Cuma günü Tarım Bakanı Mehdi Eker'in davetlisi olarak Diyarbakır'daydım. Niyetim kendisi de Diyarbakırlı olan Eker'le günün sonunda çalışmalarına, tarım politikalarına ve bölge meselelerine dair bir söyleşi yapmaktı. Ancak o söyleşiyi yapmadan önce kentin sokaklarında uzunca bir süre geçirdim. Turladım da turladım yani. "Bölge halkı ne istiyor? Artan terör, yaşanan son gelişmelere dair ne düşünüyor?" sorularının cevabını aldıktan sonra da Bakan Eker'in karşısına oturdum. Tabii ki önümüzdeki günlerde Diyarbakır sokaklarından aldığım o çok özel notları da geniş geniş paylaşacağım sizlerle ama lütfen önce Bakan Eker'in, Kürtlerin büyük çoğunluğunun dile getirdiği sorulara verdiği o cevapları okuyun! İlk sorum demokratik açılımla ilgiliydi...
Diyorlar ki; "İktidar bizi umutlandırdı ancak açılım fos çıktı! AKP muhalefetin tepkisinden korkup geri adım attı!"
Ne münasebet! Ne korktuk, ne de geri adım attık! Biz her zaman demokratik taleplerin konuşulmasını, tartışılmasını istedik. Bir de yani bunu diyen insanlara sormak isterim; 'Cumhuriyet tarihinde reddedilmiş, müzminleşmiş, inkâr edilmiş Kürt kimliğinin varlığının kabul edilmesi, demokratik haklarının, dilinin kullanılması konusunda çalışmaları ilk kim başlattı?' diye...
AKP mi diyeceksiniz?
Elbette. Bakın bu iktidar yıllarca sumen altı edilmiş bir meseleyi gün yüzüne çıkardı. Adeta tabu olan bir meselenin çözümü için çok radikal adımlar attı. Peki, böylesi kastlaşmış bir meselenin çok kısa zamanda sonuca ulaşmasını beklemek doğru mu? Ya Allah aşkınıza, bir lokmayı çiğnemeden, sindirmeden yutmak midenizde nasıl problem yaratır, söyleyin bana. Yahu bu bölgede insanlar kendi dillerini kullanamıyor, çocuğuna ana dilinde isim veremiyordu. Lütfen hatırlayalım bunları. Neden açılımın sonuca ulaşmadığını iddia eden insanlar olaylara bir de bu açıdan bakmıyor? Ha, bunları görmeyip, bu mukayeseyi yapamıyorlarsa kusura bakmasınlar o zaman o insanlar başka bir şey istiyor!
Evet. Çok değil ama bazıları, "Eyalet olsun, özerkleşsin bu bölge!" diyor.
Kim bunu diyen? Bunu diyen PKK sempatizanı insanlar. Biz bunların kime ve neye hizmet ettiğini iyi biliyoruz. Hiç kusura bakmasınlar ama işte biz orada yokuz! Bu iktidar 70 milyonu kucaklayacak demokratik bir açılımın hayata geçmesi için uğraşıyor. Terör örgütlerinin taleplerini hayata geçirmek için değil!
'BEN DE KÜRDÜM'
Tamam çoğu eyalet olmaktan, özerkleşmekten yana değil ama "Kürtler hâlâ eşit değil! Hâlâ ayrımcılığa tabi tutuluyor" diyor.
Bakın ben de Kürdüm! Ben de geçmişte bu kimliğimden dolayı ayrımcılık yaşadım veya zaman zaman dışlandığımı hissettim. O nedenle, "Kimliğimiz inkâr ediliyor. Ayrımcılığa uğruyoruz" diyen bütün Kürtleri anlıyorum en derinden. Fakat bugün gelinen noktada hâlâ aynı şeyleri söylemenin doğru olmadığını düşünüyorum. Türkiye son 8 yılda demokratik alanda inanılmaz bir yol kat etti. 10 yıl evvel Kürtçe konuşamayanlar bugün devletin yayınından Kürtçe şarkı dinliyor. Kürtçe sohbet dinliyor. Televizyonlarda artık, "Kürt meselesi" başlığı altında tartışmalar yapılabiliyor ve taraflar görüşünü dilediği gibi dile getiriyor. Şimdi kardeşlerimin biraz gerilere gidip oradan bakmasını istiyorum. Ve soruyorum kendilerine; "Siz bir gün Türkiye'nin bu hale gelebileceğine inanır mıydınız? Devlet televizyonunda bile Kürtçe bir kanal olabileceğini hayal eder miydiniz?" diye...
Bir de, "Terör bu açılım nedeniyle hortladı!" diyenler var.
Bunu diyenlere de şunu sormak isterim izninizle. "2007'de Anafartalar Çarşısı'nda o korkunç patlama gerçekleştiğinde açılım mı vardı? İstanbul Güngören'de sivil vatandaşlar öldürüldüğünde açılım mı vardı? Dağlıca baskınında açılım mı vardı? 30 yıl önce başlayan bu terör olaylarında açılım mı vardı?" Terörün bizim yaptığımız açılımlarla falan ilgisi yok. Bu sadece bu iş üzerinden beslenenlerin yani kan üzerine siyaset yapanların bir oyunu!
PKK'yı mı kastediyorsunuz?
Evet! Çünkü bu terör örgütü Kürtlerin demokratik haklara kavuşmasını istemiyor. Türkiye demokratlaştıkça Kürt kimliği kabul görmeye, Kürtler özgürleşmeye, hak ve hukuklarına kavuşmaya başladıkça PKK rahatsız oluyor.
Peki ne olacak? Gördüm ki PKK'ya yoğun destek var halk arasında. "Bizim bu noktaya gelmemizin tek nedeni Abdullah Öcalan ve PKK'nın silahlı mücadelesidir! Bu silahlı mücadele olmasa biz hâlâ aynı noktadaydık!" diyor çoğu.
Valla kusura bakmayın ama siz galiba sadece PKK sempatizanları ile konuşmuşsunuz. Bütün bölge halkı böyle demiyor.
Yok efendim! Ulu Cami önündeki insanlarla konuştum. Rasgele insanlarla. Üstelik 3 kişiyle başladığım sohbete 100 kişi daha katıldı sonradan.
Emin olun onlar size propaganda yapsın diye yönlendirilmiş insanlardır. Vallahi billahi öyledir. Ha ayrıca kim olursa olsun bunu diyenler fena halde yanılıyor. Bu yanılgı ile bugüne kadar onların önüne konulmamış ancak bu iktidar tarafından konulan bütün fırsatları tepiyorlar.
Eee ne olacak peki bu işin sonu?
Bakın bunu diyenlerin bir an evvel uyanması lazım. Çünkü PKK'nın bu halkı düşündüğü falan yok. PKK Kürt halkına kan ve gözyaşından başka bir şey getirmemiştir!