Hollande'a davet
Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile görüşmeniz nasıl geçti?
Çok iyi geçti, "olumsuzlukları geride bırakalım" dedi. Beyaz sayfa açıyoruz. Ahmet Davutoğlu Fransa Dışişleri Bakanı ile Suriye'nin dostları toplantısı öncesinde özel bir yemek yiyecek. Ben Hollande'a "Ben iki-üç defa Fransa'ya geldim, 20 yıldır Türkiye'ye gelen Fransa Cumhurbaşkanı yok, gelin bu işi siz kırın" diyerek sözlü davette bulundum. Cumhurbaşkanı da Chicago'da söylemiş, yazılı davette de bulunacak.
Hollande, Sarkozy dönemi Türkiye politikalarına katılmadığını söyledi mi size?
(Gülerek) Yok ama yüz ifadesinden, mimiklerinden belliydi. "150 bini vatandaş 550 bin Türk yaşıyor Fransa'da, bu düşündürücü" dedi. 550 bin çifte vatandaş olsa Ermeniler bu kadar kolay iş yapabilir miydi? Ama benim vatandaşım çifte vatandaşlığa başvurmuyor. Hollande'a sadece Türkler değil diğer Müslüman seçmen de oy verdi.
Mısır'da seçim sonrasında siyasi kaos yaşanıyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Endişeyle izliyorum. Seçimin galibi Muhammed Mursi. Ama bakıyorum iktidarı ona vermemek için gayret söz konusu. Askeri Konsey apar topar anayasayı değiştirecek planlar yapıyor. Obama ile bunu konuştuk. "Sandığa kesinlikle müdahale edilmemesi gerektiğini söyledik" dedi.
'Köprü çalışması aynen devam'
Köprü çalışmaları nedeniyle İstanbul'daki trafik eziyeti hakkında bilgi alıyor musunuz?
İstanbul'da trafik normal zamanda da kötü. Okullar tatil, ramazan geliyor, İstanbul'dan çıkışlar da oluyor. Güya trafik rahatlayacak diye çalışma başladı. Ama İstanbul'da her gün 400 yeni araç trafiğe çıkıyor. Çok manidar, bunun önünü nasıl alacağız?
Bu çalışmalar devam mı edecek?
Aynen devam edecek, yoksa yarın başka tehlikeler getirir. Biraz katlanacağız.
Anayasa Mahkemesi'nin 7 artı beş kararını nasıl karşıladınız?
Daha önce açıkladığım gibi... Bizim 2023 projelerimizde sıkıntı yaratmaz. Çünkü bunlar kişilere bağlı değil. Üç dönemden sonra arkadaşlarımız think tank'lerde çalışsın istiyoruz. Parti politikalarımız bu düşünce kuruluşlarından yararlanarak devam edecek.
Peki ama yetişmiş insan gücü israfı olmaz mı... Mesela Ali Babacan gibi genç isimlerde...
Ne biliyorsunuz belki Ali Bey'e dış camiadan iyi bir teklif gelecek.
Rio mesajları
Brezilya'nın en büyük ve ünlü kenti Rio de Janeiro'da, o ünlü sahildeki "Copacabana Palace"ın ikinci katında, bizim için özel olarak hazırlanan odada buluştuk.
Masanın başında Başbakan Erdoğan, iki yanında bakanları Ali Babacan, Erdoğan Bayraktar, Cevdet Yılmaz, Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik ve birkaç danışman. Diğer koltuklarda yazılı basının belli başlı organlarının biz Genel Yayın Yönetmenleri. Rio'da ilk ve son gecemizdi. Üç günlük planlanan konaklama, ikinci Dağlıca baskını nedeniyle iyice kısaltılıp zorunlu programa uymakla sınırlandırılmıştı ve otelimize dönünce valizlerimizi hazırlayacaktık. Dışarıda kışın habercisi (Rio, Ekvator'un güneyinde yer alıyor) yağmur vardı. Atlantik Okyanusu'nun kıyıyı vuran dalgalarının sesi odayı dolduruyordu. Kasvetli demesem de oldukça hüzünlü havayı bir ölçüde olsun dağıtabilmek için, ayağıma kadar gelen bir fırsattan yararlandım.
Otelin önünde, girişimci zekâsı hayli yüksek bir seyyar satıcı "Rio+20" zirvesine katılan 120'nin üstündeki liderden iş yapabileceklerin adlarını otomobil plakası gibi hazırlatmıştı. Beni Amerikalı mı sandı, yoksa İngiliz mi, Fransız mı bilmem; Barack Obama'nın, David Cameron'un, François Hollade'ın plakalarını gösterdi. "Ben Türk'üm" dedim, elindeki demetten bir parça seçti. Üstünde "Rio+20 Recep Tayyip Erdoğan, Turkish Prime Minister" yazıyordu. Hemen aldım. İşte kasvetli değilse bile hüzünlü toplantının başında Erdoğan'a "Sayın Başbakanım" dedim, "Sigarayı bırakmama verdiğiniz güçlü desteğe eşimin şükranının nişanesi ve de biz medya mensuplarının bu gezinin size ortak anısı olarak bu küçük armağanı kabul ederseniz sevinirim..."
Ve sonra bu girişimimin ve grubun ağabeyi olmanın avantajını kullanıp ilk soruyu yönelttim;
"Ne zaman başta Obama ile olmak üzere önemli bir liderle randevumuz olsa veya önemli bir uluslararası toplantıya katılsanız, arifesinde PKK hem gündem değiştirmek, hem de Türkiye'nin imajını zedelemek için bu tür saldırılar yapıyor. G-20 zirvesi bu yıl Meksika'daydı. 2012'de Rusya ev sahibi olacak, 2014'te Avustralya, 2015'te Türkiye... 2015'e kadar PKK belasını bitiremezsek, ev sahibi olacağımız G-20 zirvesine terörün gölgesi düşecek. O tarihe kadar bir çözüm olabilir mi? Olursa nasıl veya hangi modele göre?" Sohbetimiz işte bu soruyla başladı...