AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kazım Çillioğlu'nun ölümüne ilişkin soruşturma başlattıktan sonra merhum komutanın Düzce'de bulunan mezarını açtıran Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği'nce bu süreçte 700'ün üzerinde kişinin ifadesine başvuruldu.
Soruşturmayı derinleştiren özel yetkili savcı, aynı yıllarda şüpheli şekilde ölen asker ve siyasetçilerin soruşturma dosyalarını ilgili savcılardan talep etti.
Bu kapsamda savcı, sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile eski Jandarma Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis'in ölümlerine ilişkin soruşturma dosyalarını incelemek üzere harekete geçti.
Ankara Özel Yetkili Başsavcıvekilliği'nden talep edilen Özal ve Bitlis ile ilgili soruşturma dosyalarını alan Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekili, iki soruşturma dosyasını da incelemeye başladı.
Ayrıca Çillioğlu'na ait soruşturma dosyası da ilgili soruşturmaları yürüten savcılara gönderildi.
MİT ''Yeşil''i araştırıyor
Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği MİT'e yazı yazarak, kendilerinin talebi üzerine Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklama ve kırmızı bültenle arama kararı çıkarılan ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kuruma çalışıp çalışmadığı sordu.
MİT'ten gönderilen yanıtta Mahmut Yıldırım'dan kurumun belli tarihlerde ''istifade ettiği'' yazıldı.
Yıldırım'ın, 1974 ile 1989 tarihleri arasında ve 1994 yılı Haziran ayından 1996 yılı Eylül ayı arasında istifade edildiğini belirten MİT, yazıda Çillioğlu'nun öldüğü 1994 yılı şubat ayında ''Yeşil''in kurumla bir bağı olmadığını bildirdi.
MİT'e yeniden yazı yazan Malatya Özel Yetkili Savcılığı, ''Yeşil''in kurum adına hangi görevlerde ve hangi tarihlerde kullanıldığının detaylarını istedi. MİT'ten gelen ikinci yazıda konuyla ilgili araştırmaların sürdüğü kaydedildi.
Silahları sahte belgeyle alındı
Tunceli Jandarma Alay Komutanlığı görevini yürütürken 1994 yılında lojmanında ''intihar ettiği'' öne sürülen Kazım Çillioğlu ile ilgili soruşturma dosyası, oğlu Gökhan Çillioğlu'nun müracaatı üzerine yeniden açılmıştı.
Malatya Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, olayın yaşandığı tarihte Tunceli Valisi olan Atıl Üzülgen ile dönemin cumhuriyet savcısı, kurmay başkanı, jandarma bölük komutanı, Çillioğlu'nun korumaları ve MİT görevlilerinin de aralarında yer aldığı birçok kişinin ifadelerine başvurulmuştu.
Savcılık ayrıca, Çillioğlu'nun otopsi raporunu da inceleyerek kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Düzce'de bulunan mezarının açılmasına karar vermişti.
Soruşturmada, Albay Kazım Çillioğlu'na ait silahların ölümünden 3 yıl sonra ailesinden teslim alınmasına ilişkin Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı adına düzenlenen belgenin de sahte olduğu belirlenmişti.
Notta imza sahte çıktı
Çillioğlu'nun mezarından alınan örnekler üzerinde Adli Tıp Kurumu'nda yapılan incelemede, saç köklerinde arseniğe rastlanan Çillioğlu'nun, kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu öngörülen delik ile kaburgalarında kırık olduğu tespit edilmişti.
Öte yandan, savcılığın talebi üzerine Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi ''Yeşil'' kod adlı Mahmut Yıldırım ile ''Bozo'' kod adlı Yusuf Geyik hakkında tutuklama kararı çıkarmış, iki ismin kırmızı bültenle aranmasına başlanmıştı. Çillioğlu'nun intihar notu olduğu iddia edilen kağıttaki imzanın da yapılan kriminal inceleme sonunda sahte olduğu ortaya çıkmıştı.
Malatya Özel Yetkili Başsavcıvekilliği, Gökhan Çillioğlu'nun telefonlarının yasa dışı yollarla dinlenmesiyle ilgili başlattığı operasyonlar kapsamında gözaltına alınan ve aralarında Düzce Jandarma Alay Komutanı Albay Turhan Yazıcı'nın da bulunduğu 7'si muvazzaf 8 kişi, ''terör örgütüne üye olmak'', ''sahte belge tanzim etmek'' ve ''haberleşme gizliliğinin ihlali'' suçlamalarıyla tutuklanmıştı.