İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dava kapsamında hazırladığı 216 sayfalık gerekçeli karar avukatlara verildi. Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin, hakkında sehven hüküm kurulmayan bir sanık dışındaki 18 sanıkla ilgili gerekçeli kararı, adliyeye gelen taraf avukatlarınca teslim alındı.
Dink davasının gerekçeli kararında mahkeme, sanıklara atfedilen 7 ayrı eylemin de farklı olduğunu, farklı sanıkların ortak bir yerden talimat aldıklarını gösterir delil elde edilemediğini ifade etti. Örgütün merkezinin tespit edilemediğini kaydeden mahkeme, örgütün var ise nerede, ne zaman ve hangi amaçla kurulduğunun tespit edilemediğini açıkladı. Bu kadar siyasi sonucu olan cinayetin örgüt olmadan işlenmesinin şüphe doğurduğunu belirten mahkeme, şüpheden sanığın yararlandığını kaydetti.
Kararda en dikkat çeken bölüm örgütün tespit edilemediği bölümü. Sanıklara yüklenen 7 ayrı olayı anlatan mahkeme heyeti, bu eylemlerin sonunda yaptığı açıklamada örgütü tespit edemediklerini belirtiyor. Mahkemenin konuyla ilgili açıklaması şöyle: "Yukarıda tartışılan yedi ayrı eylemde sanıklar farklıdır, farklı sanıkların ortak bir yerden talimat aldıklarını gösterir bir delil elde edilememiştir. Örgüt merkezi tespit edilememiştir. Örgüt var ise nerede, ne zaman hangi amaç ile kurulduğu tespit edilememiştir. Örgütü kuranların karşılıklı iradelerinin hangi prensip ve suçlar etrafında oluştuğu tespit edilememiştir. Devamlılık gösteren bir yapı var ise 19/01/2007 tarihinden sonra ne tür eylemler içerisinde olduğu bilgisi elde edilememiştir. Örgüt yöneticileri ya da üyeleri tespit edilememiştir. Örgütün amaç suçları işlemek üzere gerekli araç ve gereçlere sahip olduğunu gösterir delil elde edilememiştir. İddia edilen örgüt üyelerinin gizlilik ilkesine uymadıkları ortadadır. Örgüte yardım ettiği iddia edilen sanıklar Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman, Veysel Toprak isimli sanıkların örgüte yardım etme suçunu oluşturma ihtimaliyle tartışılması gerekli eylemlerine dahi rastlanmamıştır.''
Örgüt olmamasına rağmen bu kadar siyasi sonuçları olan cinayetin işlenmesinin şüphe doğurduğunu ve şüpheden sanığın yaralandığını söyleyen mahkeme, "Ortada yalnızca bu kadar siyasi sonuçları doğuran bir cinayeti örgüt olmadan sanıkların işlemeye karar vermesi ve işlemesinin hayatın olağan akışına aykırı olması durumu vardır. Bu durum da şüphe oluşturur. Şüphe sanık lehine yorumlanması gereken bir ceza hukuku kuralıdır. Tüm bu nedenlerle sanıkların örgüt kurma/yönetme, üye olma, yardım etme suçları dosyadaki deliller ile kesin, net , şüpheden uzak ve duraksamaya yer bırakmayacak somut olgu ve delillerle kanıtlanmadığından sanıkların delil yetersizliği nedeniyle CMK 223/2-e maddesi gereğince beraatlerine karar verilmesi gerekmiştir.'' dedi.