AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, ''İnkar, ret ve asimilasyon politikalarının neticesinde, on yıllar boyunca sadece bu bölgede değil, 780 bin kilometre karenin tamamında, insanlar sistemli şekilde baskı altında tutuldular. Sadece Kürtlere değil, farklı olan herkese, inançlılara, milli ve manevi değerlerine bağlı olanlara karşı da sistemli bir zulüm uygulandı. Camiler kapatıldı, müzeye, hatta ahıra çevrildi'' dedi.
Erdoğan, partisinin Şırnak Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, konuşmasının başında, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan halk oylamasında yüzde 89 oranında ''evet'' oyu verdikleri için Şırnaklılara teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Demokrasiden, özgürlükten, değişimden korkanlar, hukukun üstünlüğünden korkanlar, Şırnak'ta tehditle, baskıyla, korku salarak, benim vatandaşlarımın sandığa gitmesini engellemek istediler. Hizmet siyasetinden korkanlar, AK Parti'nin kardeşlik siyasetinden gözleri kamaşanlar, Türkiye'de huzurun, istikrarın, kardeşliğin devamından kaygı duyanlar, boykot adı altında çetelere destek verdiler. Barış diyerek, özgürlük diyerek, hak, hukuk diyerek yola çıkanlar, 12 Eylül'de olduğu gibi, bugün de milli iradeyi susturma mücadelesinin içine girdiler.
Ben bugün size, Türkiye'de bir kez daha sahnelenen oyunu deşifre etmeye geldim. Ben istiyorum ki Türkiye'de oynanan oyunu Şırnaklı kardeşim görsün. Gelirken yolda oturan genç arkadaşlarımı gördüm. Elini kaldıracak ama kaldıramıyor. Ben selam veriyorum, zorla elini böyle kaldırıyor. Bu korku niye? Kaldıracak, hissediyorum ama kaldıramıyor, bu kadar... İşte o gönlünden, o kalkacak elleri engelleyenlere 12 Haziran'da gereken cevabı vermeye var mıyız? İstiyorum ki burada söylediğim sözler, dalga dalga yayılsın, Şırnak'taki tüm evlere, tüm köylere, tüm kardeşlerimize ulaşsın. Zira ben, popülizm yapmaya, olmayacak vaatler vermeye, sizleri kandırmaya değil; yaptıklarımızı anlatmaya, yapacaklarımız için sizlerden ruhsat istemeye geldim. Ben, sizlerle hesaplaşmaya değil, kardeşlik hukukumuzun bir gereği olarak, sizlerle helalleşmeye geldim.''