''Kafes eylem planı'' ve ''Amirallere suikast'' davalarının birleştirildiği Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davada 11'i tutuklu 69 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar, emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat, Binbaşı Eren Günay, emekli SAT komandosu Ergin Geldikaya, teğmenler Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy, Tarık Ayabakan ile eski Kuzey Deniz Saha Komutanı emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü'nün de aralarında bulunduğu 25 tutuksuz sanık katıldı.
Müdahil Agos Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aris Nalcı'nın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar'ın da aralarında bulunduğu 33 tutuksuz sanık ise gelmedi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu'nun rahatsızlanarak rapor alması nedeniyle heyete hakim Oktay Kuban başkanlık ediyor.
Duruşmaya, tutuksuz sanık Mustafa Turhan Ecevit'in savunmasının alınmasıyla devam ediliyor.
Bu arada, duruşmaya Hasdal Cezaevinden getirilen 9 tutuklu sanığın, göğüs kısmında Deniz Harp Okulu arması bulunan lacivert ceket, gri pantolon giydikleri, lacivert tonlarda kravat taktıkları görüldü.
DENİZ KURMAY ALBAY TÜRKŞEN: BİZ BURAYA NASIL GELDİK, BİLEMİYORUM
''Kafes Eylem Planı'' ve ''Amirallere Suikast'' davalarının birleştirildiği Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davanın tutuksuz sanıklarından Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen, ''31 Ocak 1996'da sabaha karşı Kardak Kayalıkları'nda Yunan bayrağını Türk bayrağı ile değiştiren 2 kişi burada yargılanıyor. Birisi Ercan Kireçtepe, diğeri ben. Biz buraya nasıl geldik, bilemiyorum'' dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan tutuksuz sanık Deniz Yarbay Mustafa Turhan Ecevit, tutuklu sanıklardan emekli binbaşı Levent Yıldırım'ı 1985'ten beri tanıdığını, sınıf arkadaşı olduğunu ve Deniz Kuvvetleri hentbol takımında da beraber oynadıklarını anlattı.
Bektaş ile yaptıkları ve iddianamenin ek klasörlerinde yer alan 9,5 dakikalık telefon görüşmesi hakkında açıklama yapan Ecevit, ''Görüşme, uzun zamandır görüşemediğimiz için sitemle başlamaktadır. Özel hayatımızla ilgili konuşmalarımız var. Hasta olan kayınpederinin durumunu soruyorum'' dedi.
Ecevit, ihbar maillerinin iftiralardan oluştuğunu ifade ederek, ''Bu vicdansızlığı kim yaptı bilmiyorum. Ancak şüphelendiğim kişiler var. İddia edildiği gibi bir örgüt olsaydık, bu hesaplaşma çoktan yapılırdı. Yalan makinesine girerek ya da hipnozla da ifade verebilirim. Bu vatana ve millete Allah'ın emriyle bir can borcum var. Biraz güçlü olduğunu hisseden zalimlikten kendini alamıyor. Güçlü olmak, zalim olmayı gerektirmiyor. Bugün şehit olan her askerin kanında, çıkarları doğrultusunda karar veren herkesin eli vardır. Bu olaylar başıma geldi diye hayat duruşumdan vazgeçecek değilim. Üzerime atılı bütün suçlardan beraatımı talep ediyorum'' diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Kuban'ın, ''ihbar tutanaklarına ve bu kazılarda ele geçirilen mühimmatla ilgili ne diyorsunuz?'' sorusuna Ecevit, mühimmatlarla ve ihbar mektuplarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyledi.
Kuban'ın, ''Kafes Eylem Planı'' ile ilgili sorusuna da Ecevit, planda kendi isminin bulunmadığını ve iddiaları kabul etmediğini dile getirdi.
Ecevit, Kuban'ın, ''Poyrazköy Keçilik Mevkisi'nde 3 bin 17 adet mühimmat elde edildi. Her biri değişik çapta mermi. O bölgede en son ne zaman görev yaptınız?'' sorusuna, ''SAT Grup Komutanlığının geçici konuşlanma yeri o bölgelerdir. O bölgeyi yakın eğitimlerde kullanırız. 18 Nisana kadar o bölgeyi kullandım'' yanıtını verdi.
Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç'ın,''Levent Bektaş ile yaptığınız bir telefon görüşmesinde Oğuz'un yaşadığı bir sorundan bahsediyorsunuz. Burada, 'sizden, bizden' diye bir tabir var. Anlatır mısınız?'' sorusuna Ecevit, ''Bizden mi demesi, bizim sınıftan mı manasında. Kemal albayların sınıfından, bizden değil diyorum. Yapabileceğimiz bir durum yok diyorum'' dedi.
Saraç'ın, ''Kendi döneminizden olanlarla dayanışma, diğer dönemlerle aranızda çatışma mı var?'' sorusunu da Ecevit, ''Çatışma değil. Kendi sınıfımızdan olan insanları her zaman kollarız. Hukuk ve kanun içerisinde koruyup, kollarız'' şeklinde yanıtladı.
Üye hakim Mehmet Karababa'nın, ''Bir SAT her türlü silahı kullanabilir mi?'' sorusuna Ecevit, eğitimini aldıkları her türlü malzemeyi ve silahı kullanabileceklerini ifade etti. Ecevit'in savunma ve çapraz sorgusunu bitiren Kuban, daha sonra savunmasını yapması için Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen'i çağırdı.
''VATAN, MİLLET UĞRUNA BURALARA GELDİK''
Savunmasına başlayan Türkşen, 1992'de Karadeniz'de Levent Bektaş ve Ercan Kireçtepe ile beraber çektirdikleri fotoğrafı göstererek, ''Vatan, millet uğruna buralara geldik. İnşallah daha iyi yerlere geleceğiz'' dedi.
Hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini ve beraat edeceğine emin olduğunu ifade eden Türkşen, ''Bugüne kadar bağlı olduğum tek örgüt Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bu salonda savunma yaparken ağlatanı da gördük, güldüreni de. Ben terörist değilim diyen pırıl pırıl teğmenleri de gördük, emekli ve görevdeki koramiralleri de gördük. Gerçekleri üzerine basa basa anlatmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu davanın içinde TSK'nın ve Emniyetin içinden hainlerin olduğu söylemlerine kadar geldik. Bunun yargıya ne kadar işlediğini ise yapılacak yargılamanın sonunda göreceğiz der hale geldik. Hayatta yıldırım çeken gibi durunca, bazı şeyler de sizi buluyor. Kendimi biliyorum. Bu işlerin hepsi ortaya çıkacak'' diye konuştu.
1990-1997 yılları arasında SAT Grup Komutanı olarak görev yaptığını ve iki önemli görevde bulunduğunu söyleyen Türkşen, ''Bu görevlerde yer almakla iyi mi yaptım, kötü mü yaptım bilmiyorum. Ancak bugün buraya getirdiler. Hayatta bazı şeyleri eksik yapsaydık, bugün burada olmazdık. Burada olmaktan hiç üzülmüyorum. İnanıyorum ki bu davanın sonunda beraat edeceğiz. Sadece ailelerimiz yıprandı. Yer aldığım ilk görev 1993 yılında 14,5 ton uyuşturucu yüklü gemi Lucky-S'e el konulmasıdır. İkinci olarak ise Kardak krizinde adaya çıkan timin komutanıydım. Her iki olayda da tek bir mermi kullanılmadı'' dedi.
1996 yılında Kardak kayalıkları olayını anlatan Türkşen, şunları kaydetti:
''Özden Örnek komutanımızın 2005 yılındaki emriyle yazdığım, Kardak Kayalıkları hatıratımı okuyunca bizden neden terörist çıkmayacağını anlayacaksınız. 30 Ocak 1996'da saat 21.33'te biz cebimizden verdik o botun benzin parasını. Şu an burada bulunan Ercan Kireçtepe'nin kredi kartıyla o gece benzin aldık. Kredi kartının slipi de burada. Herkes cebindeki parayı çıkardı, bakkaldan ekmek arası peynir aldık. O gece 01.40'da da adaya çıktık. Biz şimdi burada yargılanıyoruz. Güven Erkaya o gece aradı ve 'Evladım, daha hazır değil misiniz?' diye sordu. Tabii Tansu Çiller de onu sıkıştırıyor. Biz Ercan Kireçtepe'nin kredi kartıyla benzin aldık ve öyle gittik. Tabii herkes bizim yerimizde olmak için nelerini vermezdi?''
Türkşen, mahkeme heyetine Kireçtepe'nin kullandığı kredi kartının 1996 yılına ait 16 milyon 730 bin liralık fişini göstererek, savunmasına şöyle devam etti:
''Sonra bir şey oldu. Aradan 13 yıl geçti. Herhalde bizim Deniz Kuvvetlerinin şebeke suyuna bir şey kattılar. Hepimiz burada terörist olduk. Bu mahkemede sanıklar savunma yaparken çok ağır laflar edildi. Eren Günay, 'Vatan anamız, devlet babamız. Bizi vatana ihanetle yargılamayın' dedi. Ancak Levent Bektaş öyle bir laf söyledi ki bana göre o laftan sonra Hükümet, üniversite hocaları, Cumhurbaşkanı, Başbakan, herkes işini bırakıp bu sözü tartışmalıydı. Bektaş 'Benim askerlikle sorunum yok. Ben dünyaya yeniden gelsem, yine asker olurdum, yine SAT olurdum. Ama bu ülkenin ordusunda değil' demişti. Bektaş'a bu sözü ettirenleri asla affetmeyeceğim. Bunu yapanlar hesabını verecek. 31 Ocak 1996'da sabaha karşı Kardak Kayalıkları'nda Yunan bayrağını Türk bayrağı ile değiştiren 2 kişi burada yargılanıyor. Birisi Ercan Kireçtepe, diğeri ben. Biz buraya nasıl geldik, bilemiyorum.''
Türkşen'in savunması sırasında tutuklu sanıklar ile aralarında Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu bazı tutuksuz sanıkların ve izleyicilerin ağladığı görüldü.
İDDİANAMELERDEN
Birleşen davaların iddianamelerinde, Poyrazköy Keçilik mevkisinde 21 Nisan 2009 tarihinde başlatılan ve 28 Nisan 2009 tarihine kadar devam eden kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin olarak, emekli deniz Binbaşı Levent Bektaş, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında görevli Yarbay Ercan Kireçtepe, Binbaşı Erme Onat ve Binbaşı Eren Günay ile tutuksuz sanık Yarbay Mustafa Turhan Ecevit'in, ''cebir ve şiddet kullanarak TBMM'yi ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak yürütme organını ortadan kaldırmaya, kısmen veya tamamen görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'', ''patlayıcı madde bulundurmak'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 29,5 ile 57'şer yıl arasında hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
Tutuklu sanık Ergin Geldikaya'nın ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'', ''patlayıcı madde bulundurmak'' ve ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 17,5 ile 39 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, tutuksuz sanıklar Tuğamiral Levent Görgeç ile Ali Türkşen, Halil Cura, Ferudun Arslan, Sadettin Doğan, İbrahim Koray Özyurt, Muharrem Nuri Alacalı, Şafak Yürekli, Dora Sungunay, Tayfun Duman ve Mert Yanık'ın da ''Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
''Amirallere suikast'' iddiasına ilişkin de Burçin Öztürk'ün müşteki olarak yer aldığı iddianamede, tutuklu sanıklar Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucu madde bulundurmak'' ve ''aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 13 ile 34'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Tutuklu sanıklardan Faruk Akın'ın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak'', ''aynı suç işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 13 yıl 8 ay ile 33 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, tutuklu sanık Sinan Efe Noyan ile tutuksuz sanıklar Barbaros Mercan ve Yiğithan Göksu'nun ise ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' ve ''örgüt amacı doğrultusunda patlayıcı madde ve mermi bulundurmak'' suçlarından 13 ile 29 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
Tutuklu sanıklar Ülkü Öztürk ve Sezgin Demirel ile tutuksuz sanık Koray Kemiksiz'in ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' ve ''aynı suçu işleme kararıyla birçok kişiye ait kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetmek'' suçlarından 8 ile 19'ar yıl arasında hapisle cezalandırılmaları istenen iddianamede, tutuklu sanık Ali Seyhur Güçlü ile tutuksuz sanıklar Halit Mehmet Ergül, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Oğuz Dağnık ve Mehmet Orhan Yücel'in ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İddianamede, tutuksuz sanık Levent Çakın'ın da ''uyuşturucu veya uyarıcı madde temin etmek, ticaretini yapmak veya sağlamak'', ''6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu kapsamında mermi bulundurmak'' suçlarından 5 ile 15,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Emekli Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütcü, Koramiral Kadir Sağdıç, Tuğamiral Mehmet Fatih İlgar'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmede 'danışma kurulu' adı altında emir ve komuta yetkisini haiz örgüt mensubu oldukları'' belirtilen iddianamede, Mücahit Erakyol, Deniz Erki, Tanju Veli Aydın, Emre Sezenler, Hüseyin Doğancı, İsmail Bak, Metin Samancı, Levent Gülmen, Aydın Ayhan Saraçoğlu, Bülent Aydın, Bora Coşkun, Süleyman Erharat, Murat Aslan, Emre Tepeli, İbrahim Öztürk, Halil Özsaraç, Gürol Yurdunal, Ümit Özbek, Bülent Karaoğlu, Daylan Muslu, Hüseyin Erol, Mehmet İnce, Alpay Belleyici, İsmail Zühtü Tümer, Levent Olcaner, Özgür Erken, Metin Fidan, Türker Doğanca, Mesut Adanur ve Metin Keskin'in eylemlerinin de ''Ergenekon silahlı terör örgütüyle doğrudan bağlantılı olarak kafes operasyonu eylem planını hayata geçirmek üzere faaliyet yürüten yasa dışı örgütlenmenin üyesi olma'' suçunu oluşturduğu kaydediliyor.
Tüm sanıkların TCK'nin 314. maddesinin 2. fıkrası ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.