MHP'de 10 adayın istifası ile sonuçlanan kaset skandalı dün de Başkent'in gündemindeydi. Bazı ülkelerin büyükelçilerinin Güven Mektuplarını kabul eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, konuya ilişkin soru üzerine olayı şantaj olarak niteleyerek, "Çok çirkin ve tehlikeli" dedi. "Bugün buna olur, yarın başkasına olur" diyen Gül, şöyle konuştu: ''Bu tip şantajlar, hem çirkin hem çok tehlikeli. Bugün bu şekilde olur, yarın başka bir formda başka şekilde olur. Bugün buna olur, yarın başkasına olur. Bu konularda gayet prensipli ve ilkeli durmak, hiç prim vermemek gerekir. Savcılar ve yargıyla ilgili kurumların olayı titizlikle takip etmesi ve bu tip işleri organize edenleri ortaya çıkarması gerekir. İlkesel ve prensipli duruşu tekrarlamak istiyorum. Çünkü bu tip şantajlar farklı farklı formlarda ortaya çıkar. Onun için bunlara prensip ve ilke olarak gayet sağlam bir şekilde 'hayır' demek gerekir ve üstüne gidip muhakkak ki kimlerse bunları tespit etmek gerekir.''
ÇİÇEK: ÇAMUR İŞ
Kanal A'daki 'Görüş Farkı' programına katılan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise CHP ve MHP'deki kasetlerin aynı merkezden olabileceğini söyledi. Türkiye'de her konunun siyaset zemininde tartışıldığını kaset olayının da önyargılarla ve "olsa olsa" mantığı ile ilerlediğini ifade eden Çeçik, kaset skandallarının özel hayat meselesi olduğunu ve özel hayata müdahale edildiğini anlattı. Çiçek bu suça müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Siyaset değişmiyor, kokuşuyor. Fiili yanlış, yöntem yanlış. Suçlamalar bir yere bağlanamıyor. Çamur bir iş. Siyaset bu anlamda değişmedi, ben iyi ilerlemeye değişim derim" dedi. MHP yöneticilerinin istifasına yol açan kasetlerin organize bir iş olduğunu, siyasetin yeniden dizayn edilmek istendiğini savunan Çiçek, Deniz Baykal ve MHP'lilerin kasetinin aynı merkez tarafından yapılmış olabileceğini dile getirerek, "Kaset olayı sıradan bir iş değil, organizedir. Biz bu işten rahatsızız. Bu zıkkımın hiçbir yerinde yokuz ve olmak da istemeyiz. Hükümet yapılması gereken ne varsa yapıyor. Bu işin ortaya çıkarılmasını en fazla da biz isteriz" diye konuştu.
YARGITAY
Emekliye ayrılacağı için Başbakan Tayyip Erdoğan'a veda ziyaretinde bulunan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker de Başbakanlıktan çıkışta kaset olayının sorulması üzerine şunları ifade etti : "Bunlar çok üzücü şeyler. Bir tarafta bunlara hukuki değer atfetmeniz mümkün değil. Ama mutlaka bunu yapan insanların... Çünkü bu yasa dışı bir eylem, yasa dışı bir işlem. Kamuoyunda çok büyük güvensizlik, tedirginlik yaratan bir takım davranışlar. Mutlaka bunların faillerinin bulunması gerekiyor. En büyük tehlike de güven ortamının ortadan kalkması. Yani mutlaka vatandaşın devletine güvenmesi lazım. Devlet görevlilerinin, sorumluluk üstlenmiş kişilerin, görevlerini gereğince yerine getirmeleri öncelikle sağlanabilir." Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü de ziyaret eden Gerçeker, "Devlet idaresi bir bütünlük gösterir. Hep söylüyorum dargınlık, kırgınlık hiçbir zaman söz konusu olmaz" dedi.
CHP'DEN SUÇLAMA
CHP'li Ahmet Ersin ise kasetlerle ilgili hükümeti suçladı. Ersin, 2003 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yolsuzlukları araştırmak üzere "Emniyet, MİT ve sivil kişilerden oluşan bir istihbarat örgütü kurduğunu ancak yolsuzlukların AKP'li belediyelerden kaynaklandığı" anlaşılınca bu örgütün varlığını "siyasi bir örgüt" olarak sürdürdüğünü savunarak, "Kasetlerle ilgili çalışmaları Başbakan'a bağlı istihbarat örgütünün yaptığını düşünüyorum" dedi.
ANKARA
6 adayın istifası YSK'ya ulaşmadı
KASET skandalı sonrasında partiden istifa eden MHP İstanbul adayı İhsan Barutçu ile ikinci kaset olayı sonrasında istifalarını açıklayan Yozgat Adayı Mehmet Ekici, Ankara adayları Cihan Paçacı ve Deniz Bölükbaşı, İstanbul adayları Ümit Şafak ve Mehmet Taytak'ın adaylıktan çekildiklerine dair dilekçeleri Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) ulaştırmadıkları belirlendi. MHP ve adaylıktan istifa eden isimlerden sadece Samsun Milletvekili adayı Osman Çakır'ın adaylıktan çekildiğine dair dilekçeyi YSK'ya verdiği öğrenildi.