50-60 yaş grubunda farklı denekler üzerinde vücutta birikebilecek toksikolojik madde tür ve miktarlarıyla ilgili ayrı bir çalışma sürdürme kararı aldı. Özal'ın naaşındaki toksikolojik maddelerin benzer yaş grubundaki kişilerde ne ölçüde bulunduğu da tespit edilecek. Öldürücü dozda olup olmadığı çapraz incelemelerden sonra netlik kazanacak. Turgut Özal'ın zehirlendiğine yönelik iddiaların ardından dikkatler bir kez daha Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporuna çevrildi. Kurul'un hazırladığı raporda da Özal'ın ölümü şüpheli bulunmuş, birçok çelişkili durum tespiti yapılmıştı. DDK, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün talimatıyla hazırladığı Turgut Özal raporunun bazı bölümlerini 13 Haziran'da açıkladı. Raporda vefat günü yaşananlar 'akıl tutulması' olarak nitelendirildi. Özal'ın saç tellerinin incelenmesi gerektiği, ölümün 'şüpheli' olduğu vurgulandı. "Görevi başında ve ani şekilde ölen bir cumhurbaşkanının ölümü her zaman 'şüpheli' bir ölümdür" tespiti yapılırken otopsi ve Köşk'te delil tespiti benzeri işlemlerin yapılmamış olmasının tuhaflığına dikkat çekildi, görgü tanıklarının çelişkili ifadelerine yer verildi. Raporda, şu bilgiler verildi: "Merhum Cumhurbaşkanının sabah saatlerinde rahatsızlandığı, bu rahatsızlıktan sayın Semra Özal'ın ve garsonlardan Nesrin Fidan'ın bilgisinin olduğu, İstanbul'da olduğu anlaşılan özel doktoru Cengiz Aslan'a telefon ile ulaşıldığı, Cumhurbaşkanlığı resmi doktoru Prof. Dr. Hilmi Özkutlu'ya ulaşılmaya çalışıldığı, GATA Komutanlığı telefon ile aranarak Köşk'e doktor istendiği, Köşk üst kat personeli, yakın korumalar ve nöbetçi yaverliğe haber verildiği, bu kişiler tarafından merhumun ambulansa taşındığı kanaati elde edilmiştir." DDK Raporu'nda ayrıca, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanının faaliyetlerinin yazıldığı ceride defterinde eksiklikler bulunduğu, müdahaleye uygun ve yeterli sağlık personeli, ekipmanı ve tam donanımlı bir ambulansın Köşk'te hazır tutulmadığı ve Köşk'te 16-17 Nisan 1993'te yaşananlara ilişkin çelişkili ifadeler verildiği tespitlerine yer verilmişti.
Aile, raporu bekleyecek
Turgut
Özal'ın zehirlendiğine dair bulgular elde edildiği iddiasının tam olarak doğrulanmaması üzerine; Ahmet Özal, annesi Semra Özal'ın bir ay sonra çıkacak kesin raporu beklediğini açıkladı. Semra Özal da, yardımcısı aracılığıyla açıklama yapmayacağını, raporu bekleyeceğini kaydetti. Ahmet Özal ise, "Ben de basından takip ettim. Bu çalışma hemen bitecek bir şey değil, devam edecek. Ama bazı bulguların olması önemli bir hadisedir" dedi.
'Resmi açıklama gelmedi'
TBMM
Başkanı Cemil Çiçek, Özal'ın ölümüyle ilgili iddialara "Bu konuda resmi bir açıklama yok, bundan dolayı da bir açıklama yapamayız" yorumunu getirirken Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise "Şu anda Adli Tıp Kurumu, savcı ve Adalet Bakanlığı tarafından yapılmış resmi bir açıklama yok. Yapılan açıklama bu konudaki incelemelerin sürdüğü yönündedir ve henüz inceleme bitmemiştir. Bittikten sonra açıklanırsa üzerine değerlendirme yaparız" dedi.
'Ergenekon' hatırlatması
AK
Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili iddialarla ilgili olarak, "Umuyorum ve diliyorum ki vadesiyle bir dünya değiştirme gerçekleşmiş olsun. Aksi takdirde, Türkiye'nin önündeki ufku daraltmak için suikast sonucu hayatına son verildiği görülecek ki Ergenekon ile ilgili işin daha ciddi boyutlara doğru gitmesi gerekir" dedi.
'Zehir' bombası
Bugün
gazetesinden Güngör Ergün'ün haberinde, Özal'ın vücudunda adli tıp ve toksikoloji uzmanlarının yaptığı ilk inceleme sonuçlarına göre, 20 dakika içinde ölüme yol açabilen yüksek miktarda "Striknin Kreatin" maddesine rastlandığı savunuldu. Haberde, zehrin vücuda temas etmesi halinde vücut fonksiyonlarını bozarak solunum yollarını felç ettiği ve kişiyi boğduğu, ayrıca kalp krizine de yol açabileceği belirtildi.
'Bitmiş bir rapor bulunmuyor'
Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce yapılan otopside Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğü yönündeki iddialarla ilgili tamamlanmış herhangi bir rapor olmadığını söyledi. İnce, iddianın yer aldığı gazetede sözü edilen (striknin kreatin) maddenin bulunmadığını kaydedetti. Sonuçlar için taahhüt ettikleri bir süreç bulunduğunu belirten İnce, bu sürecin sonucunda hazırlanan raporu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndeceklerini anımsattı. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcılığı yetkilileri ise Adli Tıp Kurumu'ya gerçekleştirilen telefon trafiğinin ardından yaptıkları açıklamada "Çıkan haberlere itibar gedilmemesi gerektiğini" belirttiler.
'Doğruysa üzülürüz'
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan zehirlenme iddialarına ilişkin "Umuyorum, inşallah, böyle bir şey yoktur. Ben de kendisini yakında tanıma mutluluğuna erişmiş olan biriydim" dedi. Çağlayan "Ümit ediyorum böyle bir şey söz konusu değildir. Böyle bir şey olursa üzülürüz. Adli mercilerin yapacağı açıklamayı beklemekten başka yapacak birşey yok" şeklinde konuştu.