Bu rötar sorunu ne olacak?
Rötarların sebepleri konusunda elimizden geleni yapıyoruz. Elimizde olmayan sebeplerden de rötarlar olabiliyor. Örneğin hava durumu, havaalanının sıkışıklığı vb sebepler. Bu konularda çalışmalar yapılıyor. Sonuçlarını almaya başladık.
Can Tanrıyar bile, eşi Petek Dinçöz'den boşanma sebebine THY'nin rötarını gösterdi...
Can Bey kendine bahane arıyor bence. Görün işte memlekette ne olsa THY'den biliyorlar. Tabii bu işin esprisi. Biz de rötarlar konusunda çok sıkıntılıyız. Gerçekten çok üzülüyoruz ama inanın çaresiziz bu konuda. Çünkü rötardaki asıl sorun Atatürk Havalimanı'ndaki yoğunluk.
Bir saatte kaç uçak inip kalkıyor bu limandan?
Normali yani aslında potansiyeli en fazla 40! Ama yoğun sezonda 60'a kadar çıkıyor.
Çıkıyor çıkmasına ama rötar da fazlalaşıyor.
Sisli havalarda iniş kalkışları kolaylaştıracak sistem geliştiriliyor, pistlerden birisi uzatılıyor, park sahaları artırılıyor... Ancak asıl rahatlatacak konu askeri alanın havaalanı kullanım sahasına katılmasıdır.
Rötarları TSK yapıyor demeyin sakın!
Yok efendim. Ne alakası var? Sadece mesele şu. Atatürk Havalimanı'na sınır olan ve Hava Kuvvetleri'nin bünyesinde çok geniş, boş bir arazi var. Eğer Ulaştırma Bakanlığı ile TSK anlaşmaya varıp o alanı limana katabilirse büyük rahatlık olacak! Hem de çok! DHMİ çalışıyor sanıyorum üzerinde. O alana yeni bir pist yapılabilir mi diye. Yeni bir pist hayat kurtarıcımız olur. Pist olmasa bile o alanı değerlendirebilecek başka projeler yapılabilir.
Öyle mi? Peki ne zaman sonuçlanır?
Sanırım sona gelindi. Eğer sonuç tatlıya bağlanırsa DHMİ hemen çalışmalara başlayacak. İşte o zaman Atatürk Havalimanı Avrupa'nın en büyük limanları ile yarışacak pozisyona gelecek. Tam bir aktarım merkezi olacak. İstanbul'a yakışan da bu!
Sabiha Gökçen daha müsait değil mi?
Alan müsait olabilir ancak bizim aktarım yerimiz Atatürk Havalimanı. Sabiha Gökçen'e inen transit yolcuların İstanbul'da 1 gün beklemesi demektir. Hiçbir transit yolcu bu yolu tercih etmez.