Serhat şehri Edirne; seçim sürecini oldukça renkli yaşayan illerimizden biri... Sokaklar, her ne kadar bayrak ve afiş kirliliği olmasa da seçim araçlarının renkli müzikleriyle cıvıl cıvıl. Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Camisi ve etrafındaki turistlerin de kente kattığı canlılık bir araya gelince Edirne, heyecanı yavaş yavaş tırmanan bir seçim ortamında yol alıyor denebilir. Burada iddiası doruklarda 3 parti yarışıyor. CHP, AK Parti ve MHP'nin hedefi, söylem bazında aynı; Tulum çıkarmak. Ancak sokaktaki hava ve vatandaşın kanaati, mevcut sandalye dağılımının sürpriz değişime uğramayacağı yönünde...
CHP: YAVAŞLAMADIK
CHP burada yıllardan beri birinci parti olagelmiş. Ön seçim süreciyle adaylarını belirleyen CHP, Edirne Merkez'deki 115 bin oya odaklanmış. İl Başkanı Şükrü Ciravoğlu; parti adaylarının sahada mazot ve aile yardımını anlattığını söylüyor. Tarım kenti olan Edirne'de ucuz mazot vaadi, CHP'ye prim sağlamış. Ciravoğlu'na göre Edirne'nin hiçbir sorunu, ülke genelinden ayrı düşünülmüyor. Genel merkezin çizdiği seçim stratejisi ve iletişim programına sadık kalarak propaganda yürütüyorlar. CHP, AK Parti'nin seçmeni ekonomik bombardımana tuttuğundan yakınıyor. İl Başkanı Ciravoğlu'nun görüşüne göre; Trakya insanında, Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk ve onun kurduğu CHP'ye karşı doğal bir eğilim var. Nitekim eskiden beri bu kentteki CHP ağırlığı, çoğu göçmen olan seçmenin bu "minnet duygusundan" kaynaklanıyor.
AK PARTİ BIRAKMADI
Edirne'de iddiası hayli yüksek olan AK Parti, İl Başkanı Müjdat Kahve'nin ifadesiyle; "referandumdaki zayıflığımızı telafi edeceğiz" motivasyonuyla seçime asılıyor. Kahve; "sıkılmadık el, çalmadık kapı bırakmadık" diyor. Türkiye genelinde seçim sürecinde 40'tan fazla il gezdim. Gördüğüm şu; ilde çok güçlü olan partiler, genelde seçim sürecinde fazla yoğun çalışmıyor. Bir bakıma birinci parti olmanın rehaveti söz konusu. Müjdat Kahve'ye bu gözlemimi aktarıyorum; "Bizim için durum tam tersi, Edirne'deki CHP ağırlığı ve referandumdaki evet oylarının düşüklüğü, bizi fazlasıyla yoğun bir tempoya zorladı" diyor. Peki sahada ne anlatıyor adaylar? Öncelikle AK Parti Edirne 1'nci sıra adayı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, "doktoredirne" imzalı, şahsi seçim bildirgesiyle dolaşıyor. AK Parti'nin 2023 vizyonu ve projeleri yanı sıra, Edirne'ye özel vaadler üzerinden iletişim kuruyor. Bunların tümü; "Balkanların ve bölgenin.." diye başlıyor. Edirne'yi kültür, sağlık, turizm, spor, lojistik merkezi yapacaklarını söylüyor. Bir başka somut hedef; İstanbul'un ve Balkanların tarım, sebze ve gıda ambarı olması... AK Parti'nin genel siyasi söylemleri bir yana bırakıp, elini her sıktığı insana "yerel ekonomiyi" anlatıyor olması, siyasi partiler arasındaki propoganda uslübu açısından da fark oluşturuyor.
MHP; FAZLA ÇALIŞIYOR
Zakir Tapdur; Erzincan'dan gelip Edirne'ye yerleşmiş bir siyasetçi. MHP İl Başkanı olarak seçim sürecinde bir orkestra şefi gibi çalışıyor. Hedef; MHP'yi Edirne'de birinci parti yapmak. İlk sıra adayı zaten bölgede sevilen biri. Trakyabirlik'in eski genel müdürü Cemaleddin Uslu, MHP'nin Edirne'deki en büyük kozu. Diğer illerde olduğu gibi MHP burada, kimlik vurgusunu seçim iletişiminin merkezine oturtmuş. Ancak diğer illerden farklı olarak Zakir Tabdur, MHP'nin seçim beyannamesini, ekonomik vaatler üzerinden anlatmayı seçmiş. Hilal Kart'tan diğer ekonomik açılımlara dek her projeyi; "kaynaklarıyla" aktarıyor. Bu, diğer illerdeki MHP sözcülerinde görmediğim bir farklılık. Tapdur; "buna mecburuz zira elimizdeki kaynaklar sınırlı. Kaynağın değerini bildiğimiz için vaatlerimizi de bu hassasiyet üzerinden aktarıyoruz" diyor. Bana ilginç gelen nokta; genelde tarım ağırlıklı bir ekonomiye sahip Edirne'de MHP'nin tarım girdileri, emekliye dair iyileştirmeler ve yaşlılara dönük projeleri ön plana çıkarması... MHP sözcülerinin dilinde Fatih'in de Atatürk'ün de bu toprakların insanı olduğu mesajı var ve aldıkları tepkiyi şöyle özetliyorlar; "Eğer vatandaşın bize söyledikleri sandığa yansırsa, MHP Edirne'de birinci parti olur."
SEÇMEN: İŞ SUNANA OY
İşsizlik,küresel kriz teğet geçse de yurt genelinde en önemli ekonomik sorunların başında... Seçmen ile buluşan adaylar, "En çok talep edilenin" iş olduğunu söylüyorlar. Hal böyle olunca da küçük mitingler, kahve ve ev ziyaretleri gibi karşılıklı iletişime imkan veren toplantılarda seçmen, iş taleplerine yoğunlaşıyor.
Edirne'de vatandaş ne diyor?
Nurettin Solmaz (Bakkal): Herkes geçim derdine düşmüş. Biz de işimizi zar zor yürütmenin derdindeyiz. Kimsenin seçim düşünecek hali yok. Bu yüzden seçim kampanyaları sönük geçiyor.
Fatih Yıldız (İşsiz): Ben işsizim. Ve iş istiyorum ama iş imkanı yok. Kampanyaların neden bu kadar sönük olduğunu düşündüğümde aklıma bir tek; herkesin kafasında bir tercih oluşturduğunu, Edirne'de ve Türkiye'de kimin kaçıncı parti çıkacağını görmüş olmasından kaynaklanıyor. Yani vatandaş ne kadar çalışmalara katılsa, heyecanlansa sıralama değişmeyeceği için kimse kendisini yormak istemiyor.
Tamer Alan (İşçi): Bana göre herkes hangi partiye oy vereceğini kafasında kararlaştırdı. Ancak gidiş o partinin peşinden koşsa, kampanyaya katılsa karnı doymayacak. Sessiz sedasız seçim gününün gelmesini bekliyor. Bana göre seçimde sürpriz de çıkabilir. Bu kadar sessizlik sürpriz sonuçlar doğurabilir.