Marmara Denizi'nde dün 20.49'da meydana gelen 4.4 büyüklüğündeki depremin ardından, bir adet artçı sarsıntı kaydedildiği bildirildi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden yapılan yazılı açıklamada, dün 20.49'da büyüklüğü 4.4 olan olan ''hafif şiddette'' bir deprem meydana geldiği hatırlatılarak, depremin İstanbul başta olmak üzere Marmara Denizi kıyısındaki yerleşim birimlerinde hissedildiği belirtildi.
VATANDAŞLAR PANİKLE SOKAĞA DÖKÜLDÜ - GALERİ
Depremin özellikle İstanbul'un Avrupa yakasındaki Küçükçekmece, Bakırköy, Avcılar ve Silivri'de kuvvetlice hissedildiği, Marmara Bölgesi'nde bu büyüklükte depremlerin yılda 1-2 defa farklı kaynaklarda görüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, depremin orta Marmara'da Silivri açıklarında Kuzey Anadolu fay hattının Marmara Denizi içerisinden geçen kuzey kolu içinde aldığına işaret edilerek, Kuzey Anadolu fay hattının kuzey kolunun İzmit Körfezi-Adalar açıklarından Marmara Denizi'nden geçerek Mürefte-Şarköy'e bağlandığı ve oradan da Saros Körfezi'ne uzandığı anımsatıldı.
Deprem sonrası büyüklüğü 2.5 olan ''çok hafif şiddette'' bir artçı deprem meydana geldiği, bölgenin birinci derece deprem bölgesi içerisinde yer aldığı, ancak bu büyüklükteki bir depremin hasara ve can kaybına neden olmasının beklenmediği kaydedildi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, depremle ilgili NTV'ye açıklamalarda bulundu.
Prof. Erdik: Deprem hemen hemen Silivri ile Bandırma arasında meydana geldi. Silviri'ye daha yakın ve İstanbul'a uzaklığı yaklaşık 60 km. 3 dakika sonra da rasathane duyurusunu yaptı zaten. Bu, bölgede meydan gelen olağan bir deprem. Halkın ilgilenmesi çok iyi ama endişe edecek bir şey yok. Her deprem öncü de olabilir, olmayabilir de. Herhangi bir öngörümüz yok.
- İstanbulluların korktuğu Marmara'daki fay hatlarıyla ilişkili mi?
İlişkili tabi ki. Rasathane'deki arkadaşlar çalışacaklar ve tam yerini belirleyeceklerdir.
- Eylül ayında bölgede 19 küçük deprem oldu, anlamlı bir bilgi mi bu?
Marmara'da hissedilen hissedilmeyen hatta çoğu hissedilmeyen bir sürü deprem oluyor. Bölge bunlara açık bir yer...
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Mustafa Erdik, Marmara Denizi'nde bu akşam saatlerinde meydana gelen depreme ilişkin, ''Sismoloji bilimi ve teknoloji henüz depremin ne zaman olacağını ve hangisinin öncü olduğunu tespit edemedi. Ama burası deprem bölgesi ve dikkatli olmak zorundayız'' dedi.
Erdik, depremin Silivri ile Bandırma arasında meydana geldiğini ve bu noktaya en yakın yerin 35 kilometre uzaklıktaki Silivri ilçesi olduğunu belirtti.
Depremin ardından, Rasathane'deki uzmanlardan telefonla bilgi aldığını kaydeden Mustafa Erdik, ''Deprem Silivri ile Bandırma arasında oldu. Yani Marmara Denizi'nin ortası diyebiliriz. Sismoloji bilimi ve teknoloji henüz depremin ne zaman olacağını ve hangisinin öncü olduğunu tespit edemedi. Yani 'deprem öncesi' kavramını doğru bir tanımlama olarak değerlendirmiyorum. Depremin şiddetine 'hafif' diyebiliriz. Bu şiddette herhangi bir yıkım olabileceğini düşünmüyorum. Ama burası deprem bölgesi ve dikkatli olmak zorundayız'' şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Erdik, Marmara Bölgesi'nin deprem bölgesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
''Yaşanabilecek deprem büyük şiddette de küçük şiddette de yaşanabilir. Bu bölgede yaşayan herkes depremle yaşamayı öğrenmeli ve gerekli önlemleri almalıdır. Ama daha önce de belirttiğim gibi maalesef teknoloji henüz depremin şiddeti ve zamanını belirtme konusunda hala yetersiz. Bunun için bilimin dışında tedbirlerimizi de almak zorundayız.'' Türk Kızılayı Genel Başkan Başdanımanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara da depremi Çengelköy'deki evinde hissettiğini belirterek, öncü deprem olup olmadığına yönelik, ''Öncü deprem kavramı çok doğru bir kavram değil. Çünkü böyle olduğu zaman depremin de saatini bilmek ve bildirmek zorundasınız'' dedi.
Depreme hazırlıklı bir toplum için büyük bir deprem ve korkulacak bir durumun olmadığını söyleyen Prof. Dr. Işıkara, ''Korkulacak bir durum yok. Marmara Denizi'nde potansiyel bir tehlike var ve çok sık deprem oluyor. Olmaya da devam edecektir. Korkulacak bir rakam da değil ayrıca. Yani bu ölçekteki bir depremde hasar ve can kaybı olmaz. Ama depreme hazır bir toplumun bu sarsıntılara hazır olması ve korkmaması gerekir. Çünkü burası zaten deprem kuşağında bulunan potansiyel bir yer'' diye konuştu.
Deprem büyüklüğünü büyük bir hızla ulaştıran Kandilli Rasathanesi ile iftihar ettiğini de dile getiren Işıkara, toplumun depremle yaşamaya alışması gerektiğini hatırlattı.