Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sit alanları ile ilgili tasarının, HES Projeleri ile ilgisinin olmadığı, AB Çevre Faslı'nın bir gereği olduğu bildirildi.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, bugün bazı basın yayın organlarında, ''Rize İkizdere Vadisinin sit alanı ilan edilmesi üzerine, Hükümetin sit alanı ilan etme yetkisini Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan alarak, Çevre ve Orman Bakanlığı'na veren kanun tasarısı hazırladığı ve tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulduğu''nun iddia edildiği belirtildi.
Açıklamada, söz konusu tasarının 2002'den bu yana üzerinde çalışılan bir konu olduğu, 21 Aralık 2009'da AB Çevre Faslı'nın açılmasıyla da sürecin hızlandığı belirtilirken, ''Tasarıya 6 Ekim 2010 tarihinde Başbakanlık Kanunlar Kararnameler Genel Müdürlüğü'nde nihai hali verilmiştir. Rize İkizdere Vadisinin 22 Ekim 2010 tarihinde sit alanı ilan edildiği düşünülürse, son düzenlemenin bu kararla ve HES projeleri ile herhangi bir alakasının olmadığı daha iyi anlaşılacaktır'' denildi.
Türkiye'nin Çevre Faslı'nın açılması ile Birliğe üye olarak katılabilmesi için öncelikle ''Tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması'', ''Kuş ve Habitat Direktiflerine Uyum'' gibi yerine getirmesi gereken bazı taahhütleri bulunduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''AB Çevre Faslı kapanış kriterlerinden birini 'Doğa Koruma' başlığı oluşturmakta olup ülkemiz Ulusal Programda, Strateji ve Müzakere Pozisyon Belgelerinde, 'Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu'nu 2012 yılı sonuna kadar çıkarma taahhüdünde bulunmuştur. Bu çerçevede ulusal mevzuatımızdaki özellikle (Habitatlar ve türler ile alakalı envanter oluşturulması, Habitat ve türlerin izlenmesi için bir sistem oluşturulması, Flora ve fauna ile yaşama ortamlarının fiziki planlarda dikkate alınması, Korunan alanlar ağının oluşturulması, Yönetim planlarının tanımlanması) konularındaki eksikliklerin giderilmesi ve mevzuatımızın AB Mevzuatı ile uyumlaştırılması maksadıyla Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı hazırlanmıştır.''
''Tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması, kullanılması ve bilimsel esaslara göre yönetiminin sağlanması, biyolojik kaynakların kullanımındaki düzensizliklerin disiplin altına alınmasını sağlamak üzere ilke kararlarının alınması ve alınan kararların uygulamadan sorumlu birimlerce yerine getirilmesi ancak ilgili otoriteler arasındaki koordinasyonun kurumsallaşmasıyla mümkündür'' ifadelerine yer verilen açıklama, şöyle devam etti:
''Bu maksatla tasarıda, ilgili kurum temsilcileri, bilimsel otorite temsilcileri ve sivil toplum kuruluşlarının görev alacağı Çevre ve Orman Bakanlığı bünyesinde Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Kurulu, bu kurula alt yapıyı oluşturmak ve çalışmaların yöre halkıyla birlikte yürütülmesini sağlamak maksadıyla Mahalli Biyolojik Çeşitlilik Kurulları ve yönlendirici bilimsel destek sağlamak üzere Tabiatı Koruma Bilim Heyeti kurulmaktadır. Oluşturulacak kurullar ile bilimsel esaslara dayanan ve korunan alanlarda yaşayan vatandaşların da sürece dahil edildiği daha etkin bir koruma sağlanmış olacaktır.''