Diyarbakır'da 12 yıldır tutuklu yargılanan iki sanık, raporlu olmalarına rağmen 30 Aralık'ta hâkim karşısına çıkarılıp ömür boyu hapse çarptırıldı. Tutukluluk süresini kısıtlayan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. maddesinin yılın son günü olan 31 Aralık'ta yürürlüğe girmesinden yararlanarak serbest kalmayı bekleyen sanıklar kararla büyük şok yaşadı. Yakınları da "Sanki yasadan mal kaçırıyorlar" diyerek mahkemeye tepki gösterdi. PKK'nın şehir yapılanması adına faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle haklarında 1999'da dava açılan 15 sanığın yargılanmasına, dönemin Diyarbakır 4 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde başlanmıştı. 2005'te karara bağlanan davada çeşitli hapis cezalarına çarptırılan sanıklarla ilgili kararı Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi bozdu. Bazı sanıkların cezalarını az, bazılarının da fazla bulan Yargıtay yeniden yargılanma yapılmasına hükmetti. DGM'lerin kapatılması nedeniyle dava Özel yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geldi. Mahkeme 2008'de yeniden karar verdi. Yargıtay bu kez de, dava dosyasındaki bazı delillerin toplanmadan, bazı tanıkların da dinlenmeden karar verildiğini gerekçe gösterip kararı 2009'da tekrar bozdu.
ZORLA GÖTÜRÜLDÜLER
Sanıklar geçen 30 Aralık'ta yeniden hâkim karşısına çıktı. Bazı sanık avukatları, yeni vekâlet aldıkları için 18 klasörden oluşan dosyayı okumadıkları ve bu nedenle konuya vakıf olamadıkları için kendilerine süre verilmesini istedi. Tutuklu iki sanık Süleyman Kaya ve Faruk Menekşe de hastalandıkları için rapor alarak duruşmaya gelmedi. Mahkeme Başkanı, cezaevini telefonla arattırarak sanıkların hazır edilmesini istedi. İki sanık, raporlu olmalarına rağmen duruşmaya götürüldü. Mahkeme heyeti, iki sanığın uzun zamandan beri rapor alarak duruşmalara katılmadıklarını, bazı avukatların davadan çekildiklerini, bazılarının mazeret bildirdiklerini, bunun da karar verme sürecini uzatmaya yönelik olduğunu belirtti. Yargılamanın uzun yıllardan beri devam ettiğine dikkat çeken mahkeme, bu nedenle avukatların savunma için süre taleplerinin reddine karar verdi. Avukatlar savunma hakkının açık biçimde engellendiğini, burada mahkemenin tarafsızlığını yitirdiğini belirterek bu durumun da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6'ncı maddesine aykırı olduğunu ifade ettiler. Mahkemenin talepleri kabul etmemesi üzerine iki avukat vekillik görevinden çekilerek salonu terk etti, bazı avukatlar ise reddi hâkim talebinde bulundu. Mahkeme bu talebi de davanın uzamasına yönelik olduğu gerekçesiyle kabul etmedi.
12 YILDIR TUTUKLULAR
Son sözleri sorulan iki sanık, 12 yıldan beri tutuklu yargılandıklarını belirterek tahliyelerini istedi. Kısa bir ara veren mahkeme, tutuklu sanıklar Kaya ve Menekşe ile tutuksuz sanıklar Niyazi Kelekçiler ve Mehmet Pirinç'i ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırdı. Cezalar daha sonra ömür boyu hapse çevrildi. 11 sanık ise yasadışı örgüt üyesi olmak suçundan 6 yıl ile 25 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı.
M.Emin Aktar/ Diyarbakır Barosu
O dosyayı ben de çok iyi biliyorum. Çünkü apar topar yasa yürürlüğe girmeden karar vermek için Baro'dan avukatı olmayan sanıklar için ısrarla avukat istediler. Mahkeme sanıkları 31 Aralık'tan önce tahliye etmemek için ısrarla ceza verdi.
Erhan Ürküt /Ceza alan Faruk Menekşe'nin avukatı:
Savunma için süre vermediler. Reddi hâkim talebini reddettiler. Mahkeme ısrarla 'biz bugün bu davayı bitireceğiz' dedi. Bu dosya 3 defa Yargıtay'dan bozuldu. Tahliye olmalarının önünü kesmek için ceza verdiler. Mahkeme yasaya aykırı hareket etti.
Tahir Elçi / Ceza Hukukçusu
Mahkeme, tutuklular lehine getirilmiş bir yasal düzenlemeyi bertaraf etmeye çalışmıştır. Yetkisini kötüye kullanmıştır. Bu aynı zamanda mahkemelerin Türkiye'de tutuklama müessesesine yaklaşımını ortaya koyan ibret verici bir örnektir. Mahkemenin böyle bir uygulamaya girişmesi açıkça yasaya ve hukuka aykırı olduğu gibi yargıç etiğine de aykırıdır.