'Amirallere suikast' davası ile Poyrazköy davasının birleştirilmesine karar verildi. Amirallere suikast davasının bugünkü oturumunda tutuklu sanık üç teğmen tahliye edildi. Diğer tutuklu sanıkların tutukluluğunun devamı ve Poyrazköy davası ile birleştirilme kararlarına hakim Oktay Kuban şerh koydu.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 gün süren davanın bugünkü oturumunda ara kararlarını açıkladı. Mahkeme, 19 sanık hakkındaki bu dava ile 5'i tutuklu 17 sanıklı Poyrazköy davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu belirterek birleştirilmesine karar verdi. Bu karar üzerine 'amirallere suikast' davası, Poyrazköy davası üzerinden devam edecek.
Mahkeme savunmalarını yapan tutuksuz sanıklar Albay Orhan Yücel, askeri öğrenci Burak Amaç, teğmenler Fatih Göktaş ve Oğuz Dağnık'ın duruşmalardan vareste tutulma talebini kabul etti. Duruşmaya gelen ve uygunsuz görüntüleri kaydedildiği iddia edilen müşteki Burçin Öztürk'ün müdahale talebi ve şikayetçi olup olmayacağı konusunda diyeceklerini bildirmesi için Öztürk'e süre verilmesine karar verildi.
Bazı sanık avukatlarının davaya konu olan ve emanette bulunan flash belleğin incelenmesi için celse arasında dilekçe ile başvurmaları halinde flash belleğin bir örneğinin kendilerine verilmesine karar verildi. Sanık Tarık Ayabakan'ın bilgisayarının getirtilip söz konusu flash belleğin bu bilgisayarda kullanılıp kullanılmadığına ilişkin taleplerinin değerlendirileceğini belirten mahkeme, gerektiği taktirde daha sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmasını kararlaştırdı.
Mahkeme, patlayıcılarla ilgili dosyada ekspertiz raporlarının dosyada bulunduğunu ve bu konuda yeniden araştırma yapılmasına gerek olmadığını belirterek bu talebi reddetti.
Sanıklardan Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel'in haklarındaki isnat edilen ve açılan davaların mahiyeti, delil durumu, bu sanıklar hakkında isnat edilen suç vasfının değişme ihtimalini göz önüne alan mahkeme, bu sanıkların tahliyesine oy birliği ile karar verdi. Sanıklar Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakut Aksoy ve Tarık Ayabakan'ın suç vasfı, delil durumu, isnat edilen suçların mahiyeti, tutuklu kaldıkları süreye göre tahliye taleplerinin reddine oy çokluğu ile karar verildi.
Üye hakim Oktay Kuban, tutukluluk hallerinin devamı kararına şerh koydu. Kuban şerh gerekçesini şöyle açıkladı: "CMK 100 ve devamındaki maddelere göre bir kişinin tutuklanabilmesi veya tutukluluk halinin devamına karar verilebilmesi için öncelikle suçu işlediğine dair kuvvetli şüphenin varlığını gösteren olguların bulunması gerekmektedir. Bununla birlikte yasada sayma yöntemi ile belirlenmiş tutuklama sebebi, varsayılabilecek sebeplerin de bulunması gerekmektedir. Yargılama dosyasındaki mevcut bilgi ve belgelerin hukuki niteliği ile sanık savunmaları birlikte değerlendirildiğinde tutuklu sanıklar hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olgular bulunmamaktadır. Yargılama dosyasında sanıklar hakkında soruşturma veya yargılama sürecinde kaçmaları, saklanmaları, delilleri gizleme, yok etme veya değiştirme ya da mağdur veya tanıklara baskı yapma girişiminde bulundukları yönünde tutuklama nedeni sayılacak olgu ve iddia bulunmamaktadır. Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkes yasalar önünde eşittir. Aynı yargılamada, aynı suç ve delillerle suçlanan bir kısım sanığın tutuksuz yargılanıyor olması, tutuksuz yargılanan sanıkların yargılama sürecinde kaçma ve delilleri gizleyip yok etmeye veya mağdur ve tanıkları etkileme girişimlerinin bulunmayışı, tutuklu sanıkların tutuksuz yargılanmalarının yargılamanın amacına ulaşmasına engel teşkil edeceğine dair somut olguların bulunmayışı sebebiyle çoğunluğun görüşüne katılmıyorum."
Hakim Oktay Kuban, bu davanın Poyrazköy davası ile birleştirilmesi kararına da muhalefet etti. Kuban, "Sanıkların üzerlerine atılı suçların işleyiş şekillerine ilişkin iddianamedeki anlatım, gösterilen deliller itibariyle Poyrazköy dosyasındaki sanıkların eylemleri ile doğrudan birbirinin sonucunu etkileyecek hukuki ve fiili irtibatı gösterir bir durumun bulunmayışı, her iki dosyanın birleştirilip yargılamanın birlikte yapılması, yargılamanın uzamasına sebep olacağı görüşünde olduğum için çoğunluğun görüşüne katılmıyorum" dedi.