Avrupa Birliği turu kapsamında Lüksemburg ve Brüksel'de temaslarda bulunan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, anayasa değişikliği konusunda çarpıcı değerlendirmeler yaptı. Bağış, anayasa deşikliği sürecini, hükümetin, muhalefetin ve yarı kurumlarının pozisyonları için şunları söyledi:
ROTAYI MİLLET ÇİZER: Milletin hakemliğine başvurmaktan çekincemiz yok. Önceliğimiz, (anayasa değişikliğini) milletin vekilleri ile gerçekleştirmek. Gerçekleştiremezsek, aslına gideriz. Rotamızı millet çizer.
TARİH TEKERRÜR ETMESİN: (Darbeye teşebbüs halinde sivil mahkemelerin yetkili olması hükmünü ibret-i alem düşüncesi ile mi taslağa koydunuz? Darbe riski var mı?) Türkiye'nin tarihi belli. Tarihin tekerrür etmemesi için siyasilerin üzerine düşen, önlem almaktır. Nasıl bir Türkiye olması gerektiği ile ilgili nasıl bir Türkiye tahayyül ettiğimize ilişkin bir dizi öneriyi pakete koymuş bulunmaktayız.
VİZEDE 12 EYLÜL İZİ: Bugün Türkiye'nin en çok enerji harcadığı konulardan biri farklı ülkelerle vizeleri kaldırmak. Bu vizeler ne zaman konulmuş diye baktığınızda, 12 Eylül darbesinden birkaç hafta sonra. O zamanki darbe yönetiminin teşviki ile başlamış. Birçok AB üyesi ülke, Türkiye'den akın akın Avrupa'ya giden sığınmacılarla mücadele edebilmek için o darbe yönetiminin talebi üzerine Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarına vize uygulamaya başlamış. Bu memleket ve bu millet hala 12 Eylül'ün olumsuz etkileri ile bedel ödüyor.
DARBE ANAYASASI VE AB: Türkiye, 1961 yılından bu yana darbe anayasaları ile yönetiliyor. O tarihten bu yana AB süreci bir şekilde devam ediyor ama bir türlü sonuçlanmıyor. Bunlar tesadüf değil. Avrupa'da darbe anayasası ile yönetilen, darbe anayasası ile birliğe üye olan bir ülke yok.
KAPATMA DAVASI: Ben, 'Millet ne ise vekili de o olmalı' dediği için siyasetten yasaklanması istenmiş bir kişiyim. Niyetimin şiddet içerip içermediğini siyasilerden oluşan kurulun değerlendirmesini tercih ederim. Biz damdan düştük. Sıkıntıları yaşayıp geldik.
BAŞSAVCIYA MESAJ: "Kapatma davası kaygısı duyuyor musunuz?" derseniz, bu ihtimalin olduğunu siz ve sizin arkadaşlarınız (gazeteciler) yazıyor. Sayın Başsavcı ne hissediyor, kime ne hissettiriyor onu bilemem.
441 OY VE İPTAL KARARI: Sistemde denetleme ve dengeleme olmalı. Ancak 411 seçilmişin aldığı kararı atanmış 11 üyenin iptal etmesini makul görmüyoruz. Seçilmişlerin üçte iki çoğunlukla aldığı kararın, atanmışlarca iptal edilmesini vicdanlar kabul etmedi.
YARGIYA ELEŞTİRİ: Adam, anayasa paketi açıklandıktan bir saat sonra, 'Bunlar yargı ile dalga geçiyor' diyor. Bunu Sayın Baykal dese saygı duyarım. O, taraftır. O zaman Meclis'i kapatalım, yasaları yargıçlar yapsınlar. Onlar yasaları uygulamakla mı mesul, yoksa Türkiye'ye yasa yapmakla mı? Onların da yasamanın kararlarına uyum konusunda hassasiyet göstermesi gerekir.
DOKUNULMAZLIK ZIRHI: Dokunulmazlıklar bütün kurumları kapsayacaksa hakkaniyet kapsamında öneriye açığız. Muhalefet de pakete katkı olarak dokunulmazlıkları getirebilir.
ANAYASA'DA AB ETKİSİ: Taslağı, muhalefetle paylaşmadan AB ile paylaşmış değiliz. Taslağın hazırlanmasında AB'nin hiçbir katkısı yoktur. AB İlerleme Raporları'nın etkisi vardır. Kamu denetçiliği, HSYK'nın yapısı, çocuk hakları, memura toplu sözleşme, kişisel verilerin korunması zaten uzun süredir üzerinde tartıştığımız konular.
CHP'YE TEPKİ: Bu bir samimiyet sınavı. Ayet-i kerime değil. Değiştirilebilir. Uzlaşmaya açığız. AK Parti'nin mutfağında hazırlanmış sözü süreci küçümsemeye dönük talihsiz bir beyan. Türk aile yapısında mutfak aile birlikteliğinin sembolüdür. Mutfaklarda alın terinin sıcaklığı vardır. CHP istiyorsa görüşmeleri onların misafir odasında yapalım.